EĞİTİM
okuma süresi: 10 dak.

Mültecilere yönelik hak ihlalleri sürüyor!

Mültecilere yönelik hak ihlalleri sürüyor!

Mülteci Hakları Derneği İletişim Sorumlusu Tegiye Birey, 20 Haziran, 2000 yılından beridir, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından "Dünya Mülteciler Günü" olarak anılmasına karşın, Kuzey Kıbrıs'ta mültecilerle ilgili bir sığınma prosedürü olmamasını eleştirdi.

Yayın Tarihi: 18/06/14 11:00
okuma süresi: 10 dak.
Mültecilere yönelik hak ihlalleri sürüyor!
A- A A+

Kıbrıs Postası - Filiz Seyis

Birey, "Sığınma mekanizmasını kurmak ve yürütmek yasal olarak yetkililerin göreviyken, bunu MHD ve BMMYK yanlız başına yürütüyor. 1951 Cenevre Mültecilere İlişkin Sözleşmesi Kıbrıs'ın kuzeyindeki yetkilileri bağlayıcı niteliktedir. Buna rağmen bu sorumluluk göz ardı edilmekte ve sığınma hakkına dair sistematik ihlallere sebebiyet vermektedir" dedi.

Birleşmiş Milletler'in, 1951 Cenevre Mültecilere İlişkin Sözleşmesi'ne göre mülteci, "ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişi" olarak tanımlanıyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, mültecilik ve sığınmacılık sorunlarına dikkati çekmek için her yıl 20 Haziran'ı "Dünya Mülteciler Günü" olarak anıyor.

20 Haziran tarihinde, mülteci hakları alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, savaş, şiddet ve yoksulluk gibi nedenlerle ülkelerinden kaçmak zorunda kalmış insanların yaşadığı zorluklar konusunda farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenliyor.

Müzisyenler, mülteciler için çalacak

Ülkemizde de, 2009 yılında kurulmuş olan ve sığınma hakkına ilişkin eksiklik ve ihlallere karşı mücadele ederek mültecilere hukuki ve sosyal katkıda bulunan Mülteci Hakları Derneği (MHD), 18 Haziran'da Dome Hotel'de Dayanışma Balosu ve 20 Haziran'da ise 1984 Bar'da "Müzisyenler Mülteciler İçin Çalıyor" konseri düzenleyecek.

Sığınmacı - Mülteci

Kıbrıs Postası'na özel açıklamalarda bulunan MHD İletişim Sorumlusu Tegiye Birey, Kuzey Kıbrıs'taki mülteci ve sığınmacılarla, sürdürülen prosedürle ve yaşanan sıkıntılarla ilgili bilgi verdi.Mülteci ile sığınmacı arasındaki farkı ortaya koyan Birey, "Mülteci, dini, milliyeti, etnik kökeni, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu endişesi ile ilgili haklı sebepleri bulunan ve bu nedenle ülkesinden ayrılmak zorunda bırakılan ve zulüm korkusu sebebiyle ülkesine geri dönmesi mümkün olmayan kişidir. Sığınmacı ise, yukarıdaki mülteci tanımına girdiği iddiasıyla bir devlete sığınma başvurusunda bulunan, devletin sorumluluk almadığı yerlerde ise Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne uluslararası koruma başvurusunda bulunan ve başvurusu değerlendirme aşamasında olan kişidir. Başvurusu kabul edilen sığınmacı, mülteci olur" dedi.

Sığınmacı ve mülteci hakları

Sığınmacıların, sığınma amacıyla girmeye çalıştıkları ülkeye girişlerinin yasaklanmaması, ciddi insan hakları ihlallerinin yaşanma riskli olduğu ülkelere geri gönderilmeme, adil ve etkin sığınma prosedürlerine erişim, yasadışı ve gereksiz bir şekilde hapsedilmeme hakları olduğunun altını çizen Birey, mültecilerin de aynı şekilde, zulme uğrama riskleri olan ülkelere zorla geri gönderilmeme, ayrımcılıktan korunma, düzensiz girişten dolayı cezalandırılmama, iş, ev, eğitim hakkı, serbest dolaşım hakkı gibi hakları olduğunu anlattı.

Kuzey'de 23 mülteci ve 43 sığınmacı

Kuzey Kıbrıs'ta sığınma başvurusu BMMYK tarafından onaylanmış ve mülteci statüsünde olan 23 kişi ile başvurusunu yapmış ve değerlendirme aşamasına olan 45 sığınmacı olduğu bilgisini veren Birey, bu kişilerin Filistin, Suriyeli, Irak, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Gürcistan, Kamerun, Gambiya, Gine, Fil Dişi Sahili, İran, Nijerya, Mali, Pakistan, Sudan, Togo ve Suriye gibi ülkelerden geldiğini kaydetti.

Gittikleri yerde sorunları sürüyor

Tegiye Birey, tüm dünyada insanların, iç savaş, ciddi insan hakları ihlalleri ve zulümlerden kaçarak kendilerine göre daha güvenli bir coğrafyaya ulaşmaya çalıştıklarını belirterek, bu insanların kaçacakları yerleri kendilerinin seçemediğini ve kaçtıkları yerde de sorunlarının sürdüğünü ifade etti.

"Göz ardı edilen sorumluluklar hak ihlallerine neden oluyor"

Kuzey Kıbrıs'ta mültecilerle ilgili herhangi bir sığınma prosedürü olmamasını eleştiren Birey sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kıbrıs'ın kuzeyinde yasal zorunluluğumuz olmasına rağmen yerel herhangi bir sığınma prosedürü çalıştırılmamaktadır. Mülteci haklarını uluslararası hukuka kazandıran 1951 Cenevre Mültecilere İlişkin Sözleşmesi Kıbrıs'ın kuzeyindeki yetkilileri bağlayıcı niteliktedir. Buna rağmen bu sorumluluk göz ardı edilmekte ve sığınma hakkına dair sistematik ihlallere sebebiyet vermektedir."

Canlarını riske atmak zorunda kalıyorlar

"Sığınmacılar düzenli veya düzensiz yollardan Kıbrıs'ın kuzeyine ulaşabilmektedir. Sığınmacıların sadece düzensiz yollardan gelen kişiler olduğu algısı yanlış bir algıdır. Ancak, Suriye gibi iç savaş yaşayan ülkelerden kaçıp Kıbrıs'ın kuzeyine gelen kişilerin girişleri engellemek adına utanç verici sınır politikaları olduğundan, çoğu kişi düzensiz olarak ve canlarını riske atarak deniz yoluyla giriş yapmak zorunda bırakılmaktadır. Bunun en çarpıcı örneği Suriye örneğidir. Suriye'de bir katliam yaşanırken ve dünyanın birçok ülkesi özellikle Suriyelilere insani bir yardımda bulunabilmenin yollarını ararken, Kıbrıs'ın kuzeyindeki pratik, eğer bankada belirli bir parası yoksa, otel rezervasyonu yoksa, öğrenci değilse, düzenli yollardan bile giriş yapmaya çalışırsa bunu engelleme üzerine kurulmuştur. Bu da birçok insanı canını kurtarmak adına bu sefer düzensiz deniz yollarından gelmeye sevketmektedir."

"Cezaevi ve mahkeme kontrollerinde mültecileri tespit etmeye çalışıyoruz"

"Devam edecek olursak, daha ülkeye adım atamadan sınırdışı edilmemeyi başarabilen kişiler, düzensiz giriş yapmışlarsa, öncelikle bir tutukluluk, yargılanma ve hapis süreci yaşamaktadırlar. Daha sonra BMMYK'nın Kıbrıs'ın kuzeyindeki uygulayıcı ortağı olan Mülteci Hakları Derneği olarak günlük olarak yaptığımız basın taramalarında, cezaevi ve mahkeme kontrollerinde mülteci tanımına girebilecek kişileri tespit etmeye çalışıyoruz ve BMMYK'ya sığınma başvurusu yapmak isteyip istemediklerini öğreniyoruz. Onlara karşı açılan haksız "kaçak giriş" gibi davalarda onları temsil ediyoruz. Bunun yanında, öğrenci veya turist vizesiyle düzenli giriş yapmış ancak mülteci tanımına giren kişiler de olduğunda, BMMYK'ya sığınma başvurularını iletiyoruz. Başvuruların değerlendirmesini de yine BMMYK yapıyor."

"Tablo, başlı başına sorunlu"

"Yukarıdaki tablo, başlı başına sorunlu bir tablodur. Sığınma mekanizmasını kurmak ve yürütmek yasal olarak yetkililerin göreviyken, bunu bir sivil toplum örgütü olarak MHD ve BMMYK yanlız başına yürütüyor. Sığınmacılar bazen daha sığınma talebini dillendiremeden zulüm göre olasılıkları olan yerlere geri gönderiliyor. Savaştan kaçan kişiler düzensiz girişten suçlanamazken bu sebeple yargılanıyorlar. Süreç içerisinde bazı tadilatlar yapıldı; mesela tutukluluk süreleri geçmişe nazaran daha az tutulmaya çalışılıyor. Ancak bunlar kesinlikle yeterli değildir ve sistematik hak ihlalleri devam etmektedir."

"Önyargılardan doğan sorunlar yaşanıyor"

"Sosyal haklara bakacak olursak, mültecilerin zorunlu eğitim süresince eğitim görme hakkı, ön izinsiz çalışma hakkı ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları yasal olarak garantiye alınmasa da pratikte süreç içerisinde var edilen haklar oldu. Ancak bu alanlarda çalışanların konuyla ilgili yeterince bilgilendirilmemesinden ve ön yargılardan doğan sorunlar yaşanmaktadır."

İhtiyaçlar, dayanışma temelli gideriliyor

MHD'nin faaliyetleri ile ilgili de bilgi veren Birey, derneğin altı çalışanı bulunduğunu kaydederek, sığınmacı ve mültecilerin hayatlarını idame ettirebilmeleri için gereken yardımların toplanmasının tamamen dayanışma temelinde yürütüldüğünü anlattı.

"Sorunları toplumsal dayanışma ile anlık olarak çözmeye çalışıyoruz"

Tegiye Birey sözlerini şöyle sürdürdü:

"En ideali sığınmacı ve mültecilerin iş bulup kendi hayatlarını idame ettirebilmesiyken, dil engelleri ve yaşanan savaş travması buna engel olabilmektedir. Bu durumlarda, yetkililer herhangi bir barınak göstermedikleri için, sığınmacı ve mültecilerin barınak ihtiyaçlarını toplanan bağışlarla kısa süre olsa da gidermeye çalışıyoruz. Aynı şekilde, savaş ve travmadan kaçan kişilerin ciddi sağlık problemleri olabiliyor ve temel sağlık haklarına erişimleri olsa da, bunun yeterli olmadığı yerlerde sağlıklarına kavuşabilmek için desteğe ihtiyaçları olabiliyor. Gıda yardımını daha çok bağış olarak toplamaya çalışıyoruz; bu konuda Ghetto Restaurant, Atakom Ltd. ve Sodexho Catering gibi kurumlar bize destek sağlamaktadır, 1984 Restaurant geçmişte hergün sıcak yemek sağlamaktaydı, hala daha çalışmalarımızı desteklemektedirler. Bir nevi toplumsal dayanışma ile sorunlara anlık olarak çözmeye çalışıyoruz."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.