EĞİTİM
okuma süresi: 14 dak.

1 Kasım Dünya Vegan Günü

1 Kasım Dünya Vegan Günü

Bugün 1 Kasım Dünya Vegan günü. Dünya'nın pek çok yerinde vegan ve vejetaryenler 1 Kasım'ı çeşitli etkinliklerle kutluyor.

Yayın Tarihi: 01/11/14 10:08
okuma süresi: 14 dak.
1 Kasım Dünya Vegan Günü
A- A A+

Kıbrıs Postası - Hasan YIKICI

Veganlığın ne olduğunu, neden vegan olunduğunu sizler için yazdık.

Ülkemizde de sayıları gittikçe artmakta olan ve veganlığı bir "beslenme biçiminden" öte "bir yaşam tarzı" ve "politik bir duruş" olarak yorumlayan veganlar düşüncelerini Kıbrıs Postası'yla paylaştı.

Bugün 1 Kasım Dünya Vegan günü. Veganizm, Elsie Shrigley ve Donald Watson adlı iki vejetaryenin Londra'da 'Vegan Society (Topluluğu)' adında bir dernek kurulmasıyla yaygınlaşmaya başladı. 1 Kasım Dünya Vegan Günü olarak 1994 yılından bu yana kutlanıyor. İlk defa İngiltere'de Vegan Topluluğu'nun 50'nci kuruluş yıldönümü anısına kutlandı ve geleneksel hale geldi.

Veganlık nedir?

Ülkemizde gerek vejetaryenlerin gerekse de veganların sayıları gittikçe artmakta. Gerek vicdani ve etik bir muhasebenin sonucu, gerek politik bir tavır gerekse de sağlık bağlamında pek çok kişi vejetaryenliği veya veganlığı tercih etmekte. Peki Vegan olmak ne demek? Vejetaryenlik ile veganlık arasındaki temel fark nedir?

Veganlık, Donald Watson'un ifadeleriyle, "hayvanlar alemine dair sömürü ve zulmün tüm biçimlerini dışlamanın ve yaşamı gözetmenin yoludur. Et, balık, kümes hayvanı, yumurta, bal, hayvansal süt ve türevlerini dışlayıp bitkiler aleminin ürünleriyle yaşamayı ve tamamen ya da kısmen hayvanlardan üretilen tüm ticari malların alternatiflerini kullanmak şeklinde pratiğe dökülür" şeklinde açıklanabilir. Kısacası vegan kişi, insan harici hayvanları etik kişiler olarak tanıyan ve bu sebeple hayvan kullanımını hayatından çıkarmış olan kişidir; veganlar gıda, giyim, eğlence ya da herhangi başka bir amaçla hayvan kullanmaz.

Veganların vejetaryenlerden ayıran temel fark ise, hayvan ürünü kullanmamalarıdır. Vejetaryenler, süt, yumurta, bal gibi ürünleri tüketirken, veganlar herhangi bir hayvansal ürün de kullanmıyorlar.

Veganlığın üç ana dayanağı

Veganlık veya vejetaryenlik genel olarak üç nedene dayandırılıyor. Bunlar ise etik-politik nedenler, ekolojik nedenler ve sağlık.

Etik neden, ağırlıklı olarak 'türcülük' eleştirisi üzerinden şekillendirilerek, hayvanların yaşamın bir öznesi olduğu ve insanların onlar üzerinde tahakküm kurmaması gerektiğinin altını çizer. Hayvan Haklarına Abolisyonist Yaklaşım'ın kurucu teorisyeni olan Gary L. Francione, "tüm hissedebilir canlıların bir temel hakkı bulunur -başkalarının mülkü olarak muamele görmeme hakkı" düşüncesini öne sürer ve insan harici hayvanların içkin değerleri olduğunu düşünen herkes için tartışılmaz etik zeminin veganlık olması gerektiğini savunur.

Bir diğer neden olan ekolojik nedende ise hayvansal ve hayvan üretimini yarattığı ekolojik zararlara odaklanılmaktadır. Burada hem hayvanların yaşam koşulları hem de söz konusu üretim sürecinde çevreye verilen tahribatın altı çizilmektedir.

Bir diğer vegan olma nedeni ise sağlıktır. Başta kanser olmak üzere pekçok hastalığın et tüketiminden kaynaklı olduğunu vurgulyan ve bilimsel verilerle de altını dolduran veganlar, sağlıklı yaşamaın yolunun veganlıktan geçtiğini ifade etmekte.

Veganlığın bir beslenme tarzı değil, aynı zamanda da bir hayat biçimi ve politik bir tavır olduğunun altını çizen veganlar ülkemizde de yavaş yavaş çoğalmakta.

Türkiye'de ve dünyanın çeşitli yerlerinde 1 Kasım Dünya Vegan günü kutlanırken, ülkemizdeki veganlar da Kıbrıs Postası'na konuştu.

Hüseyin Çakal: "Kıbrıs'ta vaganlığa gösterilen ilgi umut verici"

"Veganlık benim için suçluluk duymadan çevreme en az zarar vererek beni en mutlu eden şekilde yasamaktır" diyen Hüseyin Çakal, Kıbrıs'ta veganlık ve vejetaryenliğe duyulan ilginin umut verici olduğunu ifade etmekte. Çakal, bunu aynı zamanda "Mandra'nın duvarlarının yıkılması sonucu Kıbrıslı Türkler'in kendi kendilerine kurdukları mono-kültürlükten çıkmalarının göstergelerinden biri" olarak yorumluyor.

Çakal, veganlıkla ilgili olarak şu düşünceleri paylaşıyor: "Veganlık insanın en büyük özelliği olan düşünme yetisini kullanarak kendini ve doğaya olan ilişkisini sorgulamaya başlamasının bir sonucu diye düşünüyorum."

Cengiz Yıkıcı: "Vegan olmak hayvan sömürüsüne ortak olmamaktır"

"Biz veganlar hiçbir hayvanı yemediğimiz gibi hayvanların sömürüldüğü, kullanıldığı gıdaları reddederiz. Bunun yanında kürk, deri, yün, ipek gibi hayvanlardan elde edilen ya da hayvanların ürettiği hiçbir giyim eşyasını kullanmayız" diyen Yıkıcı, "Vegan olmak demek, hiç bir şekilde hayvan sömürüsüne ortak olmamak demektir" ifadelerini kullanıyor.

Hayvanlar üzerinde deney yapılarak üretilen kozmetik, gıda ve temizlik maddelerini de kullanmadıklarını kaydeden Yıkıcı, "insanlar etik, ekolojik, sağlık, politik nedenlerle vegan yaşamaya geçiş yapmaktadır" dedi.

Veganlığın, insan dışındaki hayvanları da etik kişiler olarak tanımak olduğunu söyleyen Yıkıcı, "Veganlık kısaca hayvanların mal ve kaynak olarak kullanılmasının reddedilmesidir" dedi.

"Kıbrıs'ta vegan olmak için yaygın nedenler var"

Kıbrıs'ın kuzeyinde kişiyi vegan olmaya sürükleyen nedenlerin oldukça yaygın olduğunu kaydeden Yıkıcı, "vegan sayısının bir elin parmakları kadar olması oldukça ironiktir. Veganlığın bilinmemesi, ilgisizlik, örgütsüzlük nedeniyle veganlık yaygınlaşmamıştır. Her şeyde olduğu gibi işçi sınıfının aydınlarına bu konularda da büyük görevler düşüyor" dedi.

Tezcan Mert Çakal: "İlginin artması sevindirici"

Veganlığın anlamını, "hayvanların haklarına saygıyı ve hayvanların hiçbir şeklide insanlar tarafından gıda, giyim, eğlence, deneyler veya başka amaçla kullanılmamasıdır" olarak tanımlayan Tezcan, "Kıbrıs'ta veganlık ve vejetaryenliğe olan ilginin artması sevindirici. Daha da artacağına inanıyorum, zira tüm dünyada da artan bir ilgi var" cümlelerini kurdu.

Sosyal bir hareket de olabilir

Tezcan Veganlığın bir etik yaşam tarzı olduğunu fakat bunun dışında da bir sosyal hareket olarak da nitelendirilebileceğini vurguladı.

Ghetto Bar işletmecisi Hami: "Menümüzün yüzde 40'ı vegan/vejetaryen"

Lefkoşa'da Ghetto Bar ve Restorant'ın işletmecisi olan ve Nevzat Hami, açıldıkları günden beri vejetaryen ve vegan yemeklere hassasiyetlerinin yüksek olduğunu ifade etti. Hami: "Özellikle benim de dönem dönem 'etik veganlık tecrübelerime dayanarak, bir restoranın gelen müşterisine en azından bu seçenekleri sunması gerektiğine inanmaktayım. Menüden girersek, başlangıçlardan, Salatalara, Makarnalara, Pizza, Sandwich ve Burgerler dahil menümüzün yüzde 40'ına yakın yemeği Vegan ve/veya vejetaryen(daha fazla olmak üzere) yemekler üzerine kurulmuştur" dedi.

Kendi veganlık deneyimlerinden de örnekler veren Hami şöyle konuştu:

"Özellikle kendi deneyimimden yola çıkarak, ülkemizde vegan/vejetaryenliğin çok da kolay olamayacağı gözlemini yaşadıktan sonra, kendi işletmemizde buna olan hassasiyetimiz biraz daha artmıştır. Menümüzde olan dikkat çekici işaretlerle vegan/vejetaryen yemeklere dikkat çekerek yapmaya çalışıyoruz.

Restoranların bu konuda çalışanlarını ve özellikle garsonlarını bilgilendirme sorumluluğunu hassasiyetle önemsemeleri gerektiğine inanmaktayız. Örneğin gelen müşteri 'ben vejetaryenim, et yemem' demesi üzerine garsonun "size tavuk yemeklerimizden önerebilecekleri şunlar" gibi şeylerin artık yavaş yavaş silinmesi gerektiğine inanmaktayız. Her restoranın gelen müşterilerine sunabileceği yemek çeşitlilikleri arasında vejetaryen/vegan yemeklerinin de olması gerekliliğini savunuyoruz."

Toplum bilinci artmalı

İnsanların, hayvanlara hüküm etmeyeceği bir dünya özlemini büyüttüklerini ifade eden Hami, "Toplum bilincinin daha da artması gerektiğine inanıyoruz. vegan/vejetaryen beslenmeyi bir diyet bicimi değil, bir yasam biçimi olması gerektiğine inanıyorum.

Tuğrul İlter: "Veganlık etik sorumluluk üstlenen, sürdürülebilir beslenme ve yaşam biçimidir"

"Çoğumuz tesadüfen içine doğduğumuz karnist, yani etçi beslenme biçimi ve inancı üzerine hiç kafa yormayız. Hatta bu beslenme biçiminin bir seçim içerdiğinin ve bu seçime dayalı bir inanç sistemi oluşturduğunun (karnizm) farkında bile değilizdir" diyor Tuğrul İlter. DAÜ iletişim fakültesinde akademisyen olan Prof. Dr. Tuğrul İlter örnek vererek devam ediyor: "çocukluğumda benim için veganlık gibi karnist olmayan bir beslenme ve yaşam biçimi tahayyül bile edilemez gibiydi, çünkü içinde yaşadığım kültürel atmosfer bütünüyle etçiydi. Karnist yaşam ve beslenme biçimi soluduğumuz hava gibi olmazsa olmaz gözüküyordu. Yine çocukluğum sırasında tabaklarımızda yediğimiz etin bir hayvanın öldürülüp kesilmesiyle ortaya çıktığının farkına varmamın ve apartmanda üzerinde oturduğumuz kasabın belirli "kutsal" günlerde bahçede yaptığı hayvan katline ve kesimine tanık olmanın yaşattığı travmalara karşın, başka türlüsü olamazmış gibi geliyordu ve öğretiliyordu."

İlter, bugün veganların ve vegan yaşam biçiminin dünyada giderek daha yaygınlaştığını ve görünür olmasının yanı sıra veganlığın dünya çapında kutlanıyor olmasına vurgu yaparak 1 Kasım Dünya Vegan günü ile ilgili şunlar söylüyor: "bize etçi beslenme seçimimiz ile buna dayalı karnizm inancımızı sorgulama ve bu beslenme seçimimizin bizim, hayvanların ve dünyanın sağlığı ve selameti üzerindeki bariz olumsuz sonuçları üzerinde kafa yorma, bu konuda yapılan çalışmalardan haberdar olma fırsatı veriyor."

Sağlıklı bir yaşam için

Tuğrul İlter, sorgulamaya başlamasıyla birlikte örneğin, "etçi beslenme biçimimizin nasıl artık en önde gelen ölüm nedeni olan kalp-damar hastalıklarına ve bununla ilgili olarak obeziteye, tansiyon ve şeker hastalıklarına, bunun ardı sıra ikinci en yaygın ölüm nedeni olarak prostat, meme ve kolon kanserlerine yol açtığını öğrendik. Ama bundan daha önemlisi rafine edilmemiş, eksiltilmemiş, tam gıdalı, az yağlı vegan beslenme biçiminin nasıl bizi bu hastalıklardan koruduğunu ve hatta bu hastalıklara yakalandığımızda da bizi tedavi ettiğini öğrendik ve deneyimledik" dedi.

Medyadan öğrenmemiz mümkün değildi

İlter tüm bunları ve daha fazlasını, ticari kaygılarla biçimlenen medyadan öğrenmenin mümkün olmadığını da ifade etti; "Bunları öğrenirken de tam gıdalı, az yağlı vegan beslenme biçiminin sağlığımız için yararları konusunda bilimsel araştırma sonuçlarının ne kadar açık ve kesin olduğunu görmek bizi şaşırttı çünkü bunları ticari mesajlarla dopdolu ve o kaygılarla biçimlenmiş medyadan öğrenmemiz mümkün olamamıştı. Yine bu sayede dünya üzerindeki hayatımızı tehlikeye atan iklim değişikliğine neden olan sera gazlarına en büyük katkının besin olarak yetiştirilen hayvanlardan kaynaklandığını öğrendik."

Hayvan katline dayanmayan bir yaşam biçimi

Veganlığın etik bir sorumluluk üstlenen yaşam biçimi olduğunu kaydeden İlter,

veganlığın, "Hayvan sömürüsüne ve katline dayanmayan, insanı ve çevreyi sağlığına kavuşturan, etik sorumluluk üstlenen, sürdürülebilir beslenme ve yaşam biçimi" olarak tanımlıyor.

Henüz emekleme aşamasında ama umutlandırıcı

İlter Kıbrıs'ın kuzeyindeki vegan ve vejetaryenlerin yaygınlaşmasını ve harekete geçme çabasını "henüz emekleme aşamasında olsa da çok umutlandırıcı buluyorum. İki binli yılların başında Kuzey Kıbrıs'taki tek vegan olduğumu düşünüyordum. Şimdi ise bir topluluğumuz bile var" cümleleriyle değerlendirdi.

1 Kasım'da 1 Kitap, 1 Film, 1 İnsan

Bir kitap: Hayvan Hakları ve Veganizm – Kült Neşriat, Derleme

Hayvan Hakları & Veganizm, bağdaşık iki konu üzerine yazılmış klasik metinlerden oluşan özgün bir seçki. Birçok yazar ve kuramcı, meseleyi etik, politika, felsefe, ekoloji gibi farklı alanlarda detaylı bir şekilde tartışıyor. Zülâl Kalkandelen'in sunuş yazısıyla hazırlanan kitap, tartıştığı alan üzerine farkındalığı arttırmak için sunulmuş alternatif bir tasarı olarak hem akademik çalışmalara destek, hem de konunun teorik yanlarına odaklanacak yeni okurlar için hazırlandı.

Bir film: Earthlings (Dünyalılar), Belgesel

Earthlings yeryüzünde yaşayan tüm canlıları ifade eden ve dünyalılar anlamına gelen bir kelime. Dünyalılar belgeseli insanların, insan dışı türlere uyguladığı sömürüyü ve vahşeti yaşanan gerçekliğin tüm sarsıcılığıyla, oldukça çarpıcı ve güçlü bir şekilde ortaya koyuyor.

Bir insan: Albert Einstein

Dünyaca ünlü Alman fizikçi Einstein, "Vejetaryenliğin yayılması kadar insanlığın sağlığına ve dünyada hayatta kalmalarına fayda sağlayacak başka bir şey yoktur" sözünün sahibi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.