EĞİTİM
okuma süresi: 8 dak.

Klinik Psikolog Selen Üstüner: "Nota ceza büyük hata"

Klinik Psikolog Selen Üstüner: "Nota ceza büyük hata"

İlk ve Ortaöğretim önümüzdeki hafta başı yarıyıl tatiline giriyor… Uzmanlar şimdiden bazı ebeveynlerin olası karne ve not yaklaşımının davranış sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulundu…

Yayın Tarihi: 30/01/15 08:59
okuma süresi: 8 dak.
Klinik Psikolog Selen Üstüner: "Nota ceza büyük hata"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Filiz SEYİS

Kıbrıs Postası'na değerlendiren Klinik Psikolog, Kognitif ve Davranış Terapisti Selen Üstüner, karnesinde düşük not getiren çocuğa verilen cezaları, yapılan tehdit ve kıyaslamaları 'büyük hata' olarak değerlendirerek, bu gibi davranışların ileride ciddi uyum ve davranış sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Yarıyıl tatilinde ailelerin çocuklarına 'matematik çalışacaksın, kitap okuyacaksın' gibi yaptırımlardan uzak durması gerektiğini vurgulayan Üstüner, çocukların tatili sorumluluğun olmadığı bir zaman dilimi gibi algılamak istediğini ve tatilin nasıl geçeceğini anne ve babanın tutumunun belirlediğini söyledi.

Çocukların keyifli aktiviteler yapmak ve aileleriyle güzel vakit geçirmek için fırsat bulacağı yarıyıl tatili kapıya dayandı. Klinik Psikolog, Kognitif ve Davranış Terapisti Selen Üstüner, çocukların yarıyıl tatilini nasıl değerlendirmesi gerektiğini Kıbrıs Postası'na anlattı.

"Tatil aktivite yığını haline getirilmemeli"

Çocukların nasıl bir tatil geçireceğini anne ve babanın tutumunun belirlediğini vurgulayan Üstüner, ailece oturup verimli ve keyifli bir tatil planı yapmanın önemine değindi.

Yarıyıl tatilini çocuk için 'aktivite yığını' haline getirmemek gerektiğini de belirten Üstüner, çocuğun yapmak istediklerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini anlattı.

"Dinlenme, dersleri düşünmeme zamanı"

Çocukların yarıyıl tatilini sorumluluğun olmadığı bir zaman dilimi gibi algılamak istediğinin altını çizen Üstüner sözlerine şöyle devam etti:

"Uzun bir çalışma temposundan sonra patronunuz size izin verdi ya da kendiniz çok yorulup birkaç gün izin aldınız. Çevrenizdeki insanların size 'İzinlisin ama yapmamız gereken işler var' dese ilk tepkiniz ne olurdu? Sanırım çok hevesli bir şekilde yeniden başka işleri yapmaya gönüllü olmazdınız. Çocukların da bizden pek farkı yoktur. Onlarda tatili, biraz dinlenme, dersleri düşünmeme ve sorumluluğun olmadığı bir zaman dilimi gibi algılamak istiyorlar. Haksız olduklarını da düşünmüyorum aslında.

Okullar kapandığı anda 'matematik çalışacaksın, kitap okuyacaksın' gibi cümlelerden bir süre uzak durulması gerektiğine inanıyorum. Çocuklar ya da gençler biraz olsun tatilde olduklarını kavramalı ve biraz zaman geçtikten sonra eksik olduğu konuları öğrenmek için çalışmaya başlamalıdır. Aileler de bu konuda onlara destek olmalıdır.

Tatiller çocukların okul başarısını artırmak için bir fırsat gibi görülmemelidir. Çocuklar biraz dinlendikten sonra günün belli bir zaman dilimini birlikte ayarlayıp sınav için çalışmaya başlayabilirler. Bu çalışma programı günün aynı saatinde, kendi odasında ve kendi başına olacak şekilde olmalıdır. Çocuklar tabi ki anlamadıkları konuları anne ya da babasına sorabilirler ancak birlikte ders çalışmak ona sorumluluk öğretmeyeceği gibi kendini değerlendirme konusunda da sıkıntılara yol açacaktır."

"Çocuğun ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalı"

Okul dönemlerinin hem çocuklar hem de anne ve babalar için stresli ve gergin dönemler olduğunu ifade eden Üstüner, tatil döneminin ise çocuk ile ailesinin kaliteli zaman geçirebileceği bir mola olduğunu belirterek, ailece geçirilecek bu molanın çocuk için çok önemli olduğunu kaydetti.

Birlikte geçirilen zamanın aile ile çocuk arasındaki iletişimi artırdığı gibi yaşanan problemlerin çözümünü de kolaylaştırdığını vurgulayan Üstüner, tatil planı yapılırken çocuğun ilgi alanlarının ve ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizerek "Planladığınız şeyleri yaptığınızı gördükleri zaman sorumluluk duygusunu geliştirir, öz disiplini öğretmiş olursunuz" dedi.

"Sınırlara ihtiyaç var"

Çocukların bilgisayar gibi teknolojik aletleri kullanmalarına da sınır getirilmesi gerektiğini vurgulayan Üstüner şöyle konuştu:

"Kaç yaşında olursak olalım hepimizin sınırlara ihtiyacı vardır. Çocukların ve gençlerin anne ve babalarından gelecek olan sınırlara ihtiyaçları, özellikle psikolojik gelişimleri için önemli bir yer tutmaktadır. Çocuklar ve gençlerin bu kadar bilgisayar gibi şeyleri kullanmalarının sebebi okul, aile ve arkadaş ilişkilerinde yaşanan sorunlardan kaçmak için kullanılan bir yöntem olabilir. Sanal ortam çocukların ve gençlerin gerçeklerden kaçmasına olanak sağlayabilmektedir.

Sosyal yaşamda kendisini değersiz olarak algılayan çocuk ya da genç kendilerini ifade edebilecekleri, kendilerini ait hissedecekleri ortam arayışında olabilirler. Çocuklar oynadıkları oyunlarla kazanma, başarılı olma gibi duyguları sanal ortamda yaşarken, gençler ise sanal grupların içine girerek iletişim kurmayı sağlarlar. Bu duygular onları geçici de olsa mutlu ettiği için sanal ortamda kendilerini olmak istedikleri kişi gibi görebilmekte ve bu da onları bağımlı hale dönüştürebilmektedir."

"Gerçek bir çevrede olmalılar"

"Burada ailelere çok önemli görevler düşmektedir. Anne babanın bu konuyla ilgili koydukları cezalar bilgisayarı gibi şeylerin kullanımını daha cazip hale getirip kullanımını artırabilmektedir. Özellikle bu tip teknolojik aletlerin kullanımının günün belli saatlerinde, sınır konularak uygulanması ve bunu yaparken de birlikte karşılıklı anlaşmalar yapılarak uygulatılması gerekmektedir. Çocuklar ve gençler sosyal beceri kazanabilmeleri için, gerçek bir çevrede yakınlarıyla bir arada olmalı ve mutlaka spora yönlendirilmelidir."

"Zayıf not çocuğun hayatta başarısız olduğu anlamına gelmez"

Karnedeki zayıf notların çocuğun hayatta başarısız olduğu anlamına gelmediğini vurgulayan Üstüner, karnenin kötü gelmesini sadece çocuğa bağlamanın yanlış bir davranış olacağını söyledi.

Çocuğun kişilik özellikleri, aile içi problemler, yanlış anne baba tutumları, yaşam olayları, okuldan kaynaklanan sebepler ve daha birçok nedenin kötü karne ile sonuçlanabileceğini belirten Üstüner, düşük not getiren çocuğa verilen cezaları, yapılan tehdit ve kıyaslamaları 'büyük hata' olarak değerlendirdi.

"Her durumda destek belirtmelisiniz"

Üstüner şunları kaydetti: "Yapılan en büyük hata çocuğa düşük not getirdiği için verilen cezalar, tehditler, kıyaslamalardır. Bu durum çocukta ciddi uyum ve davranış sorunlarına yol açabilmektedir. Çocuğa vereceğimiz en önemli mesaj "sen ne yaşarsan yaşa ben senin yanındayım" olmalıdır. Ona her durumda değer verdiğinizi gerek sözel gerek davranış olarak belirtmelisiniz.

Karneyi değerlendirirken öncelikle iyi aldığı notlar üzerinde durmak ardından diğer düşük notların üzerinde konuşulmalıdır. Aldığı düşük notlar hakkında ne düşündüğü, neler hissettiği sorulmalı, kendini ifade etmesine izin verilmelidir. Bu düşük aldığı notlarla ilgili anne babalar ona destek vereceklerini hissettirmelidir. Ayrıca çocuğun güçlü yanları konuşulmalı ve her zaman desteklenmelidir. Hiçbir zaman ne arkadaşlarıyla ne de ailedeki diğer kişilerle kıyaslanmamalıdır."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.