GAZİMAĞUSA
okuma süresi: 9 dak.

Özyiğit: "Mağusa Limanı'nın mevcut durumu içler acısı"

Özyiğit: "Mağusa Limanı'nın mevcut durumu içler acısı"

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Baraka Kültür Merkezi ve Bağımsızlık Yolu tarafından düzenlenen ve Mağusa İlçesi'nin sorunlarının konuşulduğu 'Mağusa Sorunlarını Konuşuyor' isimli paneller dizisi çerçevesinde 'Destandan Dehşete, Mağusa Limanı' konulu üçüncü panel gerçekleştirildi.

Yayın Tarihi: 24/03/17 12:16
okuma süresi: 9 dak.
Özyiğit: "Mağusa Limanı'nın mevcut durumu içler acısı"
A- A A+
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Baraka Kültür Merkezi ve Bağımsızlık Yolu tarafından düzenlenen ve Mağusa İlçesi'nin sorunlarının konuşulduğu 'Mağusa Sorunlarını Konuşuyor' isimli paneller dizisi çerçevesinde 'Destandan Dehşete, Mağusa Limanı' konulu üçüncü panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü TDP Mağusa İlçe Başkanı Ece Balcı'nın, açılış konuşmasını TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Bağımsızlık Yolu adına Münür Rahvancıoğlu, Baraka adına ise Aysu Diren'in yaptığı panelde konuşmacılar ise Çevre Mühendisleri Odası Başkanı ve TDP PM üyesi Yasemin Çobanoglu, Güç Sen eski Başkanı Erol Emin ile Abdullah Özdoğan oldu. Panel, sunum ve konuşmaların ardından soru cevap bölümü ile sona erdi.

Panelin moderatörü TDP Mağusa İlçe Başkanı Ece balcı, panellerin, Magusa'da yaşamı etkileyen toplumsal sorunlarını gündeme getirmek, uzmanları dinleyerek çözüm önerileri sunmak, daha düzenli, temiz ve sağlıklı bir Mağusa için beraber çalışmak ve gelecek nesillere sürdürülebilir bir yapı bırakabilmek adına düzenlendiğini aktardı.

ÖZYİĞİT: "MAĞUSA LİMANI'NIN MEVCUT DURUMU İÇLER ACISI"

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Mağusa Limanı'nda insan sağlığını ve çevreyi tehdit eden çok ciddi sorunlar yaşandığını vurguladı.

TDP olarak son yıllarda düzenli bir şekilde Limanı ziyaret ederek, yöneticisinden, sendika temsilcisine ve çalışanlara kadar herkesle görüştüklerini ve inceleme yaptıklarını anımsatan Özyiğit, aldıkları bilgiler ve gözlemlerini toplumla paylaştıklarını kaydetti. Liman'da insan yaşamını ve sağlığını tehdit eden, çevreye ve ekolojiye zarar veren çok ciddi sorunlar olduğunu kaydeden Özyiğit, Mağusa Limanı'nın mevcut durumunu 'içler acısı' olarak niteledi.

Tüm olumsuzluklara rağmen Mağusa Limanı'nın bu kötü haliyle bile kar etmesine rağmen, hükümetin ısrarla limana tek kuruşluk yatırım yapmadığını belirten Özyiğit, elektrik ve telekomünikasyon gibi limanların da özelleştirilmek istendiğini ifade etti.

Özyiğit, "Coğrafik konumu nedeniyle 365 gün açık kalabilme özelliği bulunan, tarihi ve kültürel öneme sahip Mağusa Limanı, devlet-yerel yönetim işbirliğinde, ilgili sivil toplum örgütlerinin de paydaş olacağı bir yapıda hazırlanacak Master Plan çerçevesinde, kirli sanayiden kurtarılarak turizm ve ticaret limanı haline getirilebilir" ifadelerini kullandı. "Mevcut yapı kader değildir. TDP olarak bu işin üzerine gitmeye devam edeceğiz" diyen Özyiğit, Limanın özelleştirilmesine karşı olduklarını da yineledi.

Bağımsızlık Yolu adına konuşan Münür Rahvancıoğlu, ülke ve değerlerimizi yüzeysel değil, ancak derinlemesine analiz ederek sahiplenebileceğimizi vurguladı.

TDP, Baraka ve Bağımsızlık Yolu tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Mağusa Sorunlarını konuşuyor' paneller dizisinin üçüncüsünün gerçekleştiğini anımsatan Rahvancıoğlu, bu işbirliği ve güç birliğinin her alanda devam etmesi gerektiğini söyledi.

Farklı fikirler, derinlemesine analizler ve alanında uzman kişilerin görüş ve düşüncelerini dinlemenin ve anlamanın önemine dikkat çeken ve farklılıkların bir zenginlik olarak görülmesi gerektiğini kaydeden Rahvancıoğlu, bu anlayış çerçevesinde gerçekleştirilen panellerin de Mağusa'da yaşanan sorunların aşılması yönünde faydalı olacağına inanç belirtti. Baraka adına konuşan Aysu Diren da, Mağusa'nın sorunlarının konuşulduğu panellerin önemine dikkat çekti. Diran, panellerde ortaya konan görüş ve düşüncelerin olumlu sonuç doğurmasını temenni ederek, katılımcılara teşekkür etti.

YASEMİN ÇOBANOĞLU: "SERBEST BÖLGELER DENETLENMİYOR"

TDP PM üyesi Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Yasemin Çobanoğlu, Limanda çevre ve halk sağlığını olumsuz etkileyen sorunlar olduğunu söyledi. Hurda rafineri parçalarının serbest bölge olması nedeniyle kontrolden geçmeden depolandığını, içinde ne olduğu açıklanamayan konteynerler olduğunu belirten Çobanoğlu, radyoaktivite ölçümü yapılarak halka bilgi verilmesi, ayrıca tüm giriş kapılarında gelen malzemeler içerisinde radyoaktivite olup olmadığını ölçebilecek portatif aletler bulundurulması gerektiğini kaydetti.

Hurdaların taşınması ve gemilere yüklenmesi işlemi iş güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde yapılırken, bölgede birçok dökme çimento depolama alanları olduğunu tüm bunların ortasında ise bir Gümrük Dairesi'nin hizmet verdiğini aktaran Çobanoğlu, çevre ve sağlık açısından ciddi risk taşıyan limanı çevresinde/sınırlarında üç adet ilkokul ve daha çok apartmanlardan oluşan yerleşim yerleri bulunduğuna dikkat çekti.

Liman bölgesinde trafikte de keşmekeş yaşanırken, ölümlü kaza dahi yaşandığını belirten Çobanoğlu, iş araçlarına egzos emisyon testleri yapılmamış olduğundan da kirli hava solunmasına neden olunduğunu kaydetti. Çobanoğlu, bölgede Çevre Koruma Dairesi tarafından genel hava kalitesi ölçümleri yapılarak 18/12 sayılı Çevre Yasası ve Tüzükleri kapsamında gerekli önlemlerin alınması gerekliliği üzerinde durdu,

Kimyasalların güvenli depolanması, ilgili yasalara ve İş sağlığı Güvenliği yasası ve tüzüklerine uygun yapılması gerektiğini kaydetti.

Çobanoğlu, Limanda bulunan tersanenin, boya ve kimyasallar kullanılması nedeniyle iyi ve rutin şekilde denetlenmesi gerektiğini, aksi halde denize karışan atıkların , denizdeki biyolojik yaşamı tehdit ederek ekolojiyi bozacağını kaydetti. Çobanoğlu, bölgede balık avlandığı için ağır metallerin insan vücuduna geçme riski bulunduğuna da dikkat çekti.

Çobanoğlu şunları kaydetti: "Tüm bu sorunlara bütünlüklü çözüm adına, geçtiğimiz yıllarda yayınlanan ülkesel fiziki plan çerçevesinde, kentin ve limanın imar planı yapılmalı, kültürel miras, surlar, limandaki faaliyetlerden korunarak ayrıştırılmalı, limandaki ekolojik dengeler de korunarak, Mağusa ve limanı için kentsel planlama adına acilen çözümler üretilmelidir"

EMİN: "LİMAN AKDENİZ'İN ÇÖPLÜĞÜ HALİNE GETİRİLDİ"

Güç Sen eski Başkanı Erol Emin, limanın geçmişten günümüze yaşadığı süreci, bugünkü kötü duruma nasıl geldiğini somut örneklerle ortaya koydu. Limanı'nın önce 1988 yılında ikiye bölünerek serbest liman bölgesi yaratıldığını, daha sonra Liman içerisinde bir başka özel serbest bölge daha yaratıldığını aktaran Emin, Limanın plan ve projeden yoksun, siyaset ve ticaret işbirliği ile kötü yönetildiğini belirtti.

Dökme yükler, çimento, hayvan yemleri, arpa, buğday, küspe gibi maddelerin tahliyesi sırasında çevre kirliliği yaşandığını,bu durumun kanser ve Solunum hastalıkları gibi ciddi hastalıklara yol açtığını belirten Emin, "Başka ülkelerin kabul etmediği maddeler kolayca bu limana gelebilmektedir. Liman Akdeniz'in çöplüğü haline getirilmiştir" dedi. Hurda atıklarının da limanda toplandığını, Türkiye'de yanan bir Rafinerinin parçalarının da bugün serbest bölgede depolandığını belirten Erol Emin, sözkonusu bölgenin hemen yanı başında ise Karakol İlkokulunun bulunduğunu, bunun çok ciddi bir risk taşıdığını kaydetti.

300 bin litrelik 96 derecede saf alkolün de serbest bölgede depolandığını aktaran Emin, olası patlama halinde sadece limanın değil, Mağusa'nın da etkileneceği uyarısında bulundu. Erol Emin, herşeye rağmen Mağusa Limanı'nın doğru planlama ile gerçek anlamda ticaret ve turizm limanı olabileceğini kaydetti.

ÖZDOĞAN: "YAŞANANLAR SINIF MÜCADELESİDİR"

Abdullah Özdoğan da konuşmasında limanda yaşanan sorunların birilerinin ekonomik fayda etmesi için alınan politik kararlar nedeniyle yaşandığına dikkat çekti. Özdoğan, sorunlar yumağı yaratan politik kararların neden bu kadar kolay hayata geçebildiğinin sorgulanması gerektiğini kaydetti.

Yaşananların bir sınıf mücadelesi olduğuna dikkat çeken Özdoğan, ekonomik, politik ve ideolojik yönden güçlü olanlara karşı durmanın tek yolunun birlik olmaktan geçtiğini kaydetti. Özdoğan, "Her kesimin kendisinden daha kötü koşullarda çalışanlara elini uzatması gereklidir. Bunun bir zorunluluk olduğunu kavramamız şarttır" dedi.

Sürecin başarıya ulaşması için sendikalar ve demokratik kitle örgütleri, siyasi örgütler ve partilerin yapması gereken unsurları sıralayarak örnekler veren Özdoğan, sistemin bize önerdiği ve dayattığı asgari refahta azami eşitliği kabul etmeyen ideolojik propaganda araçlarına da ihtiyaç olduğunu ifade etti.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.