Gazimağusa'nın kurtuluşunun 43'üncü yıl dönümü törenlerle kutlandı

Gazimağusa'da Zafer Anıtı önü ve Polatpaşa Bulvarında düzenlenen törenlere, Gazimağusa Kaymakamı Dürdane Acı, Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı adına Gazimağusa Merkez Komutanı Piyade Albay Çetin Sucu, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı adına 4. Piyade Alay Komutan Vekili Personel Piyade Binbaşı Alper İmren ve bazı milletvekilleri ile diğer yetkililer katıldı.

Zafer Anıtı önündeki törende anıta çelenkler sunuldu, şehitler anısına saygı duruşunda bulunuldu ardından İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Polatpaşa Bulvarı'nda yer alan tören ise, İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesi ile başladı. Gazimağusa Kaymakamı Acı, Belediye Başkanı Arter ve 4'üncü Piyade Alay Komutan Vekili İmren askeri birlikleri teftiş etti.

Törende konuşmaların ve Mehmet Özdil'in 15 Ağustos isimli şiiri okumasının ardından askeri birliklerin geçidi yer aldı.

ARTER

Törende konuşan Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, kurtuluş gününün Gazimağusalıların varoluş ve yok oluşundaki dönüm noktası olduğunu, milli şuuru canlı tutmak, geçmişi unutmadan yeni bir gelecek inşa etmek ve herkesi harekete geçirmek için kutlanması gerektiğini söyledi.

Arter, "Bir zamanlar bu topraklarda yaşanan hüzünleri, ağlayan gözleri, yitirilen canları, yarım kalmış sevdaları unutmamalı, bu derin acıları bir daha tecrübe etmemek için var gücümüzle çalışmalıyız'' dedi.

Kıbrıs Türklerinin, varlığından rahatsız olan büyük güçler tarafından yok edilmek istendiğini ve Kıbrıs Türklerinin düşman karşısında boyun eğmeyip direndiğini belirten Arter, "Halkımıza bu mücadele ruhunu veren en önemli unsur bağımsızlığa duyduğu aşk ve vatan için şehit olma arzusudur" şeklinde konuştu.

"Bu ülke için çok çalışma atalarımıza karşı boynumuzun borcu" diyen Arter, "Bize düşen şehit kanıyla sulanan bu topraklarda yaşamanın haklı gururu ile yolumuza devam etmek ve ecdadımızın bize bıraktığı güzel memleketimiz için çok çalışmaktır. Anavatan Türkiye'nin garantörlüğü ve himayesinde düne göre bugün daha geniş olanaklara sahip halkımız; aklıyla, ferasetiyle ve azmiyle her türlü zorluğun üstesinden gelecek, egemenliğinden ve kazanılmış haklarından ödün vermeyecektir'' diye konuştu.

Varoluş mücadelesinin önsözünün Erenköy'de, son sözünün ise 15 Ağustos 1974'te Mağusa'da yazıldığını ifade eden Arter, Mağusa şehrinin topyekun mücadelesi sonucunda ''Gazi'' unvanını aldığını söyledi.

Arter konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk'ü, Dr. Fazıl Küçük'ü, Rauf Raif Denktaş'ı ve tüm şehitleri saygı ve şükranla anarak son verdi.

KÖRLER

4. Alay Komutanlığı'ndan Piyade Binbaşı Mustafa Körler günün önemini belirten konuşmasında, şanlı direnişin 43. yıldönümünü yaşamanın gururu ve mutluluğu içinde olduğunu belirtti.

Körler, Rumların 13 Ocak 1964'te Namık Kemal Lisesi'ne açtıkları yaylım ateşinin Kıbrıs Türklerine karşı gerçekleştirilen ilk büyük tahribin olduğunu hatırlattı ve bu tarihten itibaren ENOSİS yanlısı Rumların Kıbrıs Türk toplumuna karşı, adanın her tarafından olduğu gibi Mağusa'da da baskı uyguladığını, zülüm yaptığını ve katliamlar gerçekleştirdiğini anlattı.

Barış Harekatı'nda Mağusa'nın görevinin düşmanı üzerine çekmek, oyalamak ve çıkarma bölgesine gidecek takviye kuvvetleri engellemek olduğunu belirten Körler, sayıca az olan Türk askerinin (1094) sayıca fazla olan Rumları (5119) etkisiz hale getirdiğini söyledi.

Karakol ve Baykal'dan sonra Sakarya'da yaşayan bölge halkının 21 Temmuz'da Yenikapı'dan suriçine geri çekildiğini söyleyen Körler, yaklaşık bin kişi olan surlar içi nüfusun bir günde 6 bini geçtiğini bildirdi.

Mehmetçikle mücahidin bağımsızlık ve vatan için omuz omuza savaşarak Rumlara ve tüm dünyaya Türk milletinin gücünü ispatladığını söyleyen Körler, 1963'ten 1974'de kadar süren direnişte 32 şehit verildiğini, Mağusa'ya bu büyük direniş örneği sonucunda 26 Aralık 1974'te Bakanlar Kurulunun kararıyla "Gazi" unvanı verildiğini anlattı.

Körler konuşmasına "Kendilerine karşı uygulanan tüm baskı, zulüm ve insanlık dışı uygulamayı alt eden ve bağımsızlık uğruna mücadelenin ve direnişin en önemli örneklerinden birini sergileyen Gazimağusa Halkı bu ruhla Gazimağusa'nın ilelebet Türk kalacağının en sarsılmaz güvencesi olmuş ve olmaya da devam edecektir. Bizlere düşen görev atalarımızın çizdiği yoldan, özelden Gazimağusa'nın, geneldeyse Türk'ün yaşadığı her karış toprağın değerini bilmek. Vatan diye adlandırdığımız toprakların ne pahasına olursa olsun Türk yurdu olarak kalmasını sağlamaktır" diyerek son verdi.