KARPAZ
okuma süresi: 7 dak.

Karpaz'da yaşayan Rumlar: "Karpaz bizim evimiz"

Karpaz'da yaşayan Rumlar: "Karpaz bizim evimiz"

Yıllardır süren çözüm sürecinde bir türlü uzlaşmaya varamayan siyaset dünyası, ülke gündemine otururken kendi içlerinde huzurlu ve barış dolu bir yaşamı yakalayan Karpaz sakinleri, tarihin kanlı sayfalarına inat çok renkliliğin en güzel örneğini sergiliyor.

Yayın Tarihi: 27/01/14 12:00
okuma süresi: 7 dak.
Karpaz'da yaşayan Rumlar: "Karpaz bizim evimiz"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Eniz ORAKCIOĞLU / Elif ŞEN

1974'e kadar Rumların yaşadığı ve sonrasında Türk göçmenlerin yerleştirildiği Karpaz'da iki toplum o tarihten bu yana yaşamlarını ortak sürdürüyorlar. Rumların ve Türklerin birlikte yaşadığı Karpaz'da kendi aralarında komşuluk ilişkisi sağlam temeller üzerine oluşturulmuş. Kıbrıs Postası Gazetesi'ne konuşan Rumlar, Türk komşularıyla iyi ilişkiler içerisinde olduklarını ve Karpaz'ı sevdiklerini söyleyerek, "Devletten şikâyetçiyiz.Bizleri ne devlete, ne de özel sektöre işe almıyorlar. Çocuklarımız işsiz" dedi.

Rumlar ve Türkler birlikte yaşıyor

1974 Barış Harekatı sırasında Karpaz Yarımadası'nda yaşayan Rumların Güneyle bağlantısı kesilmiş, bu yüzden çoğu gidemeyerek, 5 bin kadarı yerinde kalmış. Zaman içinde büyük bölümü Güney'e gitmiş ama yaşlılar topraklarını terk etmemiş. Şu an Karpaz'da 400 Rum yaşıyor. Eskiden yalnızca Rumların yaşadığı kasabaya 1974 Harekâtından sonra Türk göçmenler yerleştirilmiş. Köyün meydanında hem Rumların, hem Türklerin kahvehaneleri ve dükkânları var. Köyde camiyle kilise yan yana. Camii yeni bir yapı.Köyün merkezindeki Hagios Synesios Kilisesi'nin geçmişi ise 12'nci yüzyıla kadar dayanıyor.Dipkarpaz'ın nüfusu şu anda yaklaşık 2 bin 200 kişi vebu nüfusun 400 kadarını Rumlar oluşturuyor.

Sıcak karşılama

Kıbrıs Postası Gazetesi ekibinin Rum evlerine yaptığı ziyarette, Rumlar'ın misafirperverliği dikkat çekti. Herhangi bir Türk evinde görülebilecek sıcak kanlılıkla ekibimizi misafir eden Rumlar, kahve ikramında bulunarak, Karpaz'ı ve Türk komşularına olan sevgilerini anlattı.

Balettu Ciwla: "Komşularımla vakit geçiriyorum"

90 yaşındaki Ciwla doğup büyüme Karpaz'lı. Bugüne kadar hiç evlenmeyen Ciwla'nın ailesi hep Karpaz'da yaşamış ve erkek kardeşi de öldükten sonra ailede kalan son birey olarak hayatına devam ediyor.

Yürümekte zorlanan Ciwla o hali ile evinin bahçesinde ürettiği sebzeleri hergün suluyor.

Hiç Türkçe konuşamayan Ciwla, Rum komşuları ve Rumca bile Türk komşuları ile iyi anlaşıyor. Türk komşularının ona yardım ettiğini söyleyen Ciwla, "Gündüzleri komşularımla vakit geçiriyorum ve zaman geçiyor ama akşamları yalnızlıktan zaman geçmek bilmiyor.

Bir zamanlar vasiyet bırakma hakkımız yoktu bu bizi çok üzüyordu, biz öldüğümüzde devlet evimize el koyuyordu ve mallarımızı ailemize bırakamıyorduk.

Bu yasanın değişmesine çok sevindim. Karpaz'ı ve burada yaşamayı seviyorum, yine hayata gelsem yine Karpaz'da yaşamak isterdim" dedi.

Zahariyas Andreas: "Bize iş vermiyorlar"

Doğma büyüme Karpaz'da yaşayan Andreas da 1974'ten sonra Karpaz'ı terk etmek istemeyenlerden. 5 çocuğu olan Andreas, ailesi ile birlikte Karpaz'da mutlu mesut yaşadığını söylüyor.

Andreas ailesi, "Türk komşularımız var ve birlikte sabah kahvesi içiyoruz. Ekonomik sıkıntılar yüzünden bazen sorunlar yaşıyoruz. Güney Kıbrıs bizlere para yollamasa aç kalacağız. Ne ben ne de çocuklarım burada iş bulamıyoruz.

Devlet ve özel sektör bizlere iş vermiyor. Geçim sıkıntısından ekmeğimizi bile kendimiz yapıyoruz. Eskiden Rumlar öldükten sonra burada olmayan çocuklara evden hak düşmezdi, şimdi bu yasanın değişmesi bizleri çok mutlu etti.

Bir sıkıntımızda bizlere av izni ve silah alma izni verilmiyor. Avcılık kulübüne üye olmama rağmen silah alamıyorum" dedi.

Andro Banikko: "Türkleri çok severim"

Diğer bütün Rumlar gibi Banikko da Karpaz'da doğup büyüyen ve Karpaz'ı çok sevenlerden biri. Kiliseden sorumlu olan Banikko Türklerle çok güzel arkadaşlıklar kurmuş.

Güney Kıbrıs'ın onlara aylık gönderdiğini söyleyen Banikko, "Türkleri çok severim, hep birlikte iç içe yaşamaktan da mutluyum ve sürekli onlarla kahve içiyoruz.

Karpaz'dan başka bir yerde yaşamak istemezdim" şeklinde konuştu.

Yorgulla Sottu: "Karpaz'ı terk etmeyi düşünmedik"

Yarım Türkçesi ile bizleri misafir eden Sottu Karpaz'ın güzelliklerini anlata anlata bitiremiyor.

Kalabalık bir ailesi olduğunu söyleyen Sottu, birazda geçim sıkıntıları olduğunu dile getiriyor. Türklerle iyi ilişkilerini olduğunu belirten Sottu, "Karpaz'dan hiçbir zaman gitmeyi düşünmedik, burayı çok seviyoruz.

Fakat geçim sıkıntısı yaşıyoruz bir evde 12 kişi yaşıyoruz ve Güney Kıbrıs'ın bize gönderdiği aylıkla geçiniyoruz.

Türk komşularımız var ve onlarla iyi anlaşıyoruz" diye konuştu.

Yannayis Prodromu: "Türklerle birlikte yaşıyorum"

47 yaşındaki Prodromu geçmişte harnup ağacından düştüğü için felç kalmış ve yürüyemiyor. Hastaneye yattığı zaman tanıştığı Aynur Türe ona sahip çıkmış.

10 yıldır birbirlerine arkadaşlık etmişler ve birbirlerine sahip çıkmışlar.

Prodromu, evinin kapılarını minnet borçlu olduğu Türe ve çocuklarına açmış ve bir şekilde 10 yıldır aynı evde bir aile ortamı yaratmışlar. Karpaz'da yaşamaktan memnun olduğunu söyleyen Prodromu, "Hiçbir zaman göç etmeyi düşünmedim. Abla ve abimde burada yaşıyor.

Güney Kıbrıs'tan sakat maaşı alıyorum ve geçimimi bu maaşla sağlıyorum. Türklerle birlikte yaşıyorum ve bundan da memnunum" dedi.

Andreas Lefteri Goceka: "Hepimiz Karpaz'da yaşıyoruz"

"Burada doğdum ve halen burada yaşıyorum, Türkleri seviyorum ve bir problem yaşamadan ayni yerde geçinip gidiyoruz.

Hayvancılıkla uğraşıyorum ama sorunumuz çok 7 kişilik bir aileyiz ve 4 çocuğum var. Kalabalık olmamızdan dolayı biraz geçim sıkıntımız var.

Bunun dışında hiçbir zaman buradan göç etmeyi düşünmedim.

Benim hep ailem buradaydı annem ve babam öldü fakat biz üç kardeş hepimiz Karpaz'da yaşıyoruz."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.