EĞİTİM
okuma süresi: 4 dak.

Yakın Doğu Enstitüsü'nde Siyasal İslam'ın geçmişi ve geleceği tartışıldı

Yakın Doğu Enstitüsü'nde Siyasal İslam'ın geçmişi ve geleceği tartışıldı

Yakın Doğu Üniversitesi, Yakın Doğu Enstitüsü tarafından düzenlenen "Orta Doğu'da Din ve Siyaset" sertifika programı dördüncü haftasına ulaştı.

Yayın Tarihi: 21/11/14 08:58
okuma süresi: 4 dak.
Yakın Doğu Enstitüsü'nde Siyasal İslam'ın geçmişi ve geleceği tartışıldı
A- A A+

Çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarından gelen katılımcılarla birlikte, Yakın Doğu Üniversitesi öğrencilerinin ilgiyle takip ettiği sertifika programının bu haftaki konuşmacısı Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rektör Danışmanı ve aynı zamanda tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Boztemur oldu.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Dairesi Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya gore, Prof. Recep Boztemur son zamanların moda ve çok kullanılan kavramı olan siyasal İslam üzerine bir sunum gerçekleştirdi. "Siyasal İslam ve Günümüze Yansımaları" başlıklı sunumunda Prof. Boztemur İngilizceden dilimize geçen fundamenatlizm kavramının İslami bir kavram olmadığını, Türkçesi köktencilik olan kavramın aslında hristiyan kökenli bir kavram olduğuna değindi. Kavramın özellikle ABD'de 1921 ve 1922 yıllarında Scientology tarikatıyla gündeme gelmeye başladığını belirtti. Fakat siyasetle dinin ve özellikle İslam'ın çok etkileşim içinde olduğuna değinen Prof. Boztemur "6. Yüzyılda İslam'ın doğuşu ve ardından yaşanan sürecin kendisi zaten siyasidir. Oradaki asıl hedef olan devlet kurma başlı başına siyasi bir amaçtır" dedi.

Prof. Bozetmur "Orta Doğu için dini sembolleri kullanarak iktidara gelebilme çabalarının 1970'lerde arttığını söyleyebiliriz. Bu noktada 1970'lerde yaşanan petrol krizi, İsrail-Filistin arasındaki Yom Kippour Savaşı, 1979'da Sovyetlerin Afganistan işgali ve İran İslam Devrimi'nin gerçekleşmesi gibi tarihi dönüm noktalarının çok fazla etkisi var. İşte bu gelişmelerin ardından "dini canlanma" olarak kavramsallaşan bir durum yaşandı tüm Orta Doğu'da. Tabi Türkiye'nin de bu canlanmadan etkilenmesi kaçınılmazdı. 1969'da ilk defa üniversitelerde başörtüsü kullanıldı, Demokrat Parti ve Adalet Partisi içinde siyaset yapan muhafazakarlar yeni bir parti kurdular. Necmettin Erbakan liderliğinde 1969 yılında Milli Nizam Partisi kuruldu. Fakat parti 1971 yılında "laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü" gerekçesiyle kapatıldı. Daha sonra da Milli Selamet Partisi kuruldu. İslami bir siyasi partinin ortaya çıkması aslında toplumda tarihi bir arka planı olduğunu gösteriyor. Osmanlı'nın yıkılışı sürecinde bunu durdurma amaçlı çıkan Genç Osmanlılar, Jön Türkler gibi akımların yanı sıra tabiki de İslamcılar vadı" dedi.

İslam'daki batı karşıtlığının anti-emperyalizmi doğurduğunu, Türkiye'de siyasi İslam'ın tarihinde de bu anti-emperyalizmin çok önemli yer tuttuğuna değinen Prof. Boztemur, "Türkiye'de siyasi İslamcılar siyasetten hiç bir zaman men edilmediler. AK Parti ile Erbakan'ın en önemli farkı batıya karşı bakışları oldu. Özellikle 12 Eylül darbesinin ardından siyasi İslam diğer Orta Doğu örneklerinde olduğu gibi rejimin başarısızlıklarını çok iyi kullandılar. Fakat İslamcılıkla İslam'ı birbirinden tamamen ayırmak gereklidir. İslamcılık siyasi rant için kullanılan bir ideolojidir. İşte tam bu noktada siyasal İslam'ın ihtiyacı olan laikliğin kendisidir" diyerek konuşmasını tamamladı.

Soru cevap kısmının ardından Prof.Dr. Recep Boztemur'a Yakın Doğu Enstitüsü müdür yardımcıları Yrd. Doç. Dr. Nur Köprülü ve Öğr.Gör. Erhan Ayaz tarafından Yakın Doğu Üniversitesi ve Yakın Doğu Enstitüsü adına teşekkür belgesi takdim edildi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.