Prof. Dr. Öztoprak: "Bildiğimiz yolda, bıraktığımız yerden devam edeceğiz"

Prof. Dr. Abdullah Y. Öztoprak, DAÜ çalışanlarından gelen telkin ve desteği göz önünde bulundurarak yeniden Rektörlük görevi için aday olmaya karar verdiğini kaydederek "Bildiğimiz yolda, bıraktığımız yerden devam edeceğiz" dedi.

Kıbrıs Postası'na konuşan Öztoprak, DAÜ'deki öğrenci sayısının "düşüş trendinde" olduğunu, son iki yıl içinde tek bir yeni programın açıldığını, bunun "DAÜ dinamizmine" yakışmadığını kaydeden Öztoprak, hâlen vekâletle yürütülen Rektörlük icraatlarında ihmallerin söz konusu olduğunu iddia etti.

Sektörde en kritik konunun "kalite" ve "kalite denetimi" olduğunda altını çizen Öztoprak, "Deneyimli, 30 yıldır her kademede DAÜ'de çalışan bir yöneticiyim. DAÜ'lüler de bunu bilir… Kendi iradelerine sahip çıkıp beni destekleyeceklerine eminim" mesajı verdi.

Kıbrıs Postası - Vatan MEHMET

Prof. Dr. Abdullah Y. Öztoprak, DAÜ çalışanlarından gelen telkin ve desteği göz önünde bulundurarak yeniden Rektörlük görevi için aday olmaya karar verdiğini kaydederek "Bildiğimiz yolda, bıraktığımız yerden devam edeceğiz" dedi.

Kıbrıs Postası'na konuşan Öztoprak, DAÜ'deki öğrenci sayısının "düşüş trendinde" olduğunu, hâlen vekâletle yürütülen Rektörlük icraatlarında ihmallerin söz konusu olduğunu belirtti.

Sektörde en kritik konunun "kalite" ve "kalite denetimi" olduğunda altını çizen Öztoprak, ""Deneyimli, 30 yıldır her kademede DAÜ'de çalışan bir yöneticiyim. DAÜ'lüler de bunu bilir… Kendi iradelerine sahip çıkıp beni destekleyeceklerine eminim" mesajı verdi.

"Hedef, DAÜ'yü uluslararası arası bir üniversite yapmak"

Öztoprak adaylığına ilişkin Kıbrıs Postası'na konuştu.

Sektörde en kritik konunun "kalite" ve "kalite denetimi" olduğunda altını çizen Öztoprak şöyle konuştu; "2009'da üniversitenin durum çok da iyi değildi: Doğru adımlarla 11 Bin öğrenci sayılarından 19 Bin öğrenci sayısına çıkarttık. Elbette öğrenci sayısı bir üniversite için her şey değildir.

Mali durumunu dengeledik ve DAÜ belli bir yol aldı. Sadece Kıbrıs'ta değil, uluslararası arenada da ismi bilinen ve saygı gören bir üniversite oldu.

Bunun neticesinde beş yılın sonunda seçim sürecine girdik ve maalesef senatonun yapılan seçimi kazanmama rağmen malum süreç yalandı…

Dönemin siyasileri yeni yasa dedi ama tekrar eski yasayla seçim yoluna gidildi ve bu arada da bir vekil arkadaş atandı ve üniversite o günden daha gerilere gitti.

Bu yapı düzeltildikten sonra DAÜ'yü uluslararası arası bir üniversite yapmaktır hedefimiz ki bu konuda epey mesafede kat edildi.

"Sendika, dolaylı olsa da tedbirleri onay vermişti"

"Sendika ile aranız nasıl?" sorusuna karşılık ise Öztoprak, "Akademik sendikanın maalesef bana karşı bir çıkışı var. Bilhassa üniversite ile ilgili tedbirleri aldığımı dönemde sendika dolaylı olsa da onay vermişti. Açık söylüyorum sendika ile DAK-DAİ'nin devri safhasında ters düştük… Ki büyük açık veren sürdürülemez bir durumdaydı. Maaşların indirilmesini kabul eden de olmadı. Yapmamız gereken mecburen yaptık. Peşkeş denildi ama sözleşme beş yıllıktı. Şimdi üniversite ya da devletimiz isterse o anlaşmayı iptal edip başka bir yönteme gidebilir… Son abartılan tartışmada da konu 'hisse devridir'. Devredilen de üniversite değildir… "

"Türkiye'den gelen öğrenci sayısında düşüş çok çarpıcı"

"İlk el atacağını kritik konu nedir?" sorusunu ise Öztoprak şöyle yanıtladı; "Mali durum ve öğrenci sayısındaki gidişat… Bilindiği gibi DAÜ'de esas olan öğrenci gelirleridir ki öğrenci sayısında ciddi düşüş trendi var.

Şu anda 19 Bin yerine 17 Bin 500 civarındadır. İkinci dönemde her zaman bu sayıda düşüş olur konu o değil ancak genel olarak düşüşte hızlanma ve öğrenci alımında gerileme var.

Türkiye'den gelen öğrenci sayısında diğer üniversitelerde yüzde 30-35 artış olurken DAÜ'de bir önceki seneye göre maalesef düşüş çok çarpıcı… Yabancı ülkelerden gelen öğrencilerde de düşüş gözlemleniyor. Toplam düşüş yüzde 15 civarında… Felaket tellallığı yapmak istemem ama bu seneye 30 olur ve katlanabilir. Bu konuda alınması gereken tedbirler çok kritik… Devletten gelen katkı 30 Milyon olması gerekirken 20 milyonlardadır. Ki daha da üzücüsü 15-20 Milyonluk Türkiye katkıları da iki yıldır sıfırlanmış durumda… Çünkü proje üretmek, hazırlamak lazım. Bu anlamda kaynağı harcayabilmek de ciddi bir iştir. Bunun da hızla canlandırılması lazım… Halen vekâletle yürütülen Rektörlüğün icraatlarında ihmaller söz konusu… Bunların yeniden yapılandırılması lazım"

"Son iki yıl içinde tek bir yeni program açıldı"

"Yapılacak iş çok... Bunlardan bir tanesi de son iki yıl içinde tek bir yeni program açıldı. DAÜ dinamik olmalı. Daha popüler programların açılması gerekir. Bu KKTC Yüksek öğreniminin bir hakikatidir…"

"Dıştan müdahalelerin olamayacağı bir yapıya kavuşması lazım"

Öztoğrak, DAÜ Yasasının sürekli vadedilmesine rağmen kaldığının hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu; "DAÜ Yasası, hükümet değişikliğinde sonra maalesef geri çekildi ve öğrendiğime göre başka bir komisyona aktarıldı. Yasanın geçirilmesi lazım. Sadece DAÜ değil.. Özerklik, demokratik seçim, dıştan müdahalelerin olamayacağı bir yapıya kavuşması lazım. Üniversiteler siyasilerin, hükümetlerin değişmesi ile yönetimlerin değişeceği kurumlar olmamalı… Özellikle üniversitelerde dış üniversite temaslarında dün Ahmet bugün Mehmet giderse olmaz… Süreklilik çok önemlidir."

Sektörde en kritik konu kalite ve kalite denetimi

"Eğitim sektörünün genel olarak hangi riskleri barındırdığını düşünüyorsunuz?" sorusu karşısında ise Öztoprak "kalite" ve "kalite denetimine" dikkat çekti.

Öztoprak "En önemlisi kalite ve kalite denetimidir. Maalesef YÖDAK bu görevi yürütemiyor ve yürütmesi de bu yapı ile mümkün değildir… Akreditasyon yürütecek kurumların hem devletten hem de üniversitelerden bağımsız olması gerekir. Bu benim değil, Avrupa Üniversiteler birliğinin kriteridir. Özerk olacak, kendi kararını verecek ama denetlenecek. Şu anda YÖDAK yasası ve yapısı ile şu anda bunun yapılabilmesi mümkün değil. Bu yapı ile ilgili.. Bir önceki hükümet döneminde çeşit çeşit yasalrı hazırlandı. Onlarda da buna çözüm bence bulunamayacaktı… Üniversitelerin çoğalmasının hiçbir zararı yok. Eğer ki yolu ve kuralları belli olan yollarla denetlersek… Üniversitelerde kalite denetimini yapamazsak ileride Kıbrıs Türk yükseköğrenimi felaketle karşılaşacak…" diye konuştu.

"Bıraktığımız yerden devam edeceğiz"

Prof. Dr. Abdullah Y. Öztoprak, DAÜ çalışanlarından gelen telkin ve desteği göz önünde bulundurarak yeniden Rektörlük görevi için aday olmaya karar verdiğini çalışanların desteğinin yanında kendisini etkileyen en önemli unsurun eğitim, öğretim ve araştırma alanlarında, Doğu Akdeniz bölgesinde lider bir üniversite olarak görmek istedi DAÜ'nün, KKTC'de bile ikinci, hatta üçüncü üniversite olarak anılmaya başlanması olduğunu söyledi.

Öztoprak, "Deneyimli, 30 yıldır her kademede DAÜ'de çalışan bir yöneticiyim. DAÜ'lüler de bunu bilir… Kendi iradelerine sahip çıkıp beni destekleyeceklerine eminim. Bildiğimiz yolda, bıraktığımız yerden devam edeceğiz…" mesajı verdi.

KKTC'nin Türkiye medyasında zaman zaman kumar-casino-Bet ve fuhuş konularında anılarak yer aldığına dikkat çeken Öztoprak, Yükseköğrenim olduğu bölgelerden bunların uzak tutulması gerektiğini, yasaklanma ya da denetlenmesi gerektiğini, öğrencilerin buralara girme-mesinin sağlanması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Olumsuzlukları sıralamıştı…

Öztoprak geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada gördüğü olumsuzlukları şöyle sıralamıştı; "Hiç bir yeni bina başlatılmamış, hiçbir ciddi yatırım yapılmamıştır. Hatta kaynağı hazır olarak bıraktığımız yatırımlar bile tamamlanamamış veya gerçekleştirilememiştir.

Hiçbir yeni fakülte veya yüksekokul açılmamıştır.

Yaklaşık 20 aylık icraat dönemlerinde, sadece 1 yeni program, 2 tane de var olan programın İngilizcesi açılabilmiştir.

2015 Ekim ayında yeni öğrenci sayısında hem KKTC, hem TC ve hem de yabancı öğrencide düşüş olmuştur. KKTC üniversitelerinin genelinde TC uyruklu yeni öğrenci sayısında %30'un üzerinde artış olurken DAÜ'de düşüş olması üzücüdür.

2015 Ekim ayı içinde, basın yoluyla ilk olarak, toplam öğrenci sayısının 21bini aşacağı açıklanmıştı. Öğrenci sayısı 19 binlerde gerçekleşince de kaliteyi yüksek tutmak için sayıyı düşük tuttuklarını ilan ettiler. Sayıyı sabit tutma amacında olan bir yönetim acaba neden yap-işlet-devret yurt sayısında büyük bir artışa gitmiştir? Şu andaki öğrenci sayısı 18 binlerdedir. Aslında kayıt donduran öğrenciler göz önünde bulundurulduğunda fiili sayı 17 binlerdir.

Son iki yıl içinde KKTC katkıları ve TC yardımları beklenenin 41 Milyon TL altında gerçekleşmiştir. (14M KKTC, 27M TC). Hiç bir yatırım yapamadıklarının esas nedeni budur.

Gelir getirici tek icraatları, yeni öğrenci ücretlerinde enflasyon üzerinde yapılan artışla elde edilen 7,5 Milyon TL olarak gösterilmektedir. Aslında bu rakam da yanıltıcıdır. Öğrenci sayısındaki düşüşün bir nedeninin de bu artış olduğu aşikârdır ve bu nedenle pek reel getiri sağlanmamıştır.

Bir iddia da üniversiteyi mali açıdan DAÜ'yü büyük bir artıya getirdikleridir. Herhalde bu 7,5 Milyon TL ile olmamıştır. Esas artı kaynak 2014 yılı başında bir önceki yıla göre benim ekibim tarafından 3000 öğrenci artışı sağlanması ( yılda tahmini 35 Milyon TL) ve doların TL karşısındaki büyük artışıdır (tahmini 30 milyon).

Üniversite yönetiminde büyük bir tıkanma gözlenmektedir. Birçok yönetici 'evraklar dönmüyor' diye şikâyet etmektedir. Biz bu manzarayı 2009 yılında da görmüştük.

Yabancı ülkelerdeki temsilcilerimizin önemli bir kısmını kaybettik, birçoğu beni arayarak veya e-mail göndererek şikâyet ediyorlar.

Çeşitli konularda, öğrenci memnuniyetsizliği mevcuttur"