İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

Arabulucular geliyor

Arabulucular geliyor

<P>BM Genel Sekreter Yardımcısı Lynn Pascoe'nin önümüzdeki Pazar günü Ada'ya geliyor. Bu arada Amerikalılar da bölgeye gelmek için hazırlanıyorlar.</P>

Yayın Tarihi: 23/03/08 18:27
okuma süresi: 7 dak.
Arabulucular geliyor
A- A A+

Konuyla ilgili haberlere geniş yer ayıran Filelefteros Gazetesi Haberi "Arabulucu İstilası – Pascoe'dan Sonra Amerikalılar, İngilizler De Orkestra Şefi" başlığıyla manşetten yayımlayan gazete Pascoe'nin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'ı yeni bir ortak görüşmede bir araya getirmeye çalışacağını yazdı.

Gazeteye göre Pascoe'nun Cumhurbaşkanı Talat ve Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas'la gerçekleştirmeye çalışacağı ortak görüşmedeki amacı daha çok; bu ziyaretinden kârlı çıkabilmek amacıyla iletişimdir.

ABD'den önce Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mathew Bryza'nın geleceğini, onu ABD Dışişleri Bakanlığı'nın "zor görevler uzmanı" Müsteşarı Daniel Freed'in izleyeceğini haber veren gazete orkestra şefliği rolüne bürünen İngilizler'in de koordinasyonu Ada'daki büyükelçileri Peter Millett'e devrettiklerini yazdı.
Gazete gerek BM'nin gerek arabulucuların; çalışma grupları ve teknik komitelerin üreteceklerinden bağımsız olarak, doğrudan özlü görüşmelerin üç ay içerisinde başlayacağına kesin gözüyle baktıklarını belirtti, özetle şöyle devam etti:

"Ancak bu bağlamda Lefkoşa'da farklı bir yaklaşım vardır. Lefkoşa doğrudan görüşmelerin başlamasını komitelerin çalışmalarında kaydedilecek ön hazırlığın derecesine bağlıyor. Edindiğimiz bilgilere göre bölgeye gelecek olan arabulucuların hedefi; yaratılan 'momentumun' idamesi ve özlü görüşmelerin Başkan Dimitris Hristofyas ile işgal lideri Mehmet Ali Talat düzeyinde kesin olarak başlaması için şartları şekillendirmektir.

Cuma günkü görüşmenin ardından Möller tarafından okunan ortak açıklamada istenilen çözüm şekline değinilmemesinin iki yorumu vardır.

Birinci yorum; açıklamanın 8 Temmuz anlaşmasını içerdiği ve Cuma günkü açıklamanın esasen prosedürel konularla meşgul olduğunu savunuyor. Daha çok; 5 Eylül tarihli Talat-Papadopulos görüşmesinin açıklamasında da böyle bir ifadenin yer almadığı olgusuna atıfta bulunuluyor.

İkinci yorum; Türk tarafı iki devletli çözümde ısrar etmesi ve iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüne atıfta bulunmamasının hata olduğu ve atın, arabanın arkasına konulamayacağını savunuyor. Çözümün çerçevesinden kuşku duyulursa teknokratlar düzeyinde başlayacak görüşmeler nereye yönelecek?

Kıbrıs Rum tarafı yarın itibarıyla başlayacak hareketler aracılığıyla Kıbrıs sorununu yapıştığı açmazdan çıkarmaya çalışıyor. Bu anlaşmayı ilk adım olarak görüyor ve sonuç olabilmesi için esnekliğe ve Ankara'yla zorlukları olan Kıbrıs Türk tarafının yardımı gerektiğini düşünüyor.

Bu yaklaşım; Ankara'nın sıkı kucağından kurtulması için Kıbrıs Türk toplumuna yardım edilmesi gerektiği mantığına dayanıyor. Bunun ne derece mümkün olduğu süreç içerisinde ortaya çıkacak bir meseledir ve bugünkü Kıbrıs Türk liderlinin bunun olmasını ne kadar istediğiyle alakalıdır.

Türkiye'deki siyasi sahne Kıbrıs sorunundaki projeler için elverişli görünmüyor ve patlak veren kriz, prosedürde bundan sonra atılacak adımları etkileyecek. Buna paralel olarak dikkatler; Türk Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt'ın beklenmekte olan yasadışı ziyaretine çevrilmiş durumda. Büyükanıt'ın Çarşamba günü Kıbrıs'ın işgal bölgelerinde olması bekleniyor. Büyükanıt'ın (Ada'daki) mevcudiyeti olup bitenlere müdahale anlamına gelecek. Ada'ya gelişi; ordu olmadan Kıbrıs sorununda herhangi bir adım atılamayacağı mesajını veriyor.

Büyükanıt'ın bu ziyareti; Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin 'meşruiyeti' konusunda Anayasa Mahkekmesi'nin vereceği karar öncesinde Türkiye'nin yeniden siyasi bir krize girmekte olduğu bir zamana denk geliyor. Siyasi şahsiyetlerin tutuklanması da rakip tarafların niyetlerini gösteriyor. Erdoğan hükümetinin mahkeme aracılığıyla muhtemel düşürülmesi elbette Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri etkin şekilde etkileyecek.

Cuma günü üzerinde uzlaşılan çerçevenin hayata geçirilmesi prosedürü yarın başlıyor. Yakovu ve Nami; çalışma gruplarını ve teknik komiteleri ve bunların ele alacakları konuları belirlemek üzere öğleden sonra görüşecek. Yakovu'nun açıkladığı üzere yarın 5-7 çalışma grubu ve 5-7 teknik komite oluşturulacak. Öncelik; görüş birliği olduğu daha önce saptanan konulara verilecek."

POLİTİS "BM ve Arabulucular Çözüm İçin Acele Ediyorlar – Yeni Döneme Uyum Sağlıyorlar – Pascoe Lefkoşa-Atina-Ankara'ya – Möller Gidiyor, Geçici Olarak Spehar Geliyor" başlığıyla manşetten yayımladığı haberinde, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs'taki Özel Temsilcisi Michael Möller'in 31 Mart'ta Ada'dan gideceğini, yerine geçici olarak; şu anda BM'nin Avrupa'yla ilgili siyasi meseleler bölümünde çalışan Hırvat asıllı Kanadalı Elizabeth Spehar'ın geleceğini bildirdi.

Gazete Cumhurbaşkanı Talat ve Rum Yönetimi Başkanı'nın Cuma günkü görüşmelerinde çok yakında Kıbrıs sorununun derinlerine girme niyetlerini hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya koymalarından sonra, uluslar arası unsurun, Genel Sekreter'in özel temsilcisini arama yönünde harekete geçtiğini yazdı, özetle şunları kaydetti:

"Çok önemli diplomatik bir kaynak gazetemize; New York'ta halen bu konunun görüşülmeye başlandığını söyledi. Hâkim olan görüş; temsilcinin saygın biri olması gerektiğidir çünkü bu sefer; kaçınılmaz olarak çıkacak engelleri ve sorunları aşmasına olanak sağlayacak siyasi derinliğe sahip olması gerekiyor. Bazı yabancı hükümetler, AB'nin yeni çözüm çabasındaki artmış rolünün vurgulanması için yeni özel temsilcinin Avrupa'dan olması gerektiğine inanıyor.

Söz konusu kaynak; Möller'in yerine hafta sonunda gelecek olan Elizabeth Spehar'ın daimi olarak atanmadığını, BM'nin Ada'ya göndereceği temsilci bulunana kadar boşluğu doldurmak üzere geçici görevle geleceğini belirtti."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.