Babacan New York ziyaretini değerlendirdi

Babacan, 18-30 Eylül tarihleri arasında New York'ta olduğu süre zarfında, 63. dönem BM Genel Kurulu genel görüşmelerinin yüksek düzeyli kısmında yoğun bir diplomasi trafiğinde bulundu.

Ali Babacan, BM'de 40 civarında ülkenin dışişleri bakanları ile bir araya gelmesinin yanı sıra, BM'de düzenlenen çok taraflı üst düzey toplantılara katıldı, TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün New York'taki bazı temaslarına eşlik etti.

Babacan, Dış İlişkiler Konseyinde Türkiye'nin aktif dış politikası kapsamında günümüz meselelerine olan bakışını ve girişimlerini de anlattı.

TC Cumhurbaşkanı Gül'le birlikte Babacan'ın BM'deki yoğun diplomasi trafiği, özellikle Türkiye'nin 2009-2010 BM Güvenlik Konseyi (BMGK) adaylığı açısından son derece önem taşıyor.

Diplomatik kaynaklar, BM'deki görüşmelerde Türkiye'nin özellikle kendi bölgesinde nasıl önemli bir rol oynadığının gündeme geldiğini, Türkiye'nin bölge meselelerine bakışı ve girişimleriyle ilgili Babacan'a pek çok soru sorulduğunu ve Babacan'ın da mevkidaşlarını bu konularda bilgilendirdiğini
belirttiler.

Babacan'ın temasları sırasında, özellikle Türkiye'nin gözetiminde İsrail ve Suriye arasında sürdürülen aracılı görüşmeler, Cumhurbaşkanı Gül'ün Babacan'la birlikte Erivan'a yaptığı ziyaret, Gürcistan-Rusya krizinin patlak vermesinin ardından Türkiye'nin taraflarla çatışmaların durdurulması amacıyla yaptığı görüşmeler ve Kafkaslar İstikrar ve İşbirliği Platformu (KİİP) önerisi hep gündemdeydi.

Dışişleri Bakanı Babacan'ın, New York'ta en önemli görüşmelerinden biri Ermeni Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan ile Milenyum Otelinde yaptığı ikili görüşme ve ardından bu görüşmeye Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Mehmedyarov'un da katılarak üçlü bir görüşme yapılması oldu.

Babacan-Nalbanytan-Mehmedyarov görüşmesinin ardından 3 bakanın basın önüne çıkıp görüşmelere üçlü devam etme niyetlerini beraber açıklamaları da, Babacan'ın New York temaslarının en önemli gündem maddelerinden biri oldu.

Görüşmenin sonunda Nalbantyan'ın, Türkiye'nin KİİP girişimini memnuniyetle karşıladıklarını açıklamasının son derece önemli olduğunu belirten kaynaklar, görüşmenin Kafkasya platformu dahil bölgenin istikrar ve refahını ilgilendiren tüm konuların ele alınması için bir fırsat oluşturduğunu söylediler.

Babacan'ın ABD Dışişleri Bakanı Condolezza ile görüşmesinin başında Rice'ın, yabancı gazetecilerin soruları üzerine Türkiye'nin son Kafkasya krizi de dahil olmak üzere pek çok krizde, ABD için ''mükemmel bir müttefik'' olduğunu ve barışçıl bir Kafkasya için ''Türkiye'nin bölgede çok önemli bir ülke olduğunu'' söylemesi, New York'taki görüşmelerin önemli anlarından biriydi.

Diplomatik kaynaklar, Babacan'ın görüşmede Rice'a, KİİP hakkında bilgi verdiğini, Kafkasya'daki durumun ele alındığını, iki bakanın ABD-Türkiye ilişkileri ve terörle mücadele konuları üzerine durduklarını söylediler.

Babacan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve Ban'ın siyasi işlerden sorumlu yardımcısı Lynn Pascoe ile de görüştü.

Diplomatik kaynaklar, görüşmede Türk tarafının BM Genel Sekreteri'nden KİİP'e destek istediğini, Genel Sekreterin Cumhurbaşkanı Gül'ün Erivan'a yaptığı ziyaretin son derece önemli ve ''iyi bir ziyaret'' olduğunu söylediğini aktardılar. BM kaynakları, Kıbrıs konusunun da gündeme geldiği toplantıda, Genel Sekreter Ban'ın Cumhurbaşkanı Gül'e adadaki müzakere sürecine verdiği ''sürekli destekten'' dolayı teşekkür ettiğini belirttiler.

Babacan'ın Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni ile görüşmesi ise, Kıbrıs konusundaki temasların en önemli ayaklarından biri oldu.

Bu yıl Yunanistan'ın BM Daimi Temsilciliği binasında yapılan görüşmenin ardından Babacan, Kıbrıs konusunda adadaki iki lideri de görüşmelere mümkün olduğunca erken bir zamanda son biçimini vermeleri ve kapsamlı bir çözüme ulaşmaları konusunda cesaretlendirdiklerini söyledi.

Bakoyanni de, aynı şekilde konuşarak ''Yunan tarafı ve Türk tarafı, iki lideri de güçlü bir biçimde Kıbrıs konusunda mutabık kalınmış bir çözüme yönelik çalışmaları için cesaretlendiriyor'' dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, görüşmede gelecek dönemde yapılacak üst düzey ziyaretlerin de ele alındığını, Kıbrıs konusunun etraflıca konuşulduğunu ve BM müzakerelerine iki tarafın da destek verdiğinin ortak anlayış olarak ortaya çıktığını kaydetti.

Babacan, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile görüşmesinde, Iraklı Bakanı Türkiye ile Irak arasında kurulan Türkiye-Irak Stratejik İşbirliği Konseyi çerçevesinde ilk kez yapılacak dışişleri toplantısı için Türkiye'ye davet etti.

TC Cumhurbaşkanı Gül ile Irak Devlet Başkanı Celal Talabani görüşmesinde ise, Talabani'nin Cumhurbaşkanı Gül'e daha önceden yaptığı Bağdat davetini yinelediği belirtilmişti.

Gül, New York'tan ayrılmadan önceki basın toplantısında, Bağdat'a yakın ve uygun bir zamanda gitmek istediğini açıkladı. Dolayısıyla Irak'la karşılıklı ziyaretler ve ikili ilişkiler New York'ta temaslarda yine gündemin başında yer aldı.

Babacan, Cumhurbaşkanı Gül'ün Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari ile görüşmesine de katıldı. Bu toplantının en önemli sonucu Türkiye'nin Pakistan ve Afganistan'ın önümüzdeki bir iki ay içinde İstanbul'da üçlü bir toplantıda bir araya getirme önerisinin Pakistan Cumhurbaşkanı Zerdari tarafından kabul edilmesi oldu. Bu öneri, daha önce Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai tarafından zaten kabul edilmişti.

Babacan'ın BM'de Medeniyetler İttifakı Dostluk Grubu, Filistinliler'e yardım ve Avrupa Konseyi dışişleri bakanlarının ''Gürcistan'daki Durum'' konulu olağanüstü toplantılarına katılması da, yine Türkiye'nin dünya meselelerine olan katkısının boyutlarını gözler önüne sermesi açısından önemliydi.

Diplomatik kaynaklar, Dışişleri Bakanı Babacan'ın BM Genel Kurulunda yapılacak ve 192 BM ülkesinin oy kullanacağı oylama öncesinde yeniden New York'a geleceğini söylediler.

Bakan Babacan, oylamayla ilgili olarak New York Dış İlişkiler Konseyinde kendisine sorulan bir soruya cevaben dünyanın pek çok bölgesinde barış ve istikrar için son derece aktif çaba harcayan Türkiye'nin neredeyse yarım asırdan bu yana Güvenlik Konseyi'nde temsil edilmediğini, adaylık sürecinin iyi gittiğini, ancak son ana kadar çalışması gerektiğini belirtmişti.

Diplomatik kaynaklar da, sürecin iyi gittiğini, ancak oylama gizli yapılacağı için son ana kadar alışılması gerektiğini belirtiyorlar.

Türkiye, BM Güvenlik Konseyinin Batı Avrupa geçici üyeleri grubuna verilen 2 koltuktan birini azanabilmek için İzlanda ve Avusturya'ya karşı yarışacak.

Türkiye, oylamada yeterli oyu alırsa 2009-2010 döneminde Konsey'de temsil edilecek.