EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 10 dak.

Ertanın: "BM'nin Denktaş ile Kiprianu'ya diktiği ceket bugünkü liderlere uymaz"

Ertanın: "BM'nin Denktaş ile Kiprianu'ya diktiği ceket bugünkü liderlere uymaz"

Kıbrıs Sorununda zirvelerle gelinen süreci Kıbrıs Postası'na değerlendiren Ekonomist Dr. Mustafa Ertanın, yaşanan daralmanın bugünkü niyet ve vizyonları ile ortada olan liderlerle ilgili olmadığını, BM'nin dönemin toplumlarına tam hakim olan güçlü liderleri için tasarladığı metodun tıkandığını ifade etti.

Yayın Tarihi: 11/02/17 09:47
okuma süresi: 10 dak.
Ertanın: "BM'nin Denktaş ile Kiprianu'ya diktiği ceket bugünkü liderlere uymaz"
A- A A+
Vatan MEHMET

Kıbrıs Sorununda zirvelerle gelinen süreci Kıbrıs Postası'na değerlendiren Ekonomist Dr. Mustafa Ertanın, yaşanan daralmanın bugünkü niyet ve vizyonları ile ortada olan liderlerle ilgili olmadığını, BM'nin dönemin toplumlarına tam hakim olan güçlü liderleri için tasarladığı metodun tıkandığını ifade etti.

"BM'nin dönemin liderleri Denktaş ile Kiprianu'ya diktiği ceketbugünkü liderlere uymaz" diyen Dr. Mustafa Ertanın, Ara Bölgenin, ardı ardına zirvelerin yöntem olarak tükendiğini kaydederek "Denktaş Kiprianu; Denktaş Vasiliu döneminde liderler Evet deseydi toplumlar da yüzde 70-80 ile neticeye varırdı. Bugün ise her iki toplumda da demokratik aşamalar, fikir farklılıklarının temsili, bunun siyasi partilerle idamesi gibi değişkenler var. Yani şunu sorguluyorum: liderler mi neticeyi toplumlara sunacak yoksa meclisler mi? Yoksa Sivil toplum mu, okullar mı?" diye sordu.

Artık her iki tarafta da toplum dinamiklerini belirleyen, temsil eden gurupların 74 sonrasının ürünü ve neticesi olarak varlıklarını sürdürdüğüne işaret eden Ertanın, Kıbrıs'ta yaşayan herkesin ömrünü şekillendiren Kıbrıs Sorununun bugün de çıkmazda olduğunu, sadece siyasi görüşleri olarak değil, aktif siyaset duruşlarıyla da iki bölgeli iki toplumlu, siyasal eşitliğin paylaşıldığı bir federasyona tüm duruşlarıyla inanan iki lider "ne oluyor da çözemiyor" sorusunun kritik olduğunu belirtti.

Kıbrıs Sorununda zirvelerle gelinen süreci Kıbrıs Postası'na değerlendiren Ekonomist Dr. Mustafa Ertanın, yaşanan daralmanın bugünkü niyet ve vizyonları ile ortada olan liderlerle ilgili olmadığını, BM'nin dönemin toplumlarına tam hâkim olan güçlü liderleri için tasarladığı metotta tıkandığını ifade etti.

"BM'nin dönemin liderleri Denktaş ile Kiprianu'ya diktiği ceket yani metot bugünkü liderlere uymaz" diyen Dr. Mustafa Ertanın, Ara Bölgenin, ardı ardına zirvelerin yöntem olarak tükendiğini kaydederek "yıllarda söz gelimi liderler Evet deseydi toplumlar da yüzde 70-80 ile neticeye varırdı. Bugün ise her iki toplumda da demokratik aşamalar, fikir farklılıklarının kendisini temsil etmesi, bunun siyasi partilerle idamesi gibi değişkenler var. Yani şunu sorguluyorum: liderler mi neticeyi toplumlara sunacak yoksa meclisler mi? Yoksa Sivil toplum mu, okullar mı?" diye sordu.

Kıbrıs'ta yaşayan herkesin ömrünü şekillendiren Kıbrıs Sorununun bugün de çıkmazda olduğunu belirten Ertanın, sadece siyasi görüşleri olarak değil, aktif siyaset duruşlarıyla da iki bölgeli iki toplumlu, siyasal eşitliğin paylaşıldığı bir federasyona reklam amacıyla değil tüm duruşlarıyla inanan iki lider "ne oluyor da çözemiyor" sorusunun kritik olduğunu ifade ederek "yöntem etkinliğinin" sorgulanması gerektiğine dikkat çekti.

"BM'NİN DENKTAŞ İLE KİPRİANU'YA DİKTİĞİ CEKET BUGÜNKÜ LİDERLERE UYMAZ"

"Neden Kıbrıs konusunda bir türlü neticeye gidemiyoruz?" sorusu üzerine konuşan Ertanın, "BM'nin Denktaş ile Kiprianu'ya diktiği ceket bugünkü liderlere uymaz" dedi.

Mustafa Ertanın Şöyle konuştu; "Müzakerelerin tarihi seyrine baktığımızda tarih içinde ilk onlar Denktaş'ı biz Makarios'u suçladık ilk görüşmelerde... Sonra Kiprianu-Denktaş dönemi… Sonra kronoloji içinde hep beraber Klerides'i suçladık. Daha sonra ise Yorgo Vasiliuistekliydi. Karşısında Denktaş vardı. İkisini de suçladık. İki solcu geldi malum sonra… Talat ile Hristofyas. Tamam, bu iş bitecek Denktaş Vasiliu zamanında şekillenen Federal Çözüm gerçekleşecek dedik. O yıllarda konuşulan federasyonla şimdi konuşulan federasyon aslında bakıldığında Kıbrıslı Türkler açısından da bir ilerleme kazanım… 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken Kıbrıs türkünün çizebileceği ve üzerinde idari hükümranlık idare edebileceği mahallesinden başka bir şey yoktu. Ve hukuki olarak da o mahallelerde 63'te Makarios yerel yönetimler yasası teşebbüsüyle o da sıkıntılıydı… Kıbrıs Türk belediyelerinin hakları da riske girdi.

Nihayet Talat ile Hristofyası suçladık sonra… Suçlamak derken mahkûm anlamında değil. Neticede başaramadılar, sorguladık…"

"SORUN LİDERLERİN KİŞİLİĞİNDE, NİYETİNDE, VİZYONUNDA DEĞİL"

Kıbrıs Postası'na değerlendiren Mustafa Ertanın sözlerine şöyle devam etti; "Kıbrıs'ta yaşayan herkesin ömrünü şekillendiren Kıbrıs Sorunu bugün de çıkmazda… Sadece siyasi görüşleri olarak değil, aktif siyaset duruşlarıyla da iki bölgeli iki toplumlu, siyasal eşitliğin paylaşıldığı bir federasyona reklam amacıyla değil tüm duruşlarıyla inanan iki lider ne oluyor da çözemiyor. Sorun liderlerin kişiliğinde, niyetinde, vizyonunda değil… Hatta sorun, şu anda liderlerin iç politik endişelerinde de değil…

Toprak oranıdır ve sair evet bunlar da geçerli krizlerdir ama bu krizleri liderlerin atlatamamalarının sebebi hakkında düşünmek lazım. Demek belli ki sebep bu krizlerin içerikleri değil… Başka nedenler aramalıyız…

2014 Şubat'ta hem yavruların, hem anaların hem paramiliteristlerin hem kelebeklerin; hem güvercinlerin hem entellerin; hem proleteryaların hem şahinlerin imzaladığı, afişe ettiği ve kabul ettiği Ortak Metin evrakı var ve duruyor. Gayret o temelde devam etmektir."

"BU YÖNTEMİN ETKİN OLMADIĞI SORGULANMALI"

"Esasen70'lerden beri taşıdığım endişenin özü BM gözetimindeki bu yöntemde bugün için ciddi eksiklikler var. Dikkat çekmek istediğim şey budur. Sorun budur: Yani yöntem olarak Ara Bölge, New York, zirveler: Mont Pelerin, Cenevre ve sair… Her türlüsünü denedik.

Bu yöntemin etkin olmadığı sorgulanmalı. Çünkü bu yöntem zamanının çok güçlü, toplumunu yöneten, bir işaretle kaldıran bir işaretle oturtan liderlere uygun bir metottu. O yıllardaki toplum yani 60'lar 70'ler öyle idi. Dünyada da öyleydi… O günden bugüne değişen şeylerin toplumlardır. O yıllarda söz gelimi liderler Evet deseydi toplumlar da yüzde 70-80 ile neticeye varırdı. Bugün ise her iki toplumda da demokratik aşamalar, fikir farklılıklarının kendisini temsil etmesi, bunun siyasi partilerle idamesi gibi değişkenler var. Yani şunu sorguluyorum: liderler mi neticeyi toplumlara sunacak yoksa meclisler mi? Yoksa Sivil toplum mu, okullar mı? Hepsinin de artık her iki toplumda da bu çözüm arayışı dizaynının başından bugüne kadar bu yeni faktörleri dikkate almaktan imtina edildi… Belki de haklı olarak işi daha da komplike etmemek için… Bu da bir gerçek…"

"KARAR DİNAMİKLERİ LİDERLERİN ELİNDEN ÇIKMIŞ DEĞİŞKENLER"

Ertanın şöyle konuştu; "Kuzey'de de Güney'de de toplumun kendi içindeki karar dinamikleri liderlerin elinden bugün çıkmış değişkenler…

Her iki toplumda da geçmişte 63-73'te çatışma konusu mesela rant değildi. Diğerini ezerek konum yükseltmekti. Sonra filim değişti: Artık her iki tarafta da toplum dinamiklerini belirleyenler, temsil edenler guruplar 74 sonrasının ürünü, neticesi olarak varlar. Güney'de DİSİ de AKEL de böyledir. Bugünkü konumları 74 ürünüdür. Bunlara karışma denmesi kolay değil, imkânsız. Bu nedenle yöntem analizi gerekli. Görüşmeler, müzakereler araçtır, hedef değil…

Bunun da ötesinde BM gözetiminde dizayn edilen görüşmelerde bugün farklı olan bir de Güney Kıbrıs'ın AB'de olması var. AB'ye de kenarda dur denemiyor. Doğru ya da yanlış Kuzeyde de şartlar ya da tercihlerle buna karşılık Türkiye'ye muazzam bir ekonomik, siyasi sosyo-kültürel entegrasyon var.

Yani bugün Denktaş ile Vasiliu'ya biçilen metot, bu yeni evren ve değişken içinde nasıl başarıya gidecek? Kritik konu ve esas budur. Cumhurbaşkanı Akıncı göreve geldiğinde işte bu bahsettiğim yöntemin başından sorgulanması gerektiğini ifade etmiştim…

Keşke BM, en azından Anastasiadis ile Akıncı baş başa kaldığı gün değerlendirseydi. Yani 74 sonrası her iki toplumda oluşan parametreleri de göz önüne alabilse… Kim demiş ki en iyi yol en kısa yoldur diye… Yani liderleri değil, yöntemi sorgulamalıyız."

"BİR NESLİN SON ŞANSI OLABİLİR BUGÜNKÜ DURUM. AMA BU SORUNU ANLAMADAN SORUNA BİR YAMA İLE BİN DELİK AÇMAK GİBİDİR.."

"Peki, bu konuda gecikildi mi, bu güncelleme için tren kaçtı mı" sorusu üzerine ise Ertanın "Doğrudur bir neslin son şansı olabilir bugünkü durum. Ama bu sorunu anlamadan soruna bir yama ile bin delik açmak gibidir. Ortak metin ordadır. Yırtıp atılmadı. Ayrıca içinde de zaman tahtidi yoktur. Yani hayır tren kaçmadı. Bu yapılmalı… Kısa ya da orta vade…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.