EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 11 dak.

Saraçoğlu:Yapısal reformlar gerçekleşmeli

Yapısal reformlar gerçekleşmeli

<P>Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Şua Saraçoğlu, geniş tabanlı bir hükümet modelinin ideal olacağına işaret etti ve yeni kurulacak hükümetin kamunun büyüklüğünü dikkate alarak, lamu maliyesini düşürücü tedbirleri hemen uygulamaya koyması gerektiğini vurguladı.</P>

Yayın Tarihi: 04/05/09 16:48
okuma süresi: 11 dak.
Yapısal reformlar gerçekleşmeli
A- A A+

Ticaret Odası Başkanı Saraçoğlu seçim sonrası dönemi Ekonominin Sesi'ne değerlendirdi.

Saraçoğlu, Türkiye'nin yeni dönemde daha çok müdahil olmasını istedi ve "Türkiye'nin IMF ile yürüttüğü bir ilişkiye benzer bir ilişkiyi Kuzey Kıbrıs'ta Türkiye'nin yürütmesi gerektiğine inanıyorum. Yapısal reformlar ancak böyle gerçekleşebilir" dedi.

Soru: Seçim bitti yeni bir durum söz konusu, ekonomik konularda ne bekliyorsunuz? Önümüzdeki dönemde UBP iktidarı olacak, onlardan nasıl bir beklentiniz var?

Şua Saraçoğlu: Keşke mümkün olsa da geniş tabanlı bir hükümet kurulsa ama bu belki işin ideal tarafı. Herhalde UBP bu hükümeti tek başına kuracak veya küçük bir partiyle kuracak diye düşünüyorum. Tabi ki Kıbrıs Türk Ticaret Odası olarak şu anda yapısal değişikliklerin üzerinde çalışıyoruz ve bunları hükümet kurulur kurulmaz, kamuoyuyla paylaşmadan önce hükümetten randevu alıp gidip kendileriyle görüşmeyi planlıyoruz. Tabi ki bu seçimin aynı zamanda ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Toplumun iradesidir ancak muhakkak yapılması gerekenler var çünkü mevcut durum sürdürülebilir değil.

Soru. Neden?

Şua Saraçoğlu: Burada tabi ki en önemli şey kamunun büyüklüğüdür dolayısıyla bir şekilde belki de kamuya yönelik kamu maliyesini düşürücü bir takım tedbirlerin ne olması gerektiği yönünde bir özel programın ortaya konması gerektiğini düşünüyorum. Ama her şeyden öte yıllardır görüyoruz, siyasi partiler seçim süreçlerinde kamuda istihdam enstrümanını, silahını çok etkin bir şekilde kullanıyorlar. Seçim sırasında da, arkasından da kamuda ciddi bir büyüme yaratıyorlar. Bizim arzumuz hiç değilse bu defa artık doğru yola girelim, kamunun büyütülmemesi için nereye varmış olduğumuzu anlamış olup bu dönemde bunu yapmayalım. Bunu çok önemli buluyorum. Söylediğiniz gibi bu yapısal reformlara yönelik bunların ne olması gerektiğini bir metin olarak bunu evvela hükümetle paylaşacağız. Sanırım bu dönemde Türkiye de biraz daha müdahil olup, Türkiye'nin IMF ile yürüttüğü bir ilişkiye benzer bir ilişkiyi Kuzey Kıbrıs'ta Türkiye'nin yürütmesi gerektiğine inanıyorum. Bu yapısal reformlar kolay kolay gerçekleşmeyecek diye düşünüyorum. Önümüzdeki dönem oluşacak, UBP'nin ağırlıklı bir şekilde yer alacağı bu hükümette, iş camiasıyla çok yoğun sistematik bir işbirliği içerisine girmesinin büyük önem arz ettiğine inanıyorum. Bunun reel ekonominin önünü açacak bir imkân yaratacağına inanıyorum. Bundan hiçbir şekilde hükümetler çekinmemeli, beklentilerimizden biri de budur. Seçim dönemi için ekonomi tartışıldı dendi. Ama Kıbrıs Türk Ticaret Odası olarak ben ekonominin konuşulduğunu, tartışılmadığına inanıyorum. Çünkü eğer tartışılsaydı bu toplumun bir ortak hedefe doğru ekonomi konusunda yönelmesin, sağlayabilirdi. Ancak ben tartışılmadığına inanıyorum. Dolayısıyla seçim döneminde olanları, söylenenleri, bir şekilde seçim nedeniyle deyip bir kenara bırakıyoruz. Ama kesinlikle yakın işbirliği içerisinde ülkemizin ekonomik sorunlarına çözüm getirmemiz gerekmektedir.

Soru: Bu IMF meselesini biraz daha açar mısınız. Ne demek bu IMF ve Türkiye?

Şua Saraçoğlu: IMF ve Türkiye ilişkisinde olduğu gibi, Türkiye'ye KKTC'ye yaptığı yardımlarda, örneğin bir takım yapısal reformları yerine getirebilmesini şart koşabilir. Yardımlar kontrollü bir şekilde yapılabilir. Yani böyle istihkak gibi, bunu yap ona göre katkıyı al, bunu yap ona göre yardımı al gibi!..Bu şekilde o mali katkı o ülkenin ekonomisini daha iyi noktalara taşımasına bir yerde vesile oluyor. O mali kaynak sadece o günkü sıkıntısını çözmüyor, o yapısal değişim sürecinde bir katalizör rolü oynuyor. Dolayısıyla böyle bir ilişki, artık bir yerde Kıbrıs'ta da, Kuzey Kıbrıs'ta da kabul edilmesi gerekiyor. Tabi ki kendi ülkemizin, kendi devletimizin saygınlığını koruyarak bunun yürütülmesi lazım. Esasında geçmişte bu tür protokollerin çok defa yapıldığını ancak çoğu zaman da Kıbrıs Türk tarafının bunu uygulamadığını biliyoruz. Dolayısıyla bu yolun sonuna gelinmiştir, bunu anlamamız lazım. Çünkü eskisi gibi, mesela bavul turizminden akan paralar, emlak sektöründen dolayı hazineye akan paralar artık yok. Dolayısıyla hazinenin ciddi sıkıntıları var. Bugün evet kendi kendimize yeterli olmayı da deneyeceğiz, onun olabilmesi için de yapısal dönüşüm şart. Bir de şuna vurgu yapmak istiyorum, tabi ki Kuzey Kıbrıs, Avrupa Birliği çözüm vizyonu yoluna devam etmeli. Kuzey Kıbrıs'ın, Türkiye ve Güney Kıbrıs'ın var olduğu gümrük alanına girmesini sağlamak temel ekonomik hedeflerimizden bir tanesi olması lazım. Yeşil hat tüzüğünün bu kapsamda genişletilmesini talep etmeye devam etmemiz lazım. Kıbrıs adası üzerinde bu şekilde Türkiye'nin anakara olması nedeniyle sahip olunan avantajı günü geldiği zaman Güney'e taşıyabilme hedefine iş çevrelerinin sahip olması gerekir, bu çok önemli bir hedeftir.

Soru: Güney'e taşımak derken neyi kastediyorsunuz?

Şua Saraçoğlu: Burada demek istediğim örneğin Türkiye'nin birçok temsilciliğini tutan firmalar vardır. Dolayısıyla bunları Rumların alması değil Kıbrıslı Türkler üzerinden Güney'e servis verilebilmesinin yollarını açabilecek adımlar atılmalı. Dolayısıyla bu nedenle bizim gümrük birliği alanı içerisinde olma gerekliliğimiz, ekonomimizin gelişmesini sağlayacak bir olaydır ve bu yeşil hat tüzüğü kapsamının genişletilmesini talep etmeye devam etmemiz lazım. Dolayısıyla Yeşil Hat tüzüğünün bu yönde, Avrupa Birliği Çözüm şartları içerisinde gümrük birliğine tabii olmasını savunurken serbest bölgeyi savunmak mümkün değil. Dolayısıyla bu konularda hükümetle işbirliği içinde hareket etmeye hazırız.

Soru: Türkiye Cumhuriyeti'nin son protokolle yani Soyer hükümetiyle imzaladığı son protokol serbest bırakıldı. Burada reel sektöre dönük kaynak aktarımı var mı?

Şua Saraçoğlu: Burada birçok şey var yani bu tam bizim düşündüğümüz anlamda değil.

Soru: Reel sektörün ihtiyacı olan kaynak sağlayacak para var mı?

Şua Saraçoğlu: Ben burada görmedim yok öyle bir şey. Yani bir kısım şeyler var. İşte bankalara dönük biraz yani çok böyle burada spesifik olarak belirtildi, örneğin üniversitelere belli yardımlarda, özel ilgi turizmine yönelik bunun geliştirilmesi için proje filan.. Bizim söylediğim şudur,: Biz diyoruz ki Kuzey Kıbrıs'a ciddi anlamda reel sektörü kredilendirebilecek bir uzun vadeli, düşük faizli yani iki yüz elli, üç yüz milyon dolarlık kaynağın kullandırılmasından bahsediyoruz. Burada temel amaç işletmelerdeki tıkanmalarım aşılmasına yardımcı olmak, borç ertelemesi yaratmak, borç ertelemelerine katkı sağlamak ve aynı zamanda işletmelere işletme sermayesi yaratılması. Yani bizim daha önce talep ettiğimiz bu Lefkoşa Yaklaşımı ile ilgili olanı budur. Örneğin Rum Tarafı iki yüz milyon Euro almıştır Avrupa Birliği'nden. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs'ın günün sonunda daha çok böyle bir finansmana ihtiyacı vardır. Burada ben bunu incelediğimde çok bizim söylediğimiz anlamda bir şey yok işte sanayi sektöründe çok daha farlı. Burada yer alan katkı çoğu alt yapı ve derneklere yöneliktir. Ve burada da ona ayırdığı seksen sekiz milyon TL'dir. Reel sektörle pek bir alakası yok.

Soru: Ateşten gömlek meselesine siz katılıyor musunuz?

Şua Saraçoğlu: Tabi ki katılıyorum. zor koşullarda gelmiştir UBP ama burada Kıbrıs Türk Toplumu için başarmasını dileriz. Önemli olan bu ülke için doğru adımların atılmasıdır. Tabi ki zor bir dönemdir, dünyada ciddi anlamda bir kriz cereyan etmektedir. İşletmeler bunu şu anda hissetmektedir, talep daralması söz konusudur, Turizm gelirlerinin düşeceği öngörülmektedir. Tabi ki dıştan kaynaklı ciddi anlamda sıkıntılı bir dönemdir. Bu kriz daha da ağırlaşabilir, daha da ağırlıklarını hissedebiliriz. Sadece bu seçim dönemi bile yani bizim yerel olarak yaşadığımız bu seçim dönemi dâhi ekonomiyi kilitlemiştir, hissettik ki ciddi bir durgunluk var bu seçim dönemiyle ki bu da doğaldır diye düşünüyorum. Yani bu dönemde söyleyebileceğimiz, bence pozitif enerji üretmemiz lazım yani şimdi kalk kılıcı çek savaş hiçbir anlamı yok. Arzu edelim tabi ki iyi bir performans ortaya koymalarıdır, bu toplumun ihtiyacı olanı yerine getirebilmeleridir.

Soru: Ve tabi ki sizlerle de diyalog içerisinde olmalarını da bekliyor musunuz?

Şua Saraçoğlu. Bu çok önemli bir unsurdur. İş camiasıyla diyaloğu sistematik bir şekilde oluşturmak. Yoksa öyle rastgele değil, sistematiğini oluşturacaklar yani bir işadamları kurulu mu oluşur, örgütler söz konusu, Kıbrıs Türk Ticaret Odası söz konusu, yani diğer örgütler de olabilir ama bunun verimli olması gerekir. Neticesi olan toplantıları olması lazım. Yeni dönemde ülkemizde artık bir ekonomi, gerçek anlamda bir ekonomi bakanlığının olması gerektiğine vurgu yapmak isteriz. Laf ola ekonomi bakanlığı tabelasının hiçbir işe yaramadığı yıllarca görülmüştür. Onun kesinlikle ayrık bir ekonomi bakanlığı olması gerekir. Hiçbir şey yapılamasa, ekonomi ve maliye bakanlığının birleşik bir konumda olması sağlanmalıdır diye düşünüyorum. Ve gerekirse dıştan bir takım ekonomistlerin bakanlar çevresine yerleştirerek, ülkeyi yönetme konusunda ekonominin en temel unsur olduğu ve buna yönelik davranması gerektiği de bu yeni hükümet döneminde bir beklentimizidir. Ekonomiyle ilgili özel bir yapılanma olmalı.

Ekonominin Sesi

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.