"Biradan fazla ev satılan günler gördük!"

Kıbrıs Postası

Maviay, "Ülkemizde İngiliz kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın, misafirlerimizin sayısı azaldığı gibi, artık paralı, zengin İngiliz hiç kalmadı... Hepsini yedik... Resmen insanları bitirdik... Nakit ödeyerek ev satın aldı bu insanlar... Zamanında... İnşaat furyası döneminde... İnsanları aldattık, kandırdık... Trak para, cash, nakit ödediler, ev aldılar... Sonra yıllarca tapu vermedik insanlara. Sürüm sürüm süründürdüklerimiz var... Kimisi eşini kaybetti, kimisi hepten bu Dünya'dan göçtü... Bıkanlar, bunalanlar da kaçtı" diye konuştu.

Kıbrıs Postası'nın sorularını yanıtlayan Maviay, şunları anlattı:

"Müteahhit, arsa sahibiyle anlaştı... Arsa sahibini bir şekilde ikna etti ya da dolandırdı, adına ne isterseniz deyin... Arsa sahibi gitti borçlandı, banka müdürü da ahbaptı, tanıdıktı... Parayı aldılar, inşaata başladılar... Müteahhitler o günlerde yani inşaat furyasının olduğu dönemde, mesela benimki gibi publardan hiç ayrılmazdı... O günlerde, 25 kasa bira günde satardık... İngiliz gaynardı buraları. Ve çoğu paralı insanlardı... Arsayı görüyorlardı, yeri görüyorlardı, havuzlu villalar, 70 bin, 80 bin Sterlin'di. Nakit ödeyip, aldıklarını sanıyorlardı... Ev bitiyordu, İngiliz de yerleşiyordu... Ama müteahhit ve arsa sahibi; ya da ikisinden biri o arsayı bankaya ipotek göstermişti... Borcu da ödenmemişti... Ödenmiyordu... Borcu aldıkları dönemdeki banka müdürü da değişmişti... Şimdi arsa kimindi? Arsa, bankaya geçiyordu... Üzerindekilerle birlikte... İngiliz müşterinin tapusu nerede? Yok! Çok İngiliz müşteri öldü bu şekilde..."

Aytaç Çaluda ve Armağan Candan'ın akrabası olan Hüsamettin Maviay, siyasetle ilgili olarak da şu sözleri kullandı:

"Ben partici değilim. İnsancıyım... İyi insanlara, iş yapacak insanlara oy veririm... Açık konuşacağım, son genel seçimde Kudret Özersay'a (Halkın Partis'ne) oy verdim. Özersay'ı sonuna kadar destekledik. Gittim O'nu destekledim. Belki bir şeyler değişir... Bırakmazlar ki değişsin... Özersay da yapamadı. Olmaz. Olmadı..."

HÜSAMETTİN MAVİAY KİMDİR?

Soru: Hüsamettin Maviay kimdir?

Cevap: Ağustos 1967'de Kukla – Baf'ta doğdum ama Alehtora'lıyım... 1974'ten sonra Alsancak'a yerleştik... 1986'da askerlik görevimi bitirdim. İngiltere'ye gittim... Sam's Kebap adıyla Windsor yakınlarında kebap yerim vardı... Çok iyi de kazancım oluyordu ama 1999'da memleket çekti. Döndüm. 20 yıldır Sam'sPlace adıyla Alsancak'ta pub çalıştırıyorum. Kiralık araba şirketim var. Evliyim. Üç erkek çocuk sahibiyim.

ZENGİN İNGİLİZ HİÇ KALMADI... HEPSİNİ YEDİK!

Soru: Müşterilerinizin çoğunluğu İngiliz... Eskiden sanki daha çok İngiliz vardı ülkemizde... Ne dersiniz? En iyi bilenlerdensiniz...

Cevap: Ülkemizde İngiliz kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın, misafirlerimizin sayısı azaldığı gibi, artık paralı, zengin İngiliz hiç kalmadı... Hepsini yedik... Resmen insanları bitirdik... Nakit ödeyerek ev satın aldı bu insanlar... Zamanında... İnşaat furyası döneminde... İnsanları aldattık, kandırdık... Trak para, cash, nakit ödediler, ev aldılar... Sonra yıllarca tapu vermedik insanlara. Sürüm sürüm süründürdüklerimiz var... Kimisi eşini kaybetti, kimisi hepten bu Dünya'dan göçtü... Bıkanlar, bunalanlar da kaçtı...

25 KASA BİRA GÜNDE SATARDIK... İNGİLİZ GAYNARDI BURALARI

Soru: Ne yaptık? Anlatır mısınız? Örnek verir misiniz?

Cevap: Müteahhit, arsa sahibiyle anlaştı... Arsa sahibini bir şekilde ikna etti ya da dolandırdı, adına ne isterseniz deyin... Arsa sahibi gitti borçlandı, banka müdürü da ahbaptı, tanıdıktı... Parayı aldılar, inşaata başladılar... Müteahhitler o günlerde yani inşaat furyasının olduğu dönemde, mesela benimki gibi publardan hiç ayrılmazdı... O günlerde, 25 kasa bira günde satardık... İngiliz gaynardı buraları. Ve çoğu paralı insanlardı... Arsayı görüyorlardı, yeri görüyorlardı, havuzlu villalar, 70 bin, 80 bin Sterlin'di. Nakit ödeyip, aldıklarını sanıyorlardı... Ev bitiyordu, İngiliz de yerleşiyordu... Ama müteahhit ve arsa sahibi; ya da ikisinden biri o arsayı bankaya ipotek göstermişti... Borcu da ödenmemişti... Ödenmiyordu... Borcu aldıkları dönemdeki banka müdürü da değişmişti... Şimdi arsa kimindi? Arsa, bankaya geçiyordu... Üzerindekilerle birlikte... İngiliz müşterinin tapusu nerede? Yok! Çok İngiliz müşteri öldü bu şekilde... Kimisi karısını kaybetti; kimisi kocasını... Ev kaldı. Hala tapu yok... Bankaya ipotek. Borç ödenmedi. Banka yakında satacak... Ve bu şekilde bir yığın insan adeta dolandırıldı. Mahvoldu, haliyle bizden de ülkemizden de nefret ederek, kaçtı. Günah işledik.

2004 – 2010 YILLARI ARASINDA BU PUBTA NEREDEYSE BİRADAN FAZLA EV SATILDI

Soru: Peşin ödediği evinin koçanını alamadı... Dava da açamadı...

Cevap: Dava açanlar oldu... Ama sonuç yok... Şu anda kimse kalmadı... 2004 – 2010 yılları arasında bu pubta neredeyse biradan fazla ev satıldı. Emlakçılar hep buradaydı. İngiliz doluydu ortalık... İngiliz ev satın alan sanırım hiç kalmadı artık... Şimdi Ruslara satıyoruz. Bazı düzenlemeler yapıldı sanıyorum, eskisi gibi dolandırıcılık, yalancılık azaldı, artık duymuyoruz...

2015 YILINDA KİRALADIĞIM BİR ARABAYA, 2019'DA MAHKEME!

Soru: Kiralık araba işi nasıl? Bu konuda da sıkıntılarınız var sanırım...

Cevap: 2015 yılında kiraladığım bir arabaya, 2019'da mahkeme çağrısı geldi... 2019'da arabayı bir müşteriye kiraladım... O da bir trafik suçu işledi... Radar cezası... 5 yıl sonra mahkemeye gidip, belge göstereceğiz... Müşterimizin kim olduğunu, suç varsa o müşterinin işlediğini belgeleyeceğiz... Mahkemeye bir suçlu, bir katil gibi çağrılıyoruz... Mahkemeye gideriz, yargıç bize kızar...

PLAKA DEĞİŞİKLİĞİ MEDENİ HIRSIZLIKTIR!

Soru: Kiralık araç plakalarını değiştiniz herhalde?

Cevap: O da ayrı bir mesele... Benim araba sayım başka şirketlere kıyasla çok az... Ama, az ya da çok, hiç fark etmez... Kırmızı renk plakaydı. Beyaz oldu... Harfler değişti. Z kalktı, baştan geldi. Bir tane değil, iki tane değil... Bu bir araç filosu... 10 arabanız var, en az 700 TL plaka parası. Peki bin arabası, 3 bin arabası olanlar? Ki vardır... Bazı kişiler bu işten resmen para kazandı, zengin oldu. Bu medeni hırsızlıktır... Biz yapsak, içeri sokarlar bizi...

YERLİ İŞÇİ BULMA SIKINTISI ÇOK BÜYÜK

Soru: İşçi sıkıntısı var mı?

Cevap: Yerli işçi diyorlar. Teşvik verecekler falan... Takip ediyoruz... Evet, yerli eleman bulalım. Biz de istiyoruz... Çalışma Dairesi'ne gittik, bir kadın eleman istediğimiz bildirdik. Yok. Bulamadık... Çok ciddi sıkıntı var bu konuda... Dışarıdan işçi getirmek de kolay değil. Teminat yatıracan, ev verecen kalsın, yedirecen – içirecen, sigortasıdır, şusudur busudur, derken, kolay değil... Mezardan nenemi çıkarıp nikah kıymak daha kolay.

MEMLEKET YERİNDE DURACAK, BİZ KAÇACAĞIZ!

Soru: Nereye gidecek bu memleket?

Cevap: Memleket yerinde duracak da biz kaçacağız... Yeni Zelanda'ya, Avustralya'ya gidip yeni bir hayat kurmayı bile düşünüyoruz... Eridik zaten. Kalmadık... Senin benim gibi 55 bin halis Kıbrıslı çıkarır da koyarsan bana oraya, tama derim sana... Ama 55 bin kişi bile kalmadık diye düşünüyorum... Hani Kıbrıslı var mı?

TÜKENECEYİK VE BU BİZİ ÜZMELİ DİYE DÜŞÜNÜYORUM

Soru: Sokaklar insan dolu ama...

Cevap: Şikayetim yok... Eşim Rus. Bir çok arkadaşımın eşleri de yabancı. Bir de bu tarafı var işin... Tükeneceyik ve bu bizi üzmeli diye düşünüyorum. Bir şeyler yapılması lazım. Bir ben kaldım Kıbrıslı... Eşim de üç çocuğum da yabancı sayılır... Burası benim tapulu malımdır... Çok güzel, manzarası şahane... Her gün bozuluyoruz...

ÖZERSAY'A OY VERDİM, O DA YAPAMADI!

Soru: Siyasi bir aileniz var... "Aytaç Çaluda" ailesi de akrabanız, "Armağan Candan" ailesi de... Biri UBP, öteki CTP milletvekili... Siz kime oy verdiniz?

Cevap: Ben partici değilim. İnsancıyım... İyi insanlara, iş yapacak insanlara oy veririm... Açık konuşacağım, son genel seçimde Kudret Özersay'a (Halkın Partis'ne) oy verdim. Özersay'ı sonuna kadar destekledik. Gittim O'nu destekledim. Belki bir şeyler değişir... Bırakmazlar ki değişsin... Değişemez, yapamaz, eli kolu O'nun da bağlı... Bırakmazlar... Derenin obir tarafı var ya, obir taraf. Derenin o tarafı... Bırakmazlar kimseyi bir şey yapsın. Özersay da yapamadı. Olmaz. Olmadı... İşte görüyoruz... Artık bir şey yapamayacağız, kilitlendik... Bu memleketten umudu kestik.

ANLATACAK DAHA ÇOK ŞEY VAR AMA; BİTTİK GARDAŞ

Soru: Çok kötümser bir duruma getirdiler sizi...

Cevap:Size bir örnek daha vereyim... Arabaların muayenesi 2019 yılı Mayıs'ta biterdi. Dediler ki 31 Ocak'a kadar tüm araçların muayenesi yapılacak. Yahu, Mayıs'ta biter muayeneler dedik. Dinletemedik. Bir şey değil dediler... Aralık sonunda gittik tümünü baştan çıkardık... Bir daha soygun... Oradaki memur diyor ki, bir şey değil yahu, devlete para verirsiniz, ne olacak... Bir da başka bir şey anlatayım. Bir müşteri araç kiraladı. Ceza bize gelir. Müşteriye deriz ki ceza geldi, o da tama al parayı git sen de ben kaçıyorum der. Bırakır parayı gider. Sen alın parayı gidip polise ödeyesin. Polis, bazen illa suçu işleyen yani trafik cezası yazdığı kişiyi ister. Kendi gelsin. Gelirse cezayı ona keseriz... Tamam da faiz, ceza katlanacak... Bazen, polis hiç umursamaz, cezayı orada alır, kiralayan kişiyi sormaz... Belirli bir uygulama yok... Anlatacak daha çok şey var ama; bittik gardaş, bittik artık... Neyimiz sağlam?