SPOR
okuma süresi: 6 dak.

Hillsborough faciası: 30 yıl önce Liverpool-Nottingham Forest maçında neler yaşandı?

Hillsborough faciası: 30 yıl önce Liverpool-Nottingham Forest maçında neler yaşandı?

İngiltere'de futbol tarihinin en ölümcül olayı olan Hillsborough faciasının üzerinden tam 30 yıl geçti.

Yayın Tarihi: 15/04/19 18:50
okuma süresi: 6 dak.
Hillsborough faciası: 30 yıl önce Liverpool-Nottingham Forest maçında neler yaşandı?
A- A A+

15 Nisan 1989'da Sheffield'daki Hillsborough Stadyumu'nda oynanan Liverpool-Nottingham Forest karşılaşmasına çıkan izdihamda 96 kişi hayatını kaybetmiş, 766 kişi de yaralanmıştı.

Federasyon Kupası yarı final maçında yaşananlar sonrası, İngiltere'de stadyumlardaki tel örgüler kaldırılmıştı.

Hillsborough Stadyumu'nda yaşamını yitirenlerden en yaşlısı 67, en genci 10 yaşındaydı.

Facia ardından futbol maçlarında güvenlik konusu gündeme oturmuş ve stadyumlarda bir dizi değişiklik yapılmıştı.

Bugün facianın anıldığı Liverpool'da, yarı final maçının yarım kaldığı saat olan 15:06'da bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.

Dün de Liverpool ve Chelsea takımlarının oyuncuları Anfield'deki maçları öncesi Hillsborough'da yaşamını yitiren taraftarlar için 1 dakikalık saygı duruşunda bulundular.

İzdiham nasıl çıktı?

15 Nisan 1989 günü Liverpool ve Nottingham Forest takımları İngiltere Federasyon Kupası yarı final maçında karşı karşıya geldi.

O dönem kupanın yarı final maçları tarafsız sahada oynanıyordu.

Sheffield'deki Hillsborough Stadyumu'nda tribünlerin tıklım tıklım doluydu, yaklaşık 53 bin kişi maçı izliyordu.

Taşkınlıkları önlemek için iki takımın taraftarları stadyumun farklı kapılarına yönlendirildi.

Turnikelerin yetersiz kalması nedeniyle bir kapıdan girmeye çalışan 10 binden fazla taraftar sıkıştı. Maçın başlamasına yaklaşık yarım saat kala taraftarların yarıdan fazlası hala içeri girememişti.

Yorkshire Emniyet Müdürü David Duckenfield maçın başlamasına birkaç dakika kala sıkışıklığın önüne geçmek için çıkışlardan birinin açılmasını emretti ve 2 bin taraftar buradan içeri girdi. Bu topluluğun önemli bir kısmı başka girişlerden gelenlerin de sıkıştığı ana tünele girince izdiham başladı.

Ezilme korkusuyla canhıraş bir şekilde kaçmaya çalışan taraftarların paniği ile izdiham büyüdü ve sonuçta futbol tarihinin en büyük facialarından biri yaşanmış oldu.

Maç, başladıktan beş dakika sonra durduruldu.

Faciadan sonra polis de dahil olmak üzere ölümlerden taşkın taraftarları sorumlu tutanlar olmuştu fakat yapılan soruşturmalar, polisin bu gibi durumlarda uygulaması gereken kuralların hiçbirini hayata geçirmediğini ortaya koydu.

Haberleşme ve eşgüdümdeki aksaklıklar ilk yardım ve kurtarma çabalarını da iyice zorlaştırmış, düşenlere ilk müdahaleleri olay yerindeki diğer taraftarlar yapmak zorunda kalmıştı.

Soruşturma ve yargı süreçleri

1989'da hazırlanan bir ön raporda polisin hataları ortaya kondu. Onu izleyen yıl yürütülen soruşturmada ise dava açmak için yeterli delil bulunmadığı sonucuna varıldı.

1991'de yayımlanan adli tıp raporunda saat 15:15'i gösterdiğinde ilk ambulansın geldiği ama o sırada kayıpların çoğunun zaten ölmüş olduğu kaydedildi, olayın "kaza" olduğu görüşü bildirildi. Ancak bunlar kamuoyunu tatmin etmeyince 2009 yılında faciayı yeniden incelemek üzere bağımsız bir heyet oluşturuldu.

Bu heyet üç yıl süren incelemeler sonucunda polisin hatalarını gizlemek için kapsamlı bir çaba içine girdiği ve bu doğrultuda taraftarları suçladığı sonucuna vardı.

Heyete göre taraftarların alkol aldığı ya da taşkınlık yaptığına dair hiçbir kanıta rastlanmadı, gereken önlemler alınmış olsaydı en az 41 kişinin hayatı kurtarılabilirdi.

2012 yılında ölümlerin "kaza" olduğunu söyleyen adli tıp kararı bozuldu.

2014 yılında yeni bir soruşturma başladı ve izleyen sene eski emniyet müdürü Duckenfield daha önceki soruşturmada son kapıyı taraftarların zorlayıp açtığı konusunda yalan ifade verdiğini kabul etti. Polis yetkilisi ayrıca izdihamın meydana geldiği ana giriş tünelinin zamanında kapatılmamış olmasında da hatası olduğunu söyledi.

2016 yılında bu soruşturma sonucu açılan davanın jürisi 96 kişinin ölümünün kaza olmadığına karar verdi. Ertesi yıl ise David Duckenfield de dahil 6 kişi hakkında görevi ihmal suretiyle "adam öldürme" suçlamasıyla ceza davası açıldı.

Faciayla ilgili olarak şu anda 74 yaşında olan maçın güvenliğinden sorumlu David Duckenfield'in 'ciddi görevi ihmal' suçlamasıyla yargılanması bu yılın Nisan ayı başlarına kadar sürdü ancak jüri kendisine verilen süre içinde bir karara varamadı.

Şimdi savcılar yeniden dava açmayı düşünüyorlar.

Facia statları nasıl değiştirdi?

İngiltere hükümeti süren hukuki süreçlerden bağımsız olarak dünyada da büyük yankı uyandıran bu facia hakkında kısa süre içerisinde soruşturma başlatmıştı.

Soruşturmayı üstlenen savcı Lord Peter Taylor, 30 günlük incelemelerden sonra futbol tarihine "Taylor Raporu" olarak geçen iki rapor hazırladı.

İlk rapora göre, felakete sebep olan en büyük etken, polisin görevini doğru şekilde yerine getirmemesiydi.

Rapora göre, turnikesi bulunmayan kapıların açılması, içeri giren taraftarların boş olan kısımlara yönlendirilmemesi ve polisin ihmalkârlığı, olayları bu noktaya taşıyan ana nedenlerdi.

İkinci rapor ise bir daha böyle faciaların yaşanmaması için stadyumlara getirilecek yeni düzenlemeleri sıralıyordu.

İngiltere'de saha ile tribünler arasındaki tel örgülerin kaldırılması ile tribünlere oturma gruplarının yerleştirilmesi, Hillsborough'daki faciadan sonra Taylor Raporu'nun önerileriyle uygulamaya kondu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.