Top Başsavcılı'kta

Kuran kurslarının yasalara aykırı olduğunu ileri süren 3 siyasi parti, 3 sivil toplum örgütü ile 14 sendikadan oluşan 20 örgüt; Başsavcılık'a dilekçe vererek, devlet makamlarında oturan ve görevini ve laiklik ilkesini istismar eden kişiler hakkında soruşturma talep etti.

KTÖS, KTOEÖS, Güç-Sen, Vergi-Sen, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Deneği, Çağ-Sen, KTAMS, Kadın Araştırmaları Merkezi, Baraka, Basın-Sen, El-Sen, Tel-Sen, Türk-Sen, DAÜ-Bir-Sen, Mec-Sen, BASS, BES, BKP, YKP, TDP, TDP Gençlik imzasını taşıyan ve Başsavcı Aşkan İlgen'e hitap eden dilekçe, örgütler adına KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil tarafından Başsavcılık (İdari) Genel Sekreter Yardımcısı Fatma Yanaroğlu'na dün verildi.

Elcil, yazıyı sunarken basına yaptığı açıklamada, okullarda başlatılan "yasadışı Kuran kurslarının" müdahaleleriyle geriletildiğini, ancak evlerde ve cami köşelerinde kursların devam ettiğini savundu.

Anayasa ve Milli Eğitim Yasası'nın eğitimin tümünün sorumluluğunu Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na verdiğini söyleyen Elcil, bakanlığın "sadece denetleyiciyim" diyerek bu sorumluluktan kaçamayacağını kaydetti.

"Yaşananların, hükümetin üstündeki AK Parti baskısını açıkça ortaya koyduğunu" iddia eden Elcil, "bu baskının" Din İşleri Dairesi ile tarikatlar aracılığıyla gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Elcil, cami ve evlerde yasalara aykırı olarak devam eden kurslara müdahale etmesi gereken polis ve Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın yaşananlara seyirci kaldığını savunarak bunu eleştirdi.

Şener Elcil, Başsavcılığa sundukları dilekçeye, kendilerine yöneltilen tehditleri de eklediklerini ifade ederek, "kuru gürültüye pabuç bırakmayacaklarını" söyledi.

DİLEKÇEDE NE DENİYOR?

22 örgüt, imza koydukları dilekçede, karşı çıktıkları "yasadışı" Kuran kurslarının, "din üzerinden siyaset yapmak maksadıyla Din İşleri Dairesi Başkanı ve Türkiye Büyükelçiliği Din İşleri Müşaviri tarafından yapay olarak yaratıldığı" iddia edildi. Dilekçede, kursların bu mantıkla Anayasa ve Milli Eğitim Yasası'na aykırı olarak başlatıldığı ifade edilerek, bu kursların birçok ev, yerleşim yerinde açık veya gizli devam ettiği savunuldu.

Eğitimin bütününden Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığının doğrudan sorumlu olmasına karşın, bakanlığın "AKP Hükümeti'nin baskısıyla" olaylara seyirci kaldığı da ileri sürülen dilekçede, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst'ün "biz sadece denetleyiciyiz" diyemeyeceği kaydedildi, Dürüst'ün "siyasi menfaat nedeniyle" ses çıkarmadığı iddia edildi.

"Tarikat odaklarıyla sıkı bir işbirliği halinde ülkemizde başlatılan bu tırmanış tehlikeli bir hal almaya devam etmektedir" denilen dilekçe metninde, uygulamanın yanlışlığını ortaya koyan örgütlere karşı tehdit dolu açıklamalar yapıldığı kaydedildi.

"Zorunlu eğitim çağındaki çocukların toplumsal baskı yoluyla okul dışında, yaz tatili olan dönemde 'din öğretiyoruz' mazeretiyle siyaset kokan bir anlayışın dayatılması kabul edilemez. Anayasamız ve yasalarımız çerçevesinde eğitimin yeri okullarımızdır ve her türlü eğitim, devletin öğretmenleri tarafından verilmelidir" ifadelerine yer verilen dilekçenin sonunda Başsavcılık'tan şu talepte bulunuldu:

"Konuyla ilgili devletin makamlarında oturup görevini ve anayasamızdaki laiklik ilkesini istismar eden ilgili kişiler hakkında soruşturma başlatılmasını ve yasalara aykırı devam eden Kuran kurslarının derhal kapatılmasını, ilgili kişilerin yargıya sevk edilmesini saygılarımızla bilgilerinize getiririz."
Star Kıbrıs