TÜRKİYE
okuma süresi: 6 dak.

'Türkiye terörü çözerse uçacak'

'Türkiye terörü çözerse uçacak'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Türkiye eğer terör meselesini çözerse adeta uçacaktır, önü açılacaktır, kalkınacaktır, refah payı artacaktır, istihdam sorunu kalmayacaktır, dünyada çok büyük bir itibar kazanacaktır, birbirini yok etmeye niyetlenmiş insanlar ellerindeki silahları bıraktığı zaman Türkiye'deki barış ve kardeşlik havasını düşünün, bunun yarattığı sinerjiyi göz önüne getirin'' dedi.

Yayın Tarihi: 17/11/09 12:12
okuma süresi: 6 dak.
'Türkiye terörü çözerse uçacak'
A- A A+

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Türkiye eğer terör meselesini çözerse adeta uçacaktır, önü açılacaktır, kalkınacaktır, refah payı artacaktır, istihdam sorunu kalmayacaktır, dünyada çok büyük bir itibar kazanacaktır, birbirini yok etmeye niyetlenmiş insanlar ellerindeki silahları bıraktığı zaman Türkiye'deki barış ve kardeşlik havasını düşünün, bunun yarattığı sinerjiyi göz önüne getirin'' dedi.

TRT'den canlı yayınlanan ''Enine Boyuna'' programına katılarak soruları cevaplandıran Arınç, ''Demokratik Açılım'' konusunun bir devlet projesi olduğunu söyledi.

Türkiye'nin 20 yıldan fazla olağanüstü hal yönetiminde kaldığını ve bu sebeple Avrupa Konseyi'nin denetimi altına girdiğini hatırlatan Arınç, yasal ve idari tedbirlerde iki şeyi yapmaya çalıştıklarını anlattı. Bunlardan birinin terörü minimize etmek, mümkünse sona erdirmek mümkün değilse eylem yapamaz hale getirmek olduğunu belirten Arınç, diğerinin ise demokratikleşmeyi daha da ileri götürmek ve Türkiye'nin standartlarını yükseltmek olduğunu ifade etti.

Dağa çıkmak ve dağdan inme konularının terörle bağlantılı bir konu olduğunu dile getiren Arınç, ''Peki bu insanların niçin dağa çıktığını düşünmeyecek miyiz? Sadece liderlik kavgası mı? Belki bunlar oran olarak çok daha az, ama fena muamele, işkence, yarın endişesi... 10 tane sebebi var. Siz bu sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik işler yaparsanız o zaman dağdakilerin inişlerini de kolaylaştırırsınız. Biz, terörü sona erdirmekle yükümlüyüz'' diye konuştu.

''Türkiye'nin gittikçe kronikleşen ve 30 yıldan bu yana yüz milyar dolarlarla maddi olarak hesabı yapılan ama bu yüz milyarların içine girmeyecek büyüklükteki acı, manevi ızdırap, gözyaşı, insan kaybının içinde dile getirildiği bir terör sorunu yaşadığına'' dikkati çeken Arınç ''Birbirinden ayrışma noktasına girmiş, eski dostlukların, komşulukların giderek azaldığı, birbirine düşman kamplara bölünme sendromu yaşayan bir ülkede bulunduğumuzu biliyoruz. Bu meseleler çözülürken en önemli meselenin ne zaman çözüleceği, nasıl çözüleceği, bir siyasetçi olarak da bir iktidar mensubu bakan olarak bizi gerçekten düşündürüyor'' dedi.

Arınç şunları söyledi:

''Türkiye eğer bu meseleyi çözerse adeta uçacaktır, önü açılacaktır, kalkınacaktır, refah payı artacaktır, istihdam sorunu kalmayacaktır, dünyada çok büyük bir itibar kazanacaktır, birbirini yok etmeye niyetlenmiş insanlar ellerindeki silahları bıraktığı zaman Türkiye'deki barış ve kardeşlik havasını düşünün, bunun yarattığı sinerjiyi göz önüne getirin.''


-ONUR ÖYMEN'İN KONUŞMASI-


Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Onur Öymen'in ''Dersim Olayları'' ile ilgili sözleri konusunda şu görüşleri dile getirdi:

''Sadece Dersim isyanının söz konusu edildiği bir konuşmadaki bir cümlenin bile 70 yıl geriye döndükten sonra bile hala halkın gönlünde ve hafızasında çok acı yaşadığını görüyoruz. Yaşı 80'lere yaklaşmış bir büyükelçi, belki farkında olmadan ama açıklamalara bakılırsa farkında olarak dile getirdiği bir konuşmasıyla yani 'Ölümler olabilir, analar da ağlayabilir, bunun arkasına düşecek değiliz.' Türkiye geçmişte de böyle yaptı, bugün de böyle yapabilir anlamına gelebilecek bir söz sarf etti. Bu hem Alevi vatandaşlarımız için hem de Türkiye'de geçmişten bu yana bu olaylardan duyduğu derin üzüntüyü hala hafızalarında yaşayan yurttaşlarımız açısından da çok büyük bir acı ve elem kaynağı oldu.

Bu söz çok yakışıksız oldu, özellikle sayın Öymen'in saygı duyulan hem mesleği itibariyle hem de politikadaki birikimi itibariyle bir kişinin böyle bir konuşmayı yapmaması lazımdı, ama kendisinin özür dilemek yerine, üzerine basa basa böyle yaptım böyle yapmaya devam edeceğim demesi...

Kendisi yanımızda olsa bunları rahatlıkla söyleyebilirdim, aslında benim kitaplarıyla da geçmişteki diplomasi birikimiyle dikkat ettiğim bir siyasetçidir, ama bu bağışlanacak bir kabahat değil. Hatta kabahat olmanın ötesinde bence eski yaraları, trajediyi adeta meşru göstermek çabasıdır. Bu sadece Öymen ile sınırlı bir olay mıdır. Hayır değildir. Köşe yazarlarını ve muhtelif gazetelerdeki bu konu ile ilgili makaleleri okuyorum çok güzel değerlendirmeler var. Türkiye'de geçmişten bu yana bir damar olarak devam eden, belki kendine ''Kemalist'' ismini veren bir çizginin spontane davranışlarıdır.''


-PARTİ KAPATMALARI-


Türkiye'de siyasi hayatın uzun ömürlü olmamasının sebepleri arasında darbeler ve muhtıraların yanı sıra parti kapatmalarının da olduğunu anlatan Arınç, telefon dinlemeleri konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, haberleşme özgürlüğü konusunda Adalet Bakanlığının dolayısıyla Hükümet'in ve AK Parti'nin sorumlu olacağı yönünde bir düşünceyle parti kapatma davası açılmasının önünü açacağına ihtimal vermediğini de ifade etti.

Arınç, ''Ben Başsavcılığın normal takip görevi dışında bir şey yapacağına ihtimal vermiyorum. Yaparsa bu çok hayret edilecek bir şey olur, çok yanlış olur'' dedi.

Bülent Arınç, ''Şu olabilir; 'Adalet Bakanının bu işlerde sorumluluğu vardır' dersen bu işin karşılığı gensorudur, Meclis soruşturmasıdır'' görüşünü dile getirdi.

A.A.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.