İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

Lefkoşa'da Camp David

Lefkoşa'da Camp David

<P>"Eğer ortada iyi niyet varsa, Hristofyas ile Talat'ın yurt dışına gidip Kıbrıs sorununu çözene kadar 15-20 günlük yoğun müzakerelerde bulunma yerine, bunu neden Kıbrıs'ta yapmasınlar?" AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Alithia gazetesine verdiği demeçte, "Rum tarafının Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak; Camp David tipi süreci reddetmediğini; fakat mekânı kabul etmediğini" söyledi.</P>

Yayın Tarihi: 23/11/09 06:40
okuma süresi: 7 dak.
Lefkoşa'da Camp David
A- A A+

Andros Kiprianu, Alithia gazetesine verdiği demeçte, "Hristofyas ile Talat'ın yurt dışına gidip Kıbrıs sorununu çözene kadar 15-20 günlük yoğun müzakerelerde bulunmaları önerisi bu kadar mı kötü yani?" sorusuna karşılık, "eğer ortada iyi niyet varsa bunu neden Kıbrıs'ta yapmasınlar?" yanıtını verdi. Bunun kötü olduğunu düşünmediğini, eğer ortada iyi niyet varsa -kendi düşüncesine göre- böyle bir şeyin Kıbrıs'ta gerçekleşebileceğini dile getiren Kiprianu, öyle bir şeyin olması için önkoşullar var olmasının yeterli olduğunu öne sürdü.

Haberi "Lefkoşa'da Camp David" başlığıyla veren gazetenin, "Erdoğan'la Talat Bürgenstock ve Camp David tipi sürece ilişkin önerilerle ortaya çıkar çıkmaz, neden hemen 'hayır' dedik? Neden 'belki' ya da 'bunu düşünceğiz' demedik?" sorusuna ise Kiprianu şöyle cevap verdi: "Sanırım gerçeği yansıtmayan çağrışımlar yapıyorsunuz. Prensip olarak, 5'li görüşme önerisine hepimiz hayır dedik. Sahte devleti yüceltecek, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin de değerini düşürecek bir sürece müdahil olmayı kabul etmemiz söz konusu değildir. Bu bizim tarafımızca nettir. En azından biz, ikinci kısımla ilgili olarak, -bize göre- önerilen bu tarz bir sürecin Kıbrıs'ta olabileceğine açıklık getirdik. Neden liderleri başka bir yere götürmek istiyorlar? Onlara baskı yapmak için mi acaba? Acaba böyle bir şekilde onları; Kıbrıs'ta muhtemelen kabul edemeyecekleri şeyleri kabul etmeye mecbur edeceklerini mi zannediyorlar? Biz bu mantığa dâhil değiliz. Biz Kıbrıs sorununu zorlama altında müzakere etmeyi kabul etmiyoruz. Ben Kıbrıs sorununu olağan bir süreç içerisinde çözebileceğimizde ısrar ediyorum."

DİKO-EDEK YIKICI

Kiprianu'nun açıklamasında; DİKO ve EDEK'in Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'tan istediklerinin "Kıbrıs için yıkıcı olduğunu" belirttiğini yazdı.

Rum lider Hristofyas'ın, kendisinden dönüşümlü başkanlık ve TC kökenlilerle ilgili önerilerini resmi olarak geri çekmesini isteyen DİKO ve EDEK'e "ne derece hatır yapıp yapmayacağının" sorulması üzerine ise Kiprianu, "böyle bir şeyin gerçekleşmesi gibi bir durum söz konusu değildir" dedi. Kiprianu, bunun siyasi öneme sahip önemli bir konu olduğunu belirtti. Hristofyas'ın ortaya koyduğu önerilerin, her şeyden önce ilkelere dayandığını kaydeden Kiprianu, ikinci olarak ise bu tezlerin işler olduğunu ve toplumlar arasında birleştirici bir şekilde etki etmelerinin mümkün olduğunu ifade etti.

Bir müzakere sürecinde önemli olanın temel ilkeleri terk etmeden, bir anlaşma ortaya çıkmasına ilişkin önkoşulları yaratmak olduğunu anlatan Andros Kiprianu, diğer tarafça hiçbir şekilde kabul edilemeyecek tezler dile getirmenin ise kolay olduğunu belirtti. Bu yüzden, Hristofyas'ın ortaya koyduğu tezlerin ilkelere dayandığını, aynı zamanda işler ve birleştirici oldukları konusunda ısrarcı olduklarını belirten Kiprianu, Hristofyas'ın DİKO ve EDEK'in talep ettiği şekilde davranması halinde uluslar arası topluma yönelik inanırlıklarını kaybedeceklerini, bu tarz bir şeyin de Kıbrıs sorunuyla ilgili gelişmeler açısından "yıkıcı" olacağını dile getirdi.

Kiprianu, Rum Ana Muhalefet DİSİ partisi, özellikle de parti başkanı Nikos Anastasiadis'in Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak bazı durumlarda takındığı tavrı takdir ettiğini de dile getirdi.

SINIRLAMALARDAN KAÇINMALIYIZ

Tüm Rum siyasilere hitaben "Kıbrıs sorununu gerçekten çözmek istiyorsak, bizi kısıtlayan tüm sınırlamalardan kaçınmamız gerekir" ifadelerini kullanan Kiprianu, kendilerini ilgilendirmesi gereken şeyin; Kıbrıs sorununun çözüm içeriğiyle ilgili temel ilkelerin ne oranda sağlandığı olduğunu belirtti. Bunun da ötesinde, iki toplumda da çoğunluğun desteğini sağlayabilecek öneriler aramak için, oldukça esnek olmaları gerektiğini ifade eden Kiprianu, "idealist ya da aşırı tezlerde" ısrarcı oldukları takdirde, "en nihayetinde kendilerine taksimin kalacağından çok korktuğunu" söyledi. "Taksimin" ülke için yıkıcı olduğunu sürekli tekrarlayacağını dile getiren Kiprianu, bunun "vatanın yarısının ucuza satılması, işgal bölgelerine Türkiye'nin istediği kadar askerin ve yerleşiğin gelmesi, aynı zamanda her an infilak edebilecek patlayıcı bir durum anlamına geleceğini" ileri sürdü.

Türkiye'nin, şu an sadece bölgesel anlamda değil uluslar arası anlamda çok önemli bir ülke haline geldiğini belirten Kiprianu, "Eğer bir kimse, Türkiye'nin nüfuz ve etkisinin ileride azalacağını düşünüyorsa, lütfen bana bu tarz çözümlemelerle hem fikir olmadığımı söylememe izin verin" ifadelerini de kullandı, "Bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Bizim kendi çözümlememiz, AKEL'i hiçbir şekilde kötü bir çözümü kabul etme pozisyonuna sevk etmiyor. Hiçbir zaman böyle bir şeyi kabul etmeyeceğiz" diye ekledi.

DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK KONUSU

"Federasyonun Kıbrıslı Türk başkanı" konusunda, bazı kişilerin olumsuz tutumuyla ilgili olarak ise Kiprianu şunları söyledi;
"Kıbrıslı Rum da olsa Kıbrıslı Türk de olsa; karar verecek olan kişinin federasyonun başkanı olmayacağına açıklık getirmek istiyorum. Karar verecek olan tek başına kendisi değildir. Bu konular; Cumhurbaşkanının sahip olacağı yetkiler ve salahiyetler zarfında zaten açıktır. Başkan; bakanlar kurulu üyeleri arasında anlaşmazlık var olmaya devam ettiği sürece, sadece belirli konularla ilgili karar verecek."

AKEL partisinin, herhangi bir kişinin kökeninin; başkan olup olamayacağıyla ilgili olarak kendisini rahatsız etmediğini sözlerine ekleyen Kiprianu, kendilerini ilgilendiren şeyin "insanın insan olarak kalitesi" olduğunu belirtti.
Kiprianu, bundan hareketle, bir Kıbrıslı Türkün Kıbrıs Cumhuriyeti'nin yönetiminde bulunması halinde, bunun kendilerini rahatsız etmediğini dile getirdi.

Rum tarafının, 1989 yılındaki önerilerde, hem Kıbrıslı Rumların hem de Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanlığını talep edebileceklerine karar verdiğini hatırlatan Kiprianu, "o halde teorik olarak, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin başkanı olarak seçilmesi ihtimali o zamanda vardı. Yani biz bu olasılığı kabul ettik" dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.