TÜRKİYE
okuma süresi: 7 dak.

'İmralı'dakiyle bu meseleyi konuşmayız'

'İmralı'dakiyle bu meseleyi konuşmayız'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Böyle bir süreçte (Demokratik Açılım süreci) bizim ne örgütle, ne de İmralı'daki kişiyle bu meseleyi ne konuşmamız, ne onlara göre bu süreci devam ettirmemiz, ne de onları düşünerek bu sürece yön vermemiz kesinlikle mümkün değildir'' dedi.

Yayın Tarihi: 04/12/09 14:55
okuma süresi: 7 dak.
'İmralı'dakiyle bu meseleyi konuşmayız'
A- A A+

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Böyle bir süreçte (Demokratik Açılım süreci) bizim ne örgütle, ne de İmralı'daki kişiyle bu meseleyi ne konuşmamız, ne onlara göre bu süreci devam ettirmemiz, ne de onları düşünerek bu sürece yön vermemiz kesinlikle mümkün değildir'' dedi.

Cnn Türk'te yayınlanan, ''Ankara Kulisi'' programında soruları yanıtlayan Arınç, DTP hakkında Anayasa Mahkemesinde görülen kapatma davasının ''Demokratik Açılım'' sürecini etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, DTP hakkında dava açılmasının üzerinden 2 yıl geçtiğini anımsatarak, siyasi partilerin kapatılmasından yana olmadığını söyledi.

Anayasa'nın 67, 68, 69. maddelerinde ''süratle'' değişiklik yaparak, siyasi partiler rejiminin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Arınç, ''Türkiye, bir parti mezarlığı olmamalı, eğer 'Anayasa'da parti kapatma mutlaka kalmalı' düşüncesi varsa bunu çok sıkı kayıtlar altına almalıyız'' dedi.

Arınç, demokratik açılımın bir devlet projesi olması gerektiğini vurgulayarak, bunun Türkiye'nin en önemli meselesi olduğunu belirti.

Bu sorunun çözülmesinin çok zor şartlar altında mümkün olduğunu anlatan Arınç, şunları kaydetti:

''Bu zorlukların altına sadece bir siyasi iktidarın girmesi mümkün değildir. Hem siyasi mutabakatın Parlamento içinde ve dışındaki partilerle sağlanması gerekir, hem de tüm kurumlarla... Sürecin desteklenmesi gerekir. Kim ne kadar destekler, neresinde destekler, bunlar ayrı konular ama bunu sadece AK Parti iktidarının tek başına ortaya koyup, sadece kendi imkanlarıyla başarabileceği, diğerlerinin buna tamamen karşı olabileceğini tasavvur bile etmek mümkün değil. Yani herkes, sorumluluğu ölçüsünde kabullenebileceği bir süreç olarak bunu düşünmeli. Şimdi buna biraz aykırı bir görüntü var. Nedir o? Ana muhalefet partisiyle, muhalefet partisi belli açılardan biraz da sert olarak, biraz da sert ifadelerle iktidarı bu süreç dolayısıyla, 'hainlikle' suçlayacak noktaya geldiler. Diğer partinin durumuna gelince, doğrusu o da kendi içerisinde homojen bir yapı olmadığı için bu sürecin belki başarıya ulaşmasını istiyor gibi gözüküyor ama meseleyi İmralı ile yani Öcalan ile ve meseleyi PKK ile de bağlantılı görüyor. Bu bir gerçek. Bunu dünkü konuşmalarda açıkça ifade ediyor. Türkiye'nin böyle bir gerçeği olabilir, ama böyle bir süreçte bizim ne örgütle, ne de İmralı'daki kişiyle bu meseleyi ne konuşmamız, ne onlara göre bu süreci devam ettirmemiz, ne de onları düşünerek bu sürece yön vermemiz kesinlikle mümkün değildir. Bunu biz söylüyoruz, bize inanan herkeste bunu biliyor.''


-ÖNEMLİ SİYASAL AKTÖR...-

DTP'nin sürecin içerisinde bir siyasal aktör olarak çok önemli olduğunu vurgulayan Arınç, ama DTP'nin önemine göre hareket etmediğinin görüldüğünü ifade etti.

Arınç, ''Hem Habur'daki karşılama törenlerinde görüyoruz, hem bugünkü olaylar sebebiyle Öcalan'ın İmralı'daki sıkıntılarını anlatırken kullandıkları cümlelerden görüyoruz. Hem grup toplantılarını, hem Türkiye'nin her yerindeki yaptıkları toplantılardaki, hep marjinal, hem de ajite edici sözlerinden anlıyoruz ki hatta birisi diyebilir ki 'DTP bu sürecin tam karşısında, yani bunun başarıya ulaşmasını istemiyor.' Ben tam o kanıda değilim ama görüntü buna hak verdirecek bir görüntü. Ben DTP ile de oradaki milletvekili arkadaşlarımla da görüştüğüm zaman onların çok büyük bir kısmının samimi olarak bu sürecin başarıya ulaşması ve Türkiye'ye huzur gelmesi konusunda, terörün bitmesi konusunda istekli olduklarını görüyorum ama parti bütünüyle verdiği görüntü buna hak verdirecek bir görüntü. Topluma verdiği mesajlarla bundan çok uzakta. Yani Parlamento içerisindeki üç partinin durumu bu'' diye konuştu.

Olayların süreci başarıya ulaştıracak olgunlukta gelişmesi gerektiğine işaret eden Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

''Her menfi olay sürece etki yapar. Habur'daki olayın dışardan gelişlerin önünü nasıl kestiğini hepimiz biliyoruz veya bununla ilgili olarak planlanan konularda hemen bir rezerv koyduğumuzu, 'böyle geleceklerse hiç gelmesinler' noktasına bir anda ulaştığımızı görüyoruz.

Şimdi Öcalan bir hükümlü, 1999'dan beri cezaevinde. F tipi koşulların uygulanması insani açıdan düşünülmüş. Bunu Avrupa da istiyor, bizim kendi hukukumuzda da buna yer var. Dolayısıyla tecrit koşullarının F tipi koşul haline getirilmesi için Adalet Bakanlığı bir çalışma yapmış. 'Yalnız kalmasın' diye. Çünkü günde 2 defa, sanıyorum havalandırması var, ortak alanlar var vesaire... Bunları en iyi Sadullah bey bilir. Böyle bir iyileştirme yapıldığı söylendi. Bu, Bakanlar Kurulu'nda da Sayın Adalet Bakanı'nın verdiği bilgiyle belki de konuşulmuştu. Şimdi ona yönelik bir iyileştirme yapılıyor, ama içeriden Öcalan ve avukatları dışarıya başka haber gönderiyorlar. 'Efendim 12 metre idi 6 metreye indi' Ölçmüşler, biçmişler 11,80 çıkmış. Bu bahane mi böyle bir şey olamaz. 'Efendim hastaymış nefes alamıyormuş, öksürük krizleri tutuyormuş' Yani sağlık şartlarını biz kötüleştirmiyoruz. Bir insanın kendisinde rahatsızlık varsa, öksürdü diye ne yapacağız yani, Kızılay'da mı gezdireceğiz, nereye götüreceğiz. Bir hükümlünün kendi şartlarının iyileştirmesi yine hukuk devleti olan Türkiye de yine F tipi koşullar neyse onun için bir gayret sarfedilmiştir. İçeriden, 'ben şu durumdayım, hadi bakalım' deyip çocukları sokağa salmanın, Türkiye'nin pek çok yerinde bugün gösterilerle, polise karşı taşlarla tahrip edilen yerlerle herkesi korkutmanın, herkesi ürkütmenin, herkese 'acaba' dedirtmenin alemi yok. Bunlar aynı zamanda suç olan şeyler. Bunların takibatı yapılacaktır ama sadece 'Öcalan haber gönderdi' diye bir siyasi partinin bu konuda açıklama yapmasını ve Öcalan'ın ağzıyla adeta konuşmasını doğrusu ben hazmedemiyorum.''

Bu süreçten ''şu parti böyle yaptı, bu parti şöyle yaptı'' diye vazgeçme noktasında olunmaması gerektiğini söyleyen Arınç, ''Bu, Türkiye'nin hayrına bir çalışmadır. Buna hepimiz destek olmalıyız. DTP isterse köstek olsun, yine de bunu başarmaya mecburuz. O zaman DTP kendini o halkın temsilcisi olarak değil, başka bir yerin temsilcisi durumuna düşürmüş olur, kaybeden DTP olur. Halbuki sürece dahil olsa ve olumlu işler yapsa, bence sürece en büyük katkıyı yapmış olur'' dedi.

A.A.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.