TÜRKİYE
okuma süresi: 7 dak.

'Basın, güzel şeyler anlatsın'

'Basın, güzel şeyler anlatsın'

Erdoğan: 'Bu millete anlatacağınız, yol gösterecek şeyler yok mu? Bunlar mı güzel şeyler? Bunlar mı bize bir şeyler kazandırıyor? Hayır, hayır, hayır... Ama milletimize ufuk verecek şeyleri anlatmak gibi dertleri yok.'

Yayın Tarihi: 05/12/09 20:22
okuma süresi: 7 dak.
'Basın, güzel şeyler anlatsın'
A- A A+

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, basına seslenerek, ''Ne zaman televizyonu açarsanız bakıyorsunuz devamlı 'Şurada şu vuruldu, burada bu vuruldu, şurada şu kadar general şuraya çağrıldı, şu kadar albay, yarbay buraya çıkarıldı'. Bununla ne yapıyorsunuz? Teröre bir şeyler taşıyorsunuz ve körükle gidiyorsunuz. Lütfen burada biraz hassas olalım. Yargı gerekli olan kararı verecektir" dedi.

Erdoğan, İDO tarafından Haliç-Üsküdar hattında kullanılmak üzere inşa edilen ''Kasımpaşa'' adlı vapurun hizmete alınması, ''Hasköy'' ve ''Sütlüce'' vapurlarının da suya indirilmesi töreninde yaptığı konuşmada, bunları her gün yazıp çizmekte, televizyonlarda seslendirmekte bir yarar olmadığını belirterek, şunları söyledi;

''Bu millete anlatacağınız, yol gösterecek şeyler yok mu? Bunlar mı güzel şeyler? Bunlar mı bize bir şeyler kazandırıyor? Hayır, hayır, hayır... Ama milletimize ufuk verecek şeyleri anlatmak gibi dertleri yok. Hep vuruşturmak, kızıştırmak, dert bu. Burada dayanışma lazım. Bizim milli birliğimiz var, kardeşliğimiz bu. Bu dayanışmayı sağlamamız lazım. Yaptıkları haberlerin, yorumların kitleleri nasıl olumsuz etkilediğini, karamsarlığa sevk ettiğini, yalan haber ve iftiraların kitleleri nasıl tahrik etiğini ya görmüyorlar ya da görmek istemiyorlar. Elbette eleştireceksin. Tayyip Erdoğan yanlış yapıyorsa eleştir, ama sor soruştur da öyle eleştir. Acaba bu haber doğru mu değil mi, sor soruştur, öyle eleştir. Bana sor, inan ben sana cevabını veririm, aslını söylerim. Bana yol göster, teşekkür ederim. Eleştir, ama hakaret etme, yalan haber yapma. Bizim eleştiriye karşı bir tahammülsüzlüğümüz yok. Ama provokasyona karşı, yalan haberlere karşı, milletin birliğini ve bütünlüğünü hedef alan haberlere karşı, milleti galeyana getirmeye yönelik haberlere karşı hassasiyetim var. Buna da kızarım, kızmak da benim hakkım. Kimse 'Buna hakkın yok' diyemez. Kimsenin siyasetçiye tepeden bakma hakkı da yok. Çünkü biz millet adına buradayız. Öyleyse biz de görevimizi yapacağız. Yani el pençe divan durup, 'emir buyurdunuz efendim' mi diyeceğiz? Yoksa söylenmesi gerekeni mi söyleyeceğiz? Milletin temsilcilerini kimsenin aşağılama hakkı yoktur ve olamaz.''


-TEKEL İŞÇİLERİNDEN PROTESTO-


Öte yandan, Erdoğan'ın konuşması, TEKEL işçilerinin ''TEKEL sizden müjde bekliyor'' sloganları ile kesildi. Erdoğan, bunun üzerine, ''Ben ayaküstü müjdelere pek alışık liderlerden değilim'' diye konuştu.

TEKEL ile ilgili süreci daha önce sendika temsilcileri ile konuştuklarını ve gerekeni söylediklerini belirten Erdoğan, TEKEL'de depodan başka bir şey kalmadığını, TEKEL'in üreten bir yer olmadığını, özelleştirme kapsamı içinde devredileceğini anlattı.

Erdoğan, çalışanlara kıdem ve ihbar tazminatlarının verildiğini, isteyenlere de 4-C'de istihdam kapısı açtıklarını belirtti. Erdoğan, sloganların devam etmesi üzerine ''Kusura bakmayın. Biz sizleri şu andaki işlerinizde istihdam edemeyiz. Bu konuda da gerekli çalışma zaten yapılıyor. Gerekli olanları sendika temsilcilerine sorarsanız, onlar size gereğini anlatır. Lütfen burayı da provoke etmeyin'' dedi.

TEKEL işçileri, sloganlarını sürdürmesi üzerine güvenlik güçleri tarafından tören alından çıkarıldı.

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Özellikle şunu ifade etmek istiyorum. Türkiye'de bugüne kadar ne yazık ki bazı bu tür unsurlar ortaya çıkıyor. Bu tür unsurlar bu ülkede çalışmadan, yatarak para kazanmak istiyorlar. Biz artık yatarak para kazanma dönemini kapattık. Üreteceksin, kazanacaksın. Üretmeden vermek yok. Her zaman söylüyorum. Bir özel sektör işverenini düşünün. Çalışmayana para verir mi? Çalışana para verir. Çalışmazsa ne yapar? İhbar, kıdem tazminatını öder, ondan sonra da 'Buyur kardeşim' der ama bunlar devlette böyle alışmadılar. 'Devletin malı deniz, yemeyen domuz' dediler. Bu anlayışla baktılar. Biz böyle bakamayız.''

Milletin, bu anlayışın bedelini çok ağır ödediğini ifade eden Erdoğan, ''Al sana ihbar tazminatı, kıdem tazminatın. İstersen 4-C'de de seni değerlendirelim ama yok kendi işini kuracaksan, kendi işini de kur. Bunları da söyledik. Sendikalarıyla anlaştık. Onlarla görüştüm, 'Size bu kadar süre. Gereğini yapın' dedim. Mutabık kaldık. Mutabık kalmamıza rağmen işte işin sonu geldi ve yaklaşık 1-2 yıl geçti aradan. Hala bunlar biz burada böyle devam edelim veya bizi aynı haklarla başka yerlerde değerlendirin. Yok, bunların hepsini konuştuk. Yaklaşık 10 bin TEKEL işçisinin bize maliyeti 40 trilyon'' diye konuştu.

Konuşması ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganları ile kesilen Erdoğan, sendika temsilcileri ile her şeyin konuşulduğunu, ilgili bakanlara da başka çıkış yollarına da bakılmasını istediğini söyledi. Erdoğan, ''Ama gördüğünüz gibi bazı alışkanlıklar var. Nedir? 'Siz yine ayda 40 trilyonu ödemeye devam edin.' Şu anda bir tarafta benim bu kadar iş gücüm var, öbür taraftan da 40 trilyonu ben hiçbir şey üretmeyene vereceğim, yok böyle bir şey'' dedi.


-''HAKSIZ VE YERSİZ ELEŞTİRENLER VAR''-


Başbakan Erdoğan, ''demokratik açılım'' sürecini haksız ve insafsız yere eleştirenler bulunduğunu belirterek, eleştirme hakları da olduğunu söyledi.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Demokratik açılım' nerede diye soruyorsun. 'Demokratik açılım' işte senin köşende. AK Parti iktidarından önce düşüncesinden dolayı mahkum olanların sayısına bak, şimdi düşüncesinden dolayı mahkum olan var mı ona bak. Nereden nereye geldik. Özgürlük bu ama biz bunu yeterli görüyor muyuz? Görmüyoruz. Diyoruz ki 'temel hak ve özgürlükler doğuştan kazanılan haklardır'. Bunlar üzerinde kimsenin kalem oynatmaması gerekir'' dedi.

İsviçre'de minare yapımının yasaklanmasına ilişkin referanduma da değinen Erdoğan, ''Böyle bir şey referanduma gider mi? İnanç, yaşam, düşünce özgürlüğü referanduma gider mi? Bunlar doğuştan kazanılmış haklardır. Şimdi dünya bunu tartışıyor. Er ya da geç aslına dönecek. Bunun başka çıkışı yok'' diye konuştu.

A.A.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.