İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Erdoğan:Kıbrıs'ta umarım sonuç alırız

"Kıbrıs'ta umarım sonuç alırız"

<P>Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''AK Parti'nin kitabında totaliterlik, otoriterlik, vesayetçilik, dayatmacılık, tahammülsüzlük, baskıcılık, tek seslilik yoktur, bundan sonra da olmayacaktır'' dedi.</P>

Yayın Tarihi: 12/01/10 15:20
okuma süresi: 11 dak.
"Kıbrıs'ta umarım sonuç alırız"
A- A A+
Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada, yola çıkarken etnik milliyetçilik yapmayacaklarını söylediklerini anımsattı. Erdoğan, ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan tüm vatandaşlarımın sorunu bizim sorunumuzdur. Aralarında ayrım yapamayız. Hepsine aynı mesafede olacağız'' diye konuştu.

Aynı şekilde, bölgeler arasında ayrım yapamayacaklarını söylediklerini belirten Başbakan Erdoğan, ''Batının sorunu neyse Doğunun sorunu da o. Kuzeyin sorunu neyse Güneyin de odur. '780 bin kilometre karelik vatan topraklarını aynı yaşam standartlarına kavuşturacağız' dedik. Mesele bu. Bunu başaracağız'' dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Azınlıkların meseleleriyle bugüne kadar hangisi ilgilendi? Biz ilgilendik, biz... Gayrimenkullerine el konuldu. Biz iade etmeye başladık. Aynı şeyi, yurt dışındaki vatandaşlarımızın, azınlık durumunda olan soydaşlarımızın, kardeşlerimizin durumunu düşünün. Onların varlıklarına el konulduğu zaman nasıl feryat ediyorsak, aynı şey onlar için de geçerli. Kaldı ki biz adil bir devletsek, ki bunu iddia ediyoruz, o zaman gereğini yapacağız. Aksini iddia edemeyiz. Bu süreci de biz şu an başlatmış durumdayız. Bir taraftan yargıda devam eden süreçler var. Orada neticelenenleri de anında kendilerine iade etmek suretiyle demokratik açılım sürecini, milli birlik ve kardeşlik sürecini daha da zengin kılacağız. Bu, budur. Ama muhalefet kalkıyor ne diyor; 'Efendim bunlar Kürtlere her ay şu kadar maaş verecek.' Nereden duydun sen bunu? Bunlar yalan. Böyle bir şey yok. Kimsenin böyle bir söz vermesi söz konusu değil, yok böyle bir şey. Ama dert ne? Dert; AK Parti iktidarını bu noktada zora sokmak. Böyle bir şey yok. Yalan söylüyorlar. Öbür taraftan efendim 'resmi dil Kürtçe olacakmış, ikinci dil Kürtçe olacakmış.' Yok böyle bir şey. Kim söyledi bunu? Tayyip Erdoğan mı söyledi? Beşir Atalay mı söyledi? Hangi sözcümüz böyle bir şey söyledi? Yalan söylüyorsunuz, yalan... Yok böyle bir şey. Kalkıp halkımızı aldatmayın. Ama ana dillerini öğrenme noktasında biz Kürt kökenli kardeşlerimize, vatandaşlarımıza da 'kurslarınızı kurabilirsiniz' dedik. Bunlar da bizim sürecimizde başladı. Mesela cezaevlerinde bir Kürt anne, Kürt evladıyla Kürtçe konuşamıyordu. Biz bunun önünü açtık. Hemen genelgemizi yayınladık ve konuşmaya başladılar. Niye bizden öncekiler bunu yapamadı? Ama biz bunu yaptık. Çünkü bundan doğal ne olabilir ki? Yani Türkçe bilmiyor anne. Evladıyla niye Kürtçe konuşamasın, bundan doğal ne olabilir? Bundan dolayı bize olumsuz yaklaşıyorsan, kusura bakma o senin insani yaklaşımın. Bizim yaptıklarımız bunlar. Ama bize açık, net konuşamıyorlar.''

-''MUHALEFETİN MAHARET YÖNÜ, KAFA KARIŞTIRMAK''
''Kıbrıs'ta çözümü zorlamış durumdayız. Güney Kıbrıs'ta şu anda çözüme yönelik çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor ve temennimiz odur ki orada da bir neticeye ulaşırız'' diyen Başbakan Erdoğan, Olağanüstü Hal Yasasını kaldırdıklarını anımsattı. Erdoğan, sunları kaydetti:

''Partimin kuruluşunu yapıyoruz, Şırnak'tayız. Geceyi Cizre'de geçirdik. Otobüsle vatandaşlarımızı selamlıyoruz, orada çürümüş kamyonlar gördük. Yanımızda olan teşkilat mensubu kardeşlerimiz bana, 'Sayın başkanım şu kamyonlar yıllar yılı burada çürümeye terk edildi. Habur kapalı, Gürbulak şöyle, falan...' Bunları anlattılar. 'Bu açıldığı andan itibaren bura halkı terör, merör hiç bir şey dinlemez' dedi. Şimdi nereye geldik? Şimdi o kamyonların yerinde bakıyorsunuz, sıfır kilometre kamyonlar var. Orada bu denli bir değişim yaşandı. Böyle bir noktaya gelindi. Bunu gerçekleştiren AK Parti. Habur şimdi farklı, modern, Gürbulak'a gidiyorsunuz, modern. Bu hale geldi. Bunlar hala devam ediyor, edecek. Fakat kafa karıştırmak isteyenler bu ülkede çok. Muhalefetin maharet yönü kafa karıştırmak. Onun için ben vatandaşlarıma diyorum ki biz sizi yaratandan ötürü seviyoruz. Biz size efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim farkımız bu. DGM'leri kaldıran kim? Terörle Mücadele Kanunu'nun 8. maddesini ne çabuk unuttuk. 312. Madde, Dernekler Kanunu, CMUK, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ne çabuk unutuldu, hatırlayın bunları. TRT-Şeş, işte orada duruyor. Hani bu kadar ürktüler, korktular ne oldu? Gayet başarılı bir şekilde yayın devam ediyor. Farklı dil ve lehçelerde yayın hakkını, kurs hakkını biz sağladık. 7 yıl boyunca millet iradesini kim savundu? Milli iradeye yönelik vesayet girişimleri karşısında kim dik bir duruş sergiledi? Her türlü tehdidi göze alarak çetelerle, mafyayla, hukuk dışı örgütlenmelerle kıyasıya mücadele eden kim?''

-''TEK PARTİ' YAFTASI YAPIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR-''

Dün, ''mahalle baskısı, gizli gündem'', ''takiyye yapıyor'', ''laiklik elden gitti'' diyenlerin, bugün tek partiden, sivil faşizmden, otoriter yönetimden bahsettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Peki biz Türkiye'yi daha ileri demokrasiye taşırken, sivilleştirirken, değişim ve dönüşümle hak ve özgürlük standartlarını geliştirirken, bize bu iftiraları atanlar kimlerdi? Değişimden rahatsız olan statükoculardı. Demokrasiye tahammül edemeyen jakobenlerdi. Hak ve özgürlükleri içine sindiremeyen totaliterlik özlemcileriydi. Kısacası, tek parti özlemcileriydi. Dayatmacı otoriter devlet özlemcileriydi. Tek seslilikten menfaat devşiren seçkincilerdi. Şimdi birileri kalkmış 'AK Parti'ye nasıl çamur atarız' diye farklı kavramlar üretiyorlar'' dedi. Erdoğan, şunları söyledi:

''Nasıl Menderes'e aynı oyunu oynadılarsa, nasıl Özal'ı suçladılarsa, şimdi AK Parti'ye 'tek parti' yaftası yapıştırmaya, otoriter bir anlayışa sahipmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Olay budur. İşin ilginç yanı da bunu yapanlar, tek parti zihniyetiyle yoğrulmuş siyasetçilerdir. Biz onların cemaziyülevvelini çok iyi biliriz. Onları çok iyi tanırız. Açıkçası bu beyhude bir çabadır. AK Parti'nin kitabında totaliterlik, otoriterlik, vesayetçilik, dayatmacılık, tahammülsüzlük, baskıcılık, tek seslilik yoktur, bundan sonra da olmayacaktır. Bugün Türkiye'de değişimin de demokratikleşmenin de sivilleşmenin de özgürlüklerin de bir numaralı siyasal aktörü, lokomotifi AK Parti'dir, öyle de kalacaktır. 7 yıl önce bu ülkede köşe yazarları, aydınlar, düşünürler bazı kavramları dile getiremiyordu. Şimdi onlara sesleniyorum; şöyle bir 7 yıl öncesine gidelim. Bazı konular, bu ülkede tartışılamıyordu bile. Ama sağolsun bunu bugün de söyleyenler var. '7 yıl önce bunları yazamıyordunuz' diyen köşe yazarları da var, onlara da teşekkür ediyordum. Bugün konuşulanlara, yazılanlara, tartışılanlara bakın. 7 yıl öncesine kadar bırakınız iktidarı, siyaseti ve siyasetçiyi, bazı kurumları eleştirmek hayal dahi edilemiyordu. Manşetlerin nerede pişirilip nerede servis edildiğini, bu millet açık açık gördü. Köşe yazılarının ana fikirlerinin nerede oluştuğunu da millet gördü. Biz bunları çok iyi biliriz.''

Erdoğan, bugün konuşan, eleştiren bir Türkiye'nin bulunduğunu, Türkiye'nin serbestçe, özgürce, demokrasi içinde yolunu sürdürdüğünü anlattı.

Başbakan Erdoğan, ''Demokrasi standartlarının her geçen gün yükseldiği bir dönemi 'tek parti diktatörlüğüyle' suçlama girişiminde bulunanlar, çetelerin, darbelerin, karanlık günlerin hüküm sürdüğü zamanlarda demokrasi için hiç bir bedel ödememiş olanlardır. O günlerin bedelini ödeyenler, bugünler hakkında en doğru yargıya varıyorlar ve bugünleri 'sessiz devrim' olarak taktir ediyorlar. Hiç kimse üzerinde baskı yok. Biz siyaset sahnesinde olduğumuz müddetçe de hiç kimseye baskıya izin vermeyiz'' diye konuştu.

-72 MİLYONUN HÜKÜMETİYİZ-

''Biz seçimle geldik. Milletimizin tercihi, yetkilendirmesiyle geldik. Aynı şekilde vakti zamanı geldiğinde de milletimiz emaneti bizden aldığında 'baş göz' der hemen yerimize döneriz. Çünkü bu işin asıl sahibi millettir'' ifadelerini kullanan Erdoğan, ''Biz sadece bize oy verenlerin değil, 72 milyonun hükümetiyiz. 780 bin metre karenin hükümetiyiz'' dedi.

Demokrasinin alanı genişledikçe bazılarının alanının daralacağını, demokrasinin standartları yükseldikçe bazılarının istismar zeminlerini de kaybedeceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Demokrasi yükseldikçe bazılarının alışkanlıkları değişecek, değişmek zorunda kalacaktır. Ama onların teminatı yine biziz. Onların da yaşam tarzının güvencesi yine biz olacağız. Türkiye, bizim iktidarımızla birlikte demokratikleşme yönünde, muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yönünde tarihi bir değişim yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor. Hiç kuşkusuz bu değişim ülkemizin hayrınadır, milletimizin hayrınadır'' şeklinde konuştu.

Erdoğan, sözlerini milletvekillerine yönelik olarak, ''İşte bu kadro, sizler bu değişimin öncüleri, mimarları oldunuz. Ülkenin, milletin çıkarlarını her zaman her şeyin üstünde tuttunuz. Bundan sonra da aynı cesaret, kararlılıkla Türkiye için hizmet üreteceğinize tüm kalbimle inanıyorum. Ülkem, milletim, demokrasi adına sizleri tebrik ediyorum. Yolunuz, yolumuz açık olsun'' diyerek tamamladı.

Öte yandan, Isparta Ticaret Borsası Başkanı Ahmet Adar ve yönetim kurulu üyeleri, Başbakan Erdoğan'a, Meclis'ten ayrılırken, ''Her gün bir elma sağlığa iyi gelir'' kampanyası kapsamında elma ikram etti.
AA

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.