İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

Sahilde acıtan tablo

Sahilde acıtan tablo

<P>Esentepe sahilinde bilinçsizce yapılan iskele, sivil toplum örgütlerini çileden çıkardı. Bir zamanlar caretta carettaların yuvalarını yaptığı sahil şeridi, şimdilerde acıtan bir tablo görünümünde.</P>

Yayın Tarihi: 15/02/10 00:53
okuma süresi: 6 dak.
Sahilde acıtan tablo
A- A A+

Esentepe sahilinde, doğal kayalar ve kum zambaklarının olduğu kıyı şeridine plansız ve bilinçsizce yapılan iskelelerin yarattığı tahribata karşı devletin seyirci kalmasına tepki gösteren Sivil Toplum Örgütleri, sahilde inceleme yaptılar. Yeşil Barış Hareketi Başkanı Doğan Sahir, Biyologlar Derneği Başkanı Mustafa Kofalı ve eski başkan Niyazi Türkseven yaratılan görüntünün 'aciz bir devletin acıklı bir resmi' olduğunu ifade ettiler.

DOĞAN SAHİR (YEŞİL BARIŞ HAREKETİ BAŞKANI):
Burada gördüğümüz manzara tam anlamıyla doğanın meydana getirdiği güzelliklerin yok oluşunun resmini yansıtmaktadır. Aslında burada yönetsel bir idare tahribatı vardır. Bir şeyler oluyor, ama kimse burada olanların farkında değil. Ya irade ortaya koyamıyorlar ve ya o bilince sahip değiller. Böylesi güzel bir kıyıda, yapılacak müdahalede ne teknik bilgi veren var, ne kuralları soran var, ne de kontrol eden var. Maalesef hiçbiri yok. Burada doğa güzelliği bakımından ülkemize özgü bir yapı varken, yine turizm adına birilerine bir şey kazandıracağız düşüncesiyle onu kaybetmiş durumdayız.

Yetkililerin önüne gelmiş böylesi olay karşısında onların duyarsızlıkları da başka bir vahim durum arz ediyor. Burada ne kaybedildi diye sorarsanız öncelikle görsellik kaybedildi. Burada yapılan tahribatla aslında ne kaybedildiğini dahi bilmeyenler, sorgulamaya da yanaşmadılar. Daha doğrusu sahip olunan güzelliklerin farkında olmayanlar, ne kaybettiklerini de bilemezler.
Burada ilk müdahaleyi yapacak olan Çevre Koruma Dairesi iken, ne yazık ki şu anda bu daire çok zayıf bir konumda ve bir bakanlığın da altına düşmüş kırtasiye ofisi durumundadır. Oysa bu daire çağdaş ülkelerde olduğu gibi, politikacıların üzeri bir konumda olması gerekirdi.

NİYAZİ TÜRKSEVEN (BİYOLOGLAR DERNEĞİ ÜYESİ):
Bu müdahaleyi yapan işletme sahibi, yatırım yaptığını iddia ederek çok para harcadığını söylüyor. Biz öncelikle bu olayın neden kaynaklandığına bakmamız lazımdır. Çünkü bu gibi birçok olay Ada genelinde yaşanmaktadır. Bunun temel sebebi KKTC Devletinin artık yetersiz kaldığıdır. Müdahaleyi yapan Alkan Erdoğa, 'ilgili dairelerden görüş aldım' diyor, ama birilerinin çıkıp ona şöyle demesi gerekirdi; 'Siz buraya yatırım yapmayın çünkü bizim ülkemizde sahilleri koruma yasası vardır'. Burada basına düşen görev de, ilgili dairelerin neden buraya olumlu görüş verildi diye sormaktır. Sahilleri Koruma Yasası'na şöyle der; 'Sahillere kesinlikle izinsiz müdahale yapılamaz, çöp, moloz gibi benzeri atıklar dökülemez, doğal yapısı bozulamaz'. Hatta yasalara uymayanlar için para ve hapis cezalarının öngörüldüğüne ilişkin maddeler var. Ama ne yazık ki, otorite boşluğu sebebiyle sahip olduğumuz doğal zenginlikleri bir, bir kaybediyoruz.

MUSTAFA KOFALI (BİYOLOGLAR DERNEĞİ BAŞKANI):
İnsanı şok eden görüntülerle karşı karşıya kaldık. Doğal sahil acımasızca müdahalelerle tahrip edilmiş. Doğanın kendi elleriyle yarattığı kayalar yerlerinden sökülmüş, iskele diye derme çatma yığma yapılmış. Kıyıdaki kum zambakların üzerleri toprak ve taşlarla örtülmüş, açıkça geri dönülemez bir tahribat yaratılmış burada. Anayasa yasaları, yasalar tüzükleri, tüzükler genelgeleri doğurur, nasıl olur da burada Anayasa ihlali ile başlanır bu gibi yasa dışı işlere anlamak mümkün değil.

DÖRT DAİREDEN OLUMLU GÖRÜŞ ALMIŞTIM

Sahile müşterileri için plaj yaptığını söyleyen Alkan Tatil Köyü sahibi Alkan Erdoğa, yaptığı işin doğru olduğunu ve yetkili dairelerden onay aldığını iddia ederek kendini savundu.
Erdoğa şöyle konuştu:
"Ben 1999 yılından itibaren azar, azar da olsa tatil evleri inşa etmeye başladım. 2002 yılında 25 adet tatil evini bitirdim. Tabii ki müşterilerim artınca plaj yeri sorun oldu ve kumlu bir plaj yeri için işletmemin karşısındaki bu deniz kenarıyla ilgili olarak yetkili dairelere müracaat ettim. Limanlar Dairesinden, Çevre Koruma Dairesinden, Şehircilik ve Planlama Dairesinden ve Karayollarından olumlu görüş aldım. Ama daha önce sahille ilgili olarak beni mahkemeye verdiler, olumlu görüşler gelince mahkeme kendiliğinden düşmüş oldu.

"DOSYAM KAYBOLDU"
Benim 2006 yılında içinde olumlu görüşlerinde olduğu dosyam kayboldu, dört yıl dosyamı bulamadılar. Yani dosyamı kaybettiler, ben de geçen ay Girne Kaymakamlığına giderek orada bulunan dosyamdaki evrakların fotokopilerini çekerek dosyamı Bakanlar Kurulunda görüşülmek üzere Bakanlığa bıraktım. Bu kadar tepki gösterilecek ne yaptığımı anlayamıyorum, neden bu kadar kıyamet koparılıyor. Benim burada yapmak istediğim, müşterilerim için kumluk bir alan. Bu da benim en doğal hakkımdır. Dünya kadar para attım buraya, kime ne zararı var buranın anlayamadım"

"KAYALARI DİNAMİTLEDİM"
Erdoğa ilginç olduğu kadar inanılması güç vahim bir olayın da itirafında bulundu:
"Tatil Köyüne gelen turistlerin denize girebilmesi ve güneşlenebilmesi için, kıyıda bulunan kayaları dinamitle parçalattım. Bunu yapmak için de Jeoloji ve Maden Dairesinin iznini aldım" dedi. Alkan Erdoğa'nın bu itirafından sonra gazetemizin temas kurduğu Jeoloji ve Maden Dairesi yetkilileri, 1999 yılında 2 veya 3 atımlık dinamit kullanıldığını doğruladılar".
Haluk Doğandor-starkıbrıs

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.