İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

Erdoğan adalet istedi

Erdoğan adalet istedi

<P>Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir kaç tane Avrupalı liderin çıkıp AB'ye üyelik konusunda müktesebat içinde olmayan, ''İmtiyazlı ortaklık'' gibi bir tür icat ettiğini ifade ederek, ''Maç başlamış maçın içerisinde penaltının kurallarını değiştiriyorsunuz. Bu olacak iş değil'' dedi.</P>

Yayın Tarihi: 22/02/10 15:18
okuma süresi: 6 dak.
Erdoğan adalet istedi
A- A A+

Erdoğan, Ritz Calton Otel'de Nueva Economıa Forum'u (Yeni Ekonomi Forumu) tarafından düzenlenen, ''Türkiye-İspanya: Barış, İstikrar ve Refah İçin Ortak Vizyon'' konulu konferansta yaptığı konuşmanın ardından soruları yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, bir katılımcının, ''Türkiye'nin AB'ye girme noktasında ne gibi yaklaşımları var? Araştırmalar ne diyor? Kamuoyu ne diyor?'' sorusuna şu yanıtı verdi:

''Türkiye AB'ye girme noktasında sıkıntısı olan bir ülke değil aslında, fakat yapılan bazı açıklamalar Avrupalı dostlarımız tarafından Türk milletinin bu sürece bakışını olumsuz istikamette etkilemektedir. Bakıyorsunuz bir tane, bir kaç tane Avrupalı lider çıkıyor, Avrupa Birliği'ne üyelik konusunda Avrupa Birliği müktesebatı içinde olmayan yeni bir tür icat ediyor: 'İmtiyazlı Ortaklık'... AB müktesebatında veya ortaklık şekillerinde böyle bir ifade yok. Her zaman benim burada bir yakıştırmam var, yani maç başlamış maçın içerisinde penaltının kurallarını değiştiriyorsunuz. Bu olacak iş değil. Bu bellidir ve penaltı buna göre verilir. Maç esnasında bu kural değişmez. Ama Avrupa Birliği'nden sık sık bu kuralların değiştiğini görüyoruz.

Bakınız, en basitinden söylüyorum, Kıbrıs meselesinde Güney Kıbrıs Avrupa Birliği'ne nasıl alınmıştır? Belki bunu içinizde bilenler var, belki bilmeyenler var. Bakınız, Güney Kıbrıs Avrupa Birliği'ne Avrupa Birliği müktesebatını yerine getirdiği için alınmamıştır, siyasi bir kararla alınmıştır.''

-''KUZEY KIBRIS YÜZDE 65 İLE 'EVET' DEDİ''-

Başbakan Erdoğan, 2004 yılında Kıbrıs'ta referandum öncesi ve sonrasında yaşanan süreci anlatarak, şöyle devam etti:

''Kuzey Kıbrıs yüzde 65 ile 'evet' dedi. Güney Kıbrıs ne yaptı yüzde 75 ile 'hayır' dedi. Güney yüzde 75 ile 'hayır' dediği halde AB'ye kabul edildi. Ama Kuzey cezalandırıldı, hala da cezalandırılmaya devam ediliyor. Ve Sayın Schröder, 'Türklere yapılan bir ahlaksızlıktır' diyor. Şu anda Sayın Merkel, Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınmasının aslında hata olduğunu kendisi ifade ediyor. Buraya geldik gerçekler ortada iken şu anda hala Güney Kıbrıs nedeniyle veya Fransa'nın ortaya koymuş olduğu bazı engellerle Türkiye'nin, AB süreci hep kesintiye uğruyor. Şu anda sadece 4 madde çalışma yapmak mümkün hale geldi. Böyle engeller kondu işte az önce söylediğim adalet anlayışı bu. Bu adalet sağlanmadığı sürece tabi ki sağlıklı bir yürüyüş olmayacaktır. Fakat ben yine de ümitsiz değilim. Temenni ederim ki bu adalet tesis edilir ve bu yolculuğumuz kararlı bir şekilde devam eder. Biz dersimize çalışıyoruz ve çalışmaya da devam ederiz.''

-''GÜÇLÜ AB İSTİYORSAK...''-

''Sizce İran, Irak ve Suriye ile sınırı olan bir AB güvenli olur mu?'' sorusu üzerine de Erdoğan, ''Daha da güçlü olur, çünkü güçlü bir AB istiyorsak bunu Orta Doğu'da, Asya'da kapısının olması hele hele böyle güçlü, içinde olan Türkiye ile çok daha farklı olacaktır, çok daha anlamlı olacaktır'' yanıtını verdi.

Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'de din özgürlüğüne saygı duyuluyor mu?'' sorusuna ise ''Hiç şüpheniz olmasın bir sıkıntı görmedik bugüne kadar, bize de gelen herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Türkiye özgürlükler noktasında Batılı ülkelerin çoğundan çok daha özgürdür. 7.5 yıllık süre içinde de en büyük başarımız bu olmuştur. Ve dini özgürlükler noktasında büyük ölçüde ülkemiz rahat bir ülkedir'' cevabını verdi.

-AZERBAYCAN-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ-

Başbakan Erdoğan, ''Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri'' konusundaki sorusuna ise şu cevabı verdi:

''Burada bizim için en önemli sıkıntı şudur; Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ konusudur. Ve bu konuda biliyorsunuz bir Minsk Üçlüsü var. ABD, Rusya ve Fransa'nın 20 yıldır üstlendiği bir görev var. Ve 20 yıldır üstlendiği bu görevi ne yazık ki bir noktaya hala getirememişlerdir. Zaman zaman süreç çok ağır işlemiştir. Son dönemde bizlerin de ısrarlı teşvikleriyle bir hareketlenme, bir canlanma başlamıştır. Bu süreç halledilmedikten sonra doğrusu bizim Parlamentomuzda ciddi bir sıkıntı vardır. İçerden aldığımız sinyaller bunu gösteriyor. Ve bunun başarılması lazım ve kaldı ki aynı sıkıntıyı zaten Ermenistan tarafı da yaşıyor. Aşmamız gereken, Minsk Üçlüsü'nün bu işi çözme noktasında Ermenistan ve Azerbaycan'ı adil bir çözüme kavuşturmak suretiyle Dağlık Karabağ'ı çözüme kavuşturmaktır.

Dağlık Karabağ sorunu çözüldüğü anda bir defa Türkiye-Ermenistan arasında büyük boyutta bu iş çözülmüş olur. Bunun müjdesini özellike vermek istedim. Ama burada tabi şu anda dönem başkanı olarak İspanya'nın da Minsk Üçlüsüyle münasebetleri önem arz ediyor. Bence Minsk üçlüsü ile İspanya'nın bu dönemde yapabileceği görüşmeler ve bunların teşviki, temenni ederim ki Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun çözüme kavuşmasına neden olsun. Türkiye olarak bizler çözümden yanayız.''
AA

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.