İÇ HABERLER
okuma süresi: 4 dak.

Ne olacak acaba?

Ne olacak acaba?

Doktor Sibel Siber "Ne olacak acaba?" başlıklı yazısında "Ne kadar çok soruyoruz bu soruyu farkında mısınız? Genelde bir yanıtımız vardır ama karşımızdakinin yanıtını da merak ederiz hep . Peki şu anda hepimizi ilgilendiren ülkemizdeki görüşmelere dönersek… Ne olacak acaba?" diye yazdı. Siber'in yazısının tümü şöyle:

Yayın Tarihi: 24/02/10 09:06
okuma süresi: 4 dak.
Ne olacak acaba?
A- A A+

Ne olacak acaba?

Ne kadar çok soruyoruz bu soruyu farkında mısınız? Genelde bir yanıtımız vardır ama karşımızdakinin yanıtını da merak ederiz hep .
Peki şu anda hepimizi ilgilendiren ülkemizdeki görüşmelere dönersek… Ne olacak acaba?

Birinci görüş olumsuz." Hiç birşey olmaz bu ülkede… Antlaşma falan olmaz… Böyle gittiği kadar gidecek… Zaten bu ada da bize kalmayacak… "

Bu düşüncede karamsarlığa rağmen yine de bir çözüm arzusu hissedersiniz, ama bıkkınlıkla karışık umutsuzluk da vardır.

İkinci düşünce ise "Bu iş artık bitti… Çözüm yakında… " Burada çözüm arzusuyla birlikte bir de inanç belirtir çözüme.

Bir düşünce de vardır ki ne çözüm olacağına inanır ne de çözüm arzusu vardır. Genelde meydan okuyan bir yaklaşımı vardır. Ne dünya gerçekleri umurundadır, ne hukuk, ne Birleşmiş Milletler, ne de başka bir şey. Onun bildiği ve inandığı tek doğru kendi doğrusudur.

Görüşlerinin bir dayanağı, bir zemini olması da gerekmez. Mücadeleden bahseder. Mücadele demek de dünyaya meydan okumak demektir nazarında.

Dünyanın merkezinde hisseder kendini. Kıbrıs Türk Halkı diye başlar çoğu zaman ve milli duyguları okşayan sözlerle devam eder sözlerine.

Ne kadar haklı olursanız olun hakkınızı aramanın yollarını bilmezseniz, kaybedersiniz gerçeğinin farkında değildir sanki.

İki ayrı devletten sözeder sık sık. Aslında iki ayrı devletin, toplumumuzun bir kesiminden onay aldığı bir gerçek. Hele kapılar açıldıktan sonra çoğu Rum'un barışa ne kadar uzak olduğunu, bazı Rum gençlerinin şoven duruşunu ve daha bir takım olumsuz yaklaşımları gördükten sonra bu görüşü destekleyenlerin sayısının artmasını anlayışla karşılamak gerekir.

Ama gözü kapalı "Ben bunu isterim!" demekle, bu isteğin gerçekleşmeyeceğini hepimiz biliyoruz. İstekler doğru zamanda doğru zeminde seslendirilmezse, faydadan çok zarar getirir gerçeğini de.

Bazı politikacılarımıza gelince, sanki konfederasyon alternatifi veya zemini varmış veya şartlar uygunmuş gibi :
" Biz yetki alırsak konfederasyon temelinde görüşme yapacağız! "demeleri aslında ne kadar gerçek dışı ve yanıltıcı.

Böyle bir görüşme zemini olmadığını, görüşmelerdeki temel parametrenin, görüşmelerin başladığı Denktaş-Kleridis döneminden beri federasyon olduğu bilinen bir gerçekken! Bile bile, halkımızın bu yöndeki duygularını kullanarak politika yapmaları gerçekten çok düşündürücü.

Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılan ve Türkiye ile birlikte yürütülen bu görüşmelerden vazgeçerek biz konfederasyon istiyoruz diyebilen bir siyasi lider için iki olasılık söz konusu olabilir ancak.

1- İki ayrı devlet veya konfederasyon söylemleriyle yanıltılan halkın oyunu almak. Kazandıktan sonra da "Dün dündür, bugün bugündür" siyaseti izlemek.
2- Görüşmeleri berhava etmek. Böylece hem bizi hem de Türkiye'yi büyük bir çıkmaza sokmak. Rum tarafının da ekmeğine bal sürmek.


Şu anda öncelikli mücadelemiz, dünyaya ters düşmeden, mevcut zeminde haklarımızı elde etmek için çalışmak, iyi bir diplomasi ile gerçeklerimizi ve haklılığımızı dünyaya anlatmak ve federal bir çatı altında kendi devletimizi meşrulaştırmak olmalı.

Şimdiki konjonktür bunu gerektiriyor. Karşı tarafının uzlaşmazlığından kaynaklanabilecek farklı bir durum oluşması durumunda, bizim de şüphesiz politikamız değişebilir. Ama şimdi elimizin tersiyle mevcut durumu itip, masadan kalkma gibi bir lüksümüz olamaz.

Unutmayalım! Hedeflerimiz için mücadele ederken doğru zaman ve doğru zemini yakalamalıyız, aksi halde hayallerin peşinde koşarak büyük kayıplara uğrayabiliriz. Yakın tarihte Rum toplumunun yaşadığıı gibi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.