İÇ HABERLER
okuma süresi: 9 dak.

Altan:"Güzelyurt`tan Sonra Dere Yatağına İnşaat Yapmak İçin Proje Getirdiler"

Ders almıyoruz

<P>Programa telefon ile bağlanan <STRONG>Çevre Koruma Dairesi Müdürü Hülya Altan</STRONG> "Güzelyurt'tan sonra dere yatağına inşaat yapmak için proje getirdiler" dedi. Yaşanılan sel felaketi ile ilgili gelişmeler Öğlen Ajansı programında Cem Kar ile değerlendirildi. Programa telefonla bağlanan yetkililer sel felaketi ile ilgili olarak "Nerede yanlış yapıldı? Ve bundan sonrası ne olacak" sorularının yanıtlarını vermeye çalıştı. </P>

Yayın Tarihi: 02/03/10 11:41
okuma süresi: 9 dak.
Ders almıyoruz
A- A A+

Programa telefon ile bağlanan Çevre Koruma Dairesi Müdürü Hülya Altan doğanın kendisine karşı yapılan her türlü gelişmeye tepki verdiğini ifade etti.

Altan: "Çevre ile ilgili olarak verilen kararlar her zaman bize geri döner. Bu kararlar eğer iyi yöndeyse olumlu bir şekilde, kötü yöndeyse de olumsuz bir şekilde yansır. Bugünkü şartlar içerisinde belki bunları konuşmak doğru olmayabilir ama bir doğa felaketi yaşadık. Bundan sonrası için daha olumlu adımlar atabiliriz diye umuyorum.

Bugün sabah erken saatlerde bakanımız ile görüştük. Biz ilk aşamada tabii ki olayın çevre boyutuyla ilgileniyoruz. Çevre boyutuyla ilgili olarak yapabileceklerimiz ve nelere ihtiyaç duyabileceğimiz konularında bir değerlendirme yaptık. Kısa bir süre sonrada bakanlık olarak ilgili bakanlıklarla beraber çalışmayı başlatacağız" dedi.

İnşaatlara vermiş oldukları izinler konusunda Şehir Planlama Dairesi ve ÇED raporu doğrultusunda eleştiriye maruz kaldıkları ile ilgili konuya açıklama yapan Altan: "Bu gerginlik içerisinde şu böyle söyledi, bu böyle söyledi noktasında olmak bence doğru değildir. Ancak ben kendi kurumum adına şunu söylemek isterim. Konutların izinlendirilmesi konusunda yetkili değiliz. Biz daha çok Çevre Dairesi olarak çevresel açıdan yönlendirme yapan bir kurumuz. Çevre Yasası'nda belirtildiği gibi eskiden 20 şimdi 60 konutun üzerinde olan projeler için değerlendirme yaparız. Ayrı ayrı yapılmış tek konutlar veya üç, beş konut bizden herhangi bir şekilde görüş almış değildir.

Fakat şunu da söyleyeyim bazı belediyelerimiz bu konuda çok hassas davranır ve yine de bize görüş sorarlar. Çevre Koruma Dairesi'nin kesinlikle dere yatağında olan bir projeye olumlu bir görüş verdiğini ben hatırlamıyorum, vermemiştir de. Hatta bu konuyla ilgili olarak tahmin ediyorum en çok mücadele veren kurumlardan bir tanesidir.

Çevre Koruma Dairesi dere yatağına ev yapılmasına kesinlikle onay vermedi.

Çevre Dairesi'nin her yıl hazırlamış olduğu çevre raporları vardır. Biz bu raporlarını basınla da paylaşmıştık. Bu çevre raporunun 1. maddesinde dere yatakları ile ilgili olarak yapılması gerekenler yer almaktaydı ki bu rapor her yere dağıtılmıştı. Meclis başta olmak üzere bütün ilgili kurumlara ve bakanlıklara gönderilmişti. O günden beri bu konuyla ilgili olarak önemli bir adım atıldığını ben görmedim. Güzelyurt felaketinden sonra dere yatağına kurulmak istenen projeler oldu ve biz 'uygun değildir' raporu verdik. O olaydan sonra bile sunulan proje oldu. Ancak dediğim gibi bizim sadece çevre ile ilgili olarak bir değerlendirme yetkimiz vardır. Biz izin makamı değiliz. Yani projelere belirli şartlar altında görüş veririz. Planlama olan bölgelerde veya emirnamelerin olduğu bölgelerde Şehir Planlama Dairesi bize görüş sorar. Ancak olmayanlarda da veya dediğim gibi ÇED kapsamında olmayıp da belediyelerin gerekli görmesi durumunda da bize fikir sorulabilir. Biz ilgili makamlara ikazımızı muhakkak yaptık ancak biz bir polisiye kurum değiliz. Gidip de orada çalışmayı durduracak veya bir olay yaratacak bir görevimizde yoktur sadece değerlendirme yapabiliriz. Bir baktığımızda olay yaratanlar münferit konutlardır.

Örneğin Göçmenköy'deki GÜYAP projesi bizden çok önceki bir olaydır. Bizim bugün bu durumda olmamamız gerekir. Bizim eskileri ortaya koymamız bundan sonraki hedeflerimizi doğru bir şekilde belirlememiz gerekir. Fakat unutmamalıyız ki çevreyle ilgili her yanlış karar kesinlikle kendini gösterir. Bu nedenle çevreyle ilgili yanlış bir karar vermemeye çalışmalıyız. Hatası olanlar hesap vermelidir. Bu sadece bu konuda değildir. O rahatlığa ulaşmamamız lazımdır' dedi.

KAMİLOĞLU: "HASTANEDE HAYAT NORMALE DÖNÜYOR"

Sel felaketinden olumsuz yönde etkilenen yerlerin başında gelen Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde yaşanılan gelişmeler Hastane Başhekim Baş Yardımcısı Doç Dr. Ramadan Kamiloğlu'ndan alındı. Kamiloğlu; 'Doğal afetlerden herkes kendisine bir pay çıkarmalıdır. Eleştirmek çok kolaydır. Herkesin bilmesi gereken bu binalar uzun yıllar önce yapıldı ve şu andaki bakan tarafından yapılmadı. Doğal afetler dünyanın her yerinde oluyor. Bizde çok büyük bir doğal afete uğradık. Önceki günden beri şehir şebeke suyunu veriyoruz. İlk andan itibaren oksijen, azot ve elektriğimizi kritik noktalarda sağladık. Akşamdan itibaren de ana binamızda çok büyük bir aksilik olmazsa elektriği jeneratörlerle sağlama noktasına geleceğiz. Biliyorsunuz ki bizim hastanemizin tüm destek üniteleri yapıldığı devrede bodrum katına alındı. Bunların hepsi sular altında kaldı. Yani ana şalterlerimiz sular altındayken her yana elektrik verilemez. Bunların teknik imkânsızlıkları var ama daha sel felaketi başlar başlamaz ordumuzun, Sivil Savunma'nın ve benzeri kuruluşların bize çok büyük desteği olmuştur. Düşünün ki Sivil Savunma 3 gün 3 gece çalışmıştır bu hastanede. Bu hiç kolay bir şey değildir. Bu nedenle bizde bu akşamdan itibaren ayakta durmaya çalışacağız' dedi.

Böyle bir felaketin yaşanılabilmesi durumunda neler olabileceği ile ilgili bir öngörünün yapılıp yapılmadığı konusuna açıklık getiren Kamiloğlu: ' Böyle bir sel felaketini 50-60 yıldır kimse yaşamadı. 100 metre ilerleyemeden dönümlerce arazi sular altında kaldı. Bunu ne bir set engelleyebilirdi ne de başka bir şey. Bu bir anda yapılabilecek bir olay değildir. Şu anda mevcut olan dere yatağının en az 3 katı büyüklüğünde olması gerekiyor. Beton bentler yapılması gerekir. Tüm bunlar en kısa sürede yapılmaya çalışacaktır' dedi.

Sel felaketi nedeniyle 112 Acil numarasının arızalanması ve kullanılamaması ile ilgili olarak açıklama yapan Kamiloğlu: ' Tüm hatlar bodrum katından geçtiği için o hatlar su altında kaldı ama herhangi bir kaza anında bizim telsiz sistemimiz var. Bu telsiz sistemi ile polisle ve Sivil Savunma'yla ve benzeri kurumlarla irtibatımız olduğu için polise veya diğer yerlere yapılan çağrılarla olaylara anında müdahale edebiliyoruz. Bodrum katı tamamen sular altında kaldığı için bu aksaklıklar oldu' dedi.

OKTAY: HAVA ISINIYOR, AYIN 3'ÜNDE BİRAZ YAĞIŞ OLABİLİR"

Sel felaketinden sonra bu hafta itibariyle ülkede ılık kava kütlesinin etkili olacağını belirten Meteoroloji Dairesi Müdürü Fehmi Oktay Çarşamba günü hafif bir yağış olabileceğini belirtti. Oktay: ' Bu hafta ılık hava kütlesinin etkisi altında kalıyoruz. Hava sıcaklığı 2, 3 derece kadar artıyor. Tüm hafta boyunca az bulutlu bir hava hüküm sürecek. Ayın 3 'ünde hava parçalı bulutlu olurken, hafif bir yağış geçisinin olma ihtimali de var' dedi.

Yaşanılan sel felaketi ile ilgili olarak bir değerlendirmede bulunan Oktay: "Önlemler alınabilir miydi bu konu biraz problemli. Evleri veya köprüleri yıkabilir miydiniz? Derelerin yönünü değiştirebilir miydiniz? Bunlar hep soru işaretidir. Ama cevap bellidir ' hayır, yapamazdık'. Sadece teşkilatların hazır vaziyette durmaları ve anında bu yerlere intikal etmeleri güzel bir şeydir bunu söyleyebilirim' dedi.
Ülkenin yağışlardan bu kadar etkilenmesinin nedenleri ile ilgili bir değerlendirme yapan Oktay: ' Bu yağışlar normalin üzerinde yağışlardı. Fakat bu kadar çok dereyi taşıracak yağışlar olduğuna inanmıyorum. Göletlerimizin geçmiş dönemlerde dolduğunu düşünüyorum. Bu göletlerin taşması ve Beşparmaklar'daki yağışların yoğun olması nedeniyle bunların yaşandığını söyleyebiliriz' dedi.

Star Kıbrıs - Haber: Gözde AKBEN

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.