CTP Kaşif'i istifaya davet etti

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Merkez Yönetim Kurulu, (MYK) geçtiğimiz hafta sonu ülkenin büyük bir bölümünü sular altında bırakan sel felaketi karşısında gereken tedbirleri almayıp Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi gören 7 hastanın ölümünden sorumlu olan hastane yönetimi ve Sağlık Bakanı'nı istifaya davet etti.

Sel felaketinin üzerinden dört gün geçmiş olmasına karşın hastanenin hala elektrik, su, oksijen ve azot gibi temel unsurlardan yoksun olduğuna dikkat çeken CTP-BG MYK, Derviş Eroğlu hükümetinin kriz yönetimi konusundaki aczinin uluslararası haber ajansları tarafından dünyaya duyurulduğunu, 7 kişinin ölümünün yabancı ajanslar tarafından skandal olarak verildiğinin altını çizdi.

Doğal afetin ve çevresel felaketin asla tartışma konusu olmayacağı ancak uluslararası skandala dönüşen kriz yönetimiyle ilgili yetersizliklerin göz ardı edilemeyeceği vurgulanan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

Felaketin üzerinden dört gün geçmiş olmasına karşın bugün Lefkoşa'daki Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nde elektrik, su, oksijen ve azot gibi temel unsurlar hala sağlanamamaktadır. Kısıtlı elektriğin jeneratörlerle elde edilmesinden ötürü mevcut anestezi cihazları, bir tanesi dışında bozulmuşlardır.

MRI, tomografi cihazları kullanılamamakta, teşhis konulamamakta, acil anjiyo ve beyin ameliyatları dahil cerrahi müdahaleler yapılamamaktadır.

Dr. Derviş Eroğlu hükümeti, Sağlık, Ulaştırma ve İçişleri Bakanlıkları kriz yönetimi bir yana, kriz öncesinde gerek uzmanlar gerekse duyarlı vatandaşlar tararından yapılan uyarıları dikkate almamışlardır.

Sel Dörtyol'da ağıllar bölgesini "geliyorum" diyerek bir göle çevirirken uyarılara kulak tıkayan hastane yönetimi ve bakanlık ise hastanenin sel suları tarafından yutulmasına ve hasta yaşamlarının tehlike altına girmesine seyirci kalmışlardır. Bu durum asla kabul edilemez.

Yasal zorunluluk olmasına karşın, hastane teknik kurullarını by pass ederek askıya alan Sağlık Bakanı, kendi başkanlığında topladığı müdür ve müsteşarlarıyla inisiyatife el koymuş, ancak domuz gribi olayında olduğu gibi kriz yönetimindeki başarısızlıklarını bir kez daha sergilemişlerdir.

5 başhekim ve 4 idare amiri ve hastane yönetiminin kriz durumlarında göreve çağrılmaları gerekirken, Sayın bakan kendisine yakın bir başhekimle birlikte medya şov yapmıştır.

Sayın Bakanın hala neden bodrum kattaki elektrik panellerini by pass ederek 1 veya 2'nci katlardan hastaneye elektrik sağlamadığını, keza su konusunda da aynı yönteme başvurmadığını anlamak mümkün değildir. Mağusa Devlet Hastanesi gibi ikinci bir tam teşekküllü hastane varken merkezde verilemeyen hizmetleri personel takviyesiyle buraya neden taşımadıklarının bir izahı olamaz.

Mum ışığında, susuz, oksijensiz, hijyen koşullarından yoksun lağım sularının kirlettiği bir ortamda hala hizmet verildiğini ileri sürerek demagojiye devam ediyorlar.

Sayın Bakanın bugünkü gazetelerde yer alan ve "suçluyu bulduk' dercesine verdiği demeci aslında acizliğinin bir göstergesidir. Öyle ki, neredeyse büyük mücadelelerle ülkeye bu hastaneyi kazandıran rahmetli Dr. Burhan Nalbantoğlu'nu bile suçlamaya vardırabilecek şekilde teknik bilgiden yoksun açıklamalarda bulunmuştur. Oysa uzmanların da saptadıkları gibi, Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastane bölgesi, Hamitköy, Taşkınköy de dahil olmak üzere Lefkoşa'nın kuzeyindeki tüm araziler dereler ve dağdan gelen sularlarının yatak alanı üzerindedirler.

Bu nedenle doğal afeti tartışmadığımızı bir kere daha kaydederken oluşturulamayan kriz yönetimi nedeniyle yoğun bakımdaki 7 hastanın ölümünün kabul edilemez olduğunu vurgulamak istiyoruz. Zira elektrik kesintisiyle birlikte devreye giren UPS cihazlarının tanıdığı süre içerisinde yaşam destek cihazlarıyla birlikte hastanenin çok yakınında bulunan özel hastanelere nakledilerek bu hastaların hayatları kurtarılabilirdi. Doğal afetler yaşanabilir ama çare varken çaresiz kalıp ölümler seyirci olmanın hiçbir izahı olamaz. Bu nedenle bu olayın baş sorumluları olan Sağlık Bakanı ve yönetimi derhal istifa etmeli, savcılık ise ölüm vakalarıyla ilgili soruşturma başlatmalıdır."

CTP Basın Bürosu