EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 8 dak.

Mehmet Saydam'dan uyarı

Mehmet Saydam'dan uyarı

Ekonomist Mehmet Saydam "<STRONG>Plan / Programsız Hükümet ile Kurumsal Olmayan Oda ve Birliklerimiz Ekonomiyi birlikte yıkıyorlar…" başlıklı yazısında "</STRONG>Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği son yapmış olduğu eylem neticesinde, üyelerine yönelik almış olduğu "eylem kararları" sektörün iflasına neden olacaktır. Bu eylem kararları hiçbir uzman görüşüne dayanmaksızın, tamamen farklı düşünceler ile alınmış ve üyelerin bunlara uyması beklenmektedir." diye yazdı.

Yayın Tarihi: 05/03/10 09:31
okuma süresi: 8 dak.
Mehmet Saydam'dan uyarı
A- A A+

Plan / Programsız Hükümet ile Kurumsal Olmayan Oda ve Birliklerimiz Ekonomiyi birlikte yıkıyorlar…

Her fırsatta söylemiştim… İnşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin ev satışlarında ödedikleri stopaj oranı %6,5 dan %4 e indirildi ancak yılsonunda %2,5 fark, Kurumlar Vergisi başlığı altında tahsil edilecektir… Kimsesi buna aldırış etmedi, hatta 90 günlük kararnameyi Yasa ile yeniden düzenleyen ve bu stopajı %4 e sabitleyen Hükümete teşekkür de edildi. Ama bugün duyuyorum ki, iflasın eşiğinde olan birçok inşaat firması " %4 stopajını ödediğimiz bu satışlar için daha ne vergisi talep ediyorsunuz" diye isyan etmeye başlamış. Kimse bizleri dinlemedi. Şimdi yılsonu geldi ve müteahhitler şaşkın. Stopajın mahsubundan sonra Vergi Dairesi hala alacaklı… Üstelik bu stopaj mağduriyeti hiç de küçümsenecek bir boyutta değil. Neden mi? Çünkü inşaat şirketleri satış anında stopaj ödemesini "müşteri maliyetlerine" eklemekteydi. Yani inşaat şirketleri satış esnasında sözleşme kapsamında ödeyecekleri %6,5 luk stopajı, müşterisinden tahsil etmekteydi. Yapılan yasal düzeltme ile bu %6,5 luk oran %4 de indirilmiş ve inşaat şirketleri de müşterilerinden bunu %4 olarak tahsil etmişlerdi. Ama şimdi fark olan %2,5, vergi dairesi tarafından inşaat firmalarından talep edilmektedir. Müşteriler tapusunu da aldı…Peki iflasın eşiğindeki bu şirketler bu borcunu nasıl ödeyecekler? Hükümet ve Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri neden buna bir çare üretmediler?

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği birliğine defalarca çağrıda bulundum; bu uygulama sizi yanıltmasın yılsonunda %2,5 luk stopaj farkını ödeyeceksiniz, şirketlerin devreden KDV ve stopaj alacaklarının kamu borçlarına mahsubu için Hükümeti ikna edin. Dinleyen oldu mu? Hayır…Bunun için bir muhalefet partisi Yasa tasarısı dahi sundu meclise ama o günlerde iktidar ile paralel hareket eden Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği bu konunun üzerine dahi eğilmedi…Fakat şimdi "KDV alacağımızı Sosyal Sigortalar borcuna mahsup edin" diye sil baştan öneri sunuyor Hükümete…E sormazlar mı size o zaman aklınız nerdeydi diye?

Üstelik tek finansman kaynağı, mahsuplaşma da değildir. Buna ek olarak tek talebiniz de bu olamamalıdır;

- Birçok inşaat firmasında varlık olarak kayıtlı bulunan; araç, arsa, mobilya, hurda v.b varlıkların satışından elde edilecek kazanç direk olarak vergilendirilmektedir. Benim bir önerim var, işletmeler sermayeye eklemek kaydı ile, amortismanı dolmuş olan bu varlıklarını sattıkları zaman elde edecekleri kâr Kurumlar Vergisinden muaf olsun…Bakın bakalım kaynak yaratılabiliyor musunuz?

- Orams Davasının kararının açıklanmasından sonra İnşaat sektöründe yaşanmakta olan talep daralmasının belli bir oranda aşılabilmesi ve Avrupa piyasaları haricinde özellikle Türkiye piyasalarında doğacak talep karşısında, alıcıların güvenini artırmak ve Türk Malı harici gayrimenkullerin ekonomiye katılımı için Devlet "Gayrimenkul Sigorta Fonu" kurulmalıdır.

- Özellikle İnşaat Sektöründe "Asgari Ücret Uygulaması" na son verilerek yeniden düzenlenmelidir.

- Türkiye Cumhuriyeti tarafından KKTC nin altyapısı için ayrılan yatırımlara dair ihalelerin, KKTC de ihale edilmesi adına, KKTC ve TC arasında yeni bir protokol imzalanmalıdır.

- İnşaat Sektöründeki kaçak işçilik kayıt altına alınmalı ve bunun denetiminde İnşaatçılar Birliği somut görevler üstlenmelidir.

- Devlet, bir ev satın alan yabancıya tapusunu en asgari zamanda teslim etmelidir. Bunun için gerekli Yasalar hazırlanmalı ve KKTC ne yatırım yapacak olan insanlara tapu çıkana kadar en azında tapunun yerine geçecek olan bir belge düzenlenerek 1 günde verilmesi sağlanmalıdır.

- İnşaat sektörünü de çok yakından ilgilendiren "Zorunlu Afet Sigorta Fonu" en kısa zamanda oluşturulmalıdır.

- Doğru ve tarafsız bir Yasal düzenleme ile Konut Edindirme Fonu İdaresi en kısa zamanda hayata geçirilmelidir. V.b……….

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği son yapmış olduğu eylem neticesinde, üyelerine yönelik almış olduğu "eylem kararları" sektörün iflasına neden olacaktır. Bu eylem kararları hiçbir uzman görüşüne dayanmaksızın, tamamen farklı düşünceler ile alınmış ve üyelerin bunlara uyması beklenmektedir. Ben bir kez daha peşinen söylemek isterim ki, bu kararlara uyacak olan küçük ve orta ölçekli tüm inşaat şirketleri iflasa sürüklenecektir. Bunun vebali şimdiki Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği yönetim kuruluna ait olacaktır. Gelecekte kimse başka suçlu aramasın.

Tüm bunlara ek olarak, inşaat sektöründe faaliyet göstermekte olan inşaat şirketleri de artık kurumsallaşmalı ve gerekir ise şirket evlilikleri ile ortak ve büyük sermayeler oluşturulmalıdırlar. Bunun için de Hükümet, şirket evliliklerinde vergi muafiyetleri sağlamalı ve Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği de sektördeki şirket yöneticilerine eğitimler vermelidir.

Yeri gelmişken son olarak bir konuya daha değinmek isterim. Ülkemizde Ticaret Odası, Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği dışında faaliyet gösteren ve Devlet tarafından hiçbir denetime tabi tutulmayan birçok Oda, Dernek, Birlik ve Platform bulunmaktadır. Bunların tamamı da ekonomi üzerine farklı zamanlarda bazen siyasi bazen de gerçekten tarafsız görüşler ortaya koymaktadırlar. Dikkat ederseniz bu birlik ve dernekler içerisinde yer alan üyeler, hiçbiri bir uzaman görüşüne ihtiyaç duymaksızın ekonomik görüşlerini "şaşalı" basın toplantıları ile açıklamaktadırlar. Peki sonuç; sıfır. Ciddiyet; sıfır. Eğer ciddi olmuş olsalar idi bugün öncelikle Ticaret Odası, Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği v.b kurumlar, Vergi Dairesinin keyfi Re'sen uygulamalarını basın toplantıları ile eleştireceğine, üyelerini korumak adına 3 tane Avukat ile anlaşma yapar ve Yasal dayanağı dahi şüpheli olan bu Re'sen uygulamalarına karşın davalar açarlardı. Bu Oda ve Birliklerin birinci görevi üyelerinin hakkını korumak değil mi? Korumak ise, eleştiri yapmaktan ve şov yapmaktan fazlasını da yapmalısınız…Ama amaç Hükümetleri karşınıza almamak ise, bu şekilde devam edin, çalışmalarınız sonuçsuz kalacaktır bugüne kadar birçok konuda sonuçsuz kaldığı gibi…Bence öncelikle bu Odalar ve Birlikler "Kurumsallaşmalı" ve üyelerinin haklarını savunmaya başlamalıdırlar. Üyeler de bu Oda, Dernek ve Birliklerden öncelikli olarak kendi haklarını korumasını istemelidir. Gelişmiş Dünya'da bu tip kurumların tüm üyelerine hizmet veren, Avukat ve Mali Danışmanları bulanmaktadır ve üyelerin haklarını yargı yolu dahil birçok alanda savunmaktadır. Bunun da adı Demokrasi'dir. Demokrasi'nin tanımını "o günün Hükümetine şirin görünmek" olarak tanımlayanlara duyurulur…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.