Downer konferans peşinde

Güney Kıbrıs'ta yayımlanan Politis gazetesinde yer alan söyleşisinde Downer, Kıbrıs sorunu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı hakkında açıklamalarda bulundu.

Downer, söyleşisinde, Türkiye ve Yunanistan'da gerçekleştirdiği temaslar ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı görüşmeye değinerek, Kıbrıslı Rumların birçoğunun Türkiye'nin, siyasi
eşitlik ve tek temsiliyete sahip iki toplumlu, iki kesimli federasyon çözümü taahhüdünden kuşku duyduklarını ancak Erdoğan ve hükümetinin, bu çözüme kesin taahhüdü bulunduğunu ifade etti.

Türkiye'deki Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin ortamın Yunanistan'dakiyle aynı olduğunu ve her iki ülkenin de müzakerelerin başarıyla sonuçlanmasını istediklerini vurgulayan Downer, Birleşmiş Milletler olarak her iki ülkenin de müzakereleri destekledikleri ve birleşik, federal bir Kıbrıs'ın inşa edilmesi vizyonuna sahip olduklarından emin olduklarını söyledi.

Downer, gerek Ankara gerekse Atina'da yaptığı temaslarda, müzakerelerde zorlukların bulunduğunu ancak çözümün kesinlikle mümkün olduğunu dile getirdiğini belirtti.

Ankara temasları sırasında dörtlü ya da beşli toplantı konusunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Downer, "Türkiye, Yunanistan, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türkler, İngiltere ve BM'nin yer aldığı altılı bir konferanstan söz ediyorlar. Konu görüşmelerim sırasında gündeme geldi ve ele aldık. Türk tarafı müzakere masasına mümkün olduğunca çok taraf getirmeyi istiyor. Elbette bu fikrin olgunlaşması için herkesin bununla hemfikir olması gerekir" yanıtını verdi.

Downer ayrıca, AB dönem başkanlığını yürüten İspanya'nın Kıbrıs sorununu çok iyi idare ettiğini ve yardım etmeyi çok istediğini belirterek, İspanya'nın AB'yi temsil edeceği ve BM ile Kıbrıs'taki tüm tarafların katılacakları uluslararası bir konferansın gerçekleştirilmesi önerisinin bulunduğunu açıkladı.

İspanya'nın Kıbrıs sorununa gösterdiği ilgiyi memnunlukla karşıladıklarını ancak nihayetinde müzakerelerin Kıbrıs'ta iki lider arasında gerçekleştirilmesi gerektiğin vurgulayan Downer, uluslararası toplumun katkısının her zaman memnunlukla karşılanacağını ancak nihayetinde çözümün Kıbrıs'taki taraflar arasındaki bir anlaşma olacağını ifade etti.

Downer, Kıbrıs'ta iki liderin arzu etmesi durumunda uluslararası bir toplantıya BM'nin de katılmaya itiraz etmeyeceğini belirtti.

30 Mart tarihinde tamamlanması öngörülen şu anki müzakere turuna ilişkin beklentilerinin sorulması üzerine ise Downer, "her şey üzerine anlaşmaya varılmadığı sürece hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmayacağı" ilkesinden hareket ettiklerini ancak yönetim, güç paylaşımı, ekonomi ve AB konularında çok önemli uzlaşıların sağlandığını söyledi.

Downer, Kıbrıs'taki liderler ve danışmanlarının, daha fazla uzlaşıya ulaşma amacıyla şu anda ağırlıklı olarak ekonomi ve AB konularını görüştüklerini, seçimler için müzakerelere ara verilmesinden önce bunu başaracaklarını umut ettiğini ifade etti.

Yönetim başlığının nerdeyse kapandığını mı düşündüğünün sorulması üzerine ise Downer, "tüm başlıklar kapanmadan hiçbirinin kapanmış olmayacağı" yanıtını verdi.

Downer, yönetim başlığında sağlanan uzlaşıların çok büyük önemi olduğunu belirtirken, KKTC'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından mülkiyet konusunun ele alınmaya başlanacağını söyledi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kıbrıslı Rumların başvurularına ilişkin almış olduğu son kararın müzakereleri nasıl etkileyeceği sorusuna karşılık ise Downer, AİHM'nin kararlarının yanı sıra İngiliz Yüksek Mahkemesi'nin Orams kararına da her iki tarafın saygı göstermesi gerektiği, gerek AİHM gerekse Orams davasının, mülkiyet konusunun müzakere masasında çözülmesi gerektiğini gösterdiği dile getirdi.

Downer söyleşisinde ayrıca, BM ile sözleşmesinin 13 Temmuz tarihinde sonra ereceğini, müzakerelerin de, kesin söylememekle birlikte, o tarihe kadar sona ermiş olacağını belirterek, niyetinin sürecin sonuna kadar kalmak olduğunu açıkladı.
TAK