İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

CTP-BG:Demokratik Mücadele Devam Edecek

CTP-BG:Demokratik Mücadele Devam Edecek

<P>Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler CTP-BG eski genel merkez binasında bir basın toplantısı düzenleyerek hükümetin milletvekili sayısının 25'e düşmesini ve diğer gelişmeleri değerlendirdi.</P>

Yayın Tarihi: 19/03/10 10:43
okuma süresi: 6 dak.
CTP-BG:Demokratik Mücadele Devam Edecek
A- A A+

Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler, CTP-BG eski genel merkez binasında bir basın toplantısı düzenleyerek hükümetin milletvekili sayısının 25'e düşmesini ve diğer gelişmeleri değerlendirdi. Açıklamanın tam metni ise şöyle:

Değerli Basın mensupları, Derviş Eroğlu'nun oluşturduğu hükümet on bir ayını doldurdu… Bir yıl önce vaatler ve sözler vererek oy toplayan Eroğlu, Başbakan olduktan sonra vaat ve sözlerini inkâr edip "yapmayacağım" dediklerini yaparak ilkesiz davrandı.

Bir yıl önce, 16 Mart 2009'da, televizyondan da naklen yayınlanan bir toplantıda, "Başbakanlık'ta ilk yüz gün" projesini anlatırken, Eroğlu "Napolyon'un dediği gibi para para yerine, biz ekonomi ekonomi diyerek işe başlayacağız" demişti.

Eroğlu başbakanlıkta üç defa yüz gün geçirdi ama "ekonomi" dediğini duyan olmadığı gibi, Türkiye'den sürekli para istediğini de duymayan kalmadı. Geçen bu süre içinde ekonomi ile ilgili hiçbir projesi ve kapasitesi olmadığı ortaya çıkarken, aybaşı memur maaşlarını ödeyememesinin nedenini de Türkiye'den istediği paranın zamanında gelmemesiyle izah etti.

Eroğlu'nun ilkesiz icraatları ile ilgili birçok örnek vermek olası. Ancak, en azından Sayın Tahsin Ertuğruloğlu'nun UBP üyeliğinin sona erdirilmesiyle başlayan yeni süreçte olsun ilkeli davranılması, demokrasi için önemliydi.

Sayın Ertuğruloğlu'nun UBP ile ilişkisinin kesildiğini Meclis'e tüm ayrıntıları ile yazarak bildiren UBP'nin ayrıca bu nedenle UBP hükümetinin mecliste artık çoğunluğu kalmadığını; Başbakan Eroğlu'nun meclis çoğunluğuna sahip yeni bir hükümet kurmak için Başbakanlıktan istifa edeceğini de bildirmesi, hemen ardından da istifa mektubunu Sayın Cumhurbaşkanına sunarak, meclis çoğunluğuna dayalı yeni bir hükümet kurulması için demokratik sürecinin önünü açması gerekirdi.

Şu anda, meclis çoğunluğuna sahip olmadığı için istifa etmiş olması gereken hükümet, "26'yı bulun ve hükümeti düşürün" söylemi ile demokratik eğilimlere ters bir tutum içinde icraatta kalmaya çalışmaktadır. İcraatları da partizanlık yapmak, çalışanları işten atmak, kendi partililerini istihdam etmek, kendinden olmayanlar üzerinde baskı ve terör estirmekten öte gidemiyor.

Değerli Basın Mensupları,

Eroğlu, istifa edip yeni bir hükümet kurulmasına olanak vermesi gerekirken, kendine koalisyon ortağı arayışlarını sürdürmektedir. Bu da bir ilkesiz tavırdır. Hem başbakandır, hem de yeni bir hükümet kurmak için ve Cumhurbaşkanı'ndan görevlendirme almadan koalisyon ortağı arayışı içine girmekte ve pazarlıklar yapmaktadır.

DP ile yapılan bu girişimler de ilkesizlik niteliği taşımaktadır. Kısa süre önce, Garantiler konusunda Meclis kararı alınması sırasında DP, liderlerin sürdürdüğü görüşmelerin kesilmesini kararını üretmek için Meclis'e öneri sundu, UBP de buna ret oyu kullandı.

Şimdi Eroğlu, DP ile ortaklık kuracak ve Kıbrıslı Türklerin yarım asırlık sorununa çözüm bulmak için sürdürülen görüşme sürecine kendilerinin devam edeceğini söylerken, DP de bir an önce vazgeçilmesini talep ediyor. Bu kadar yaşamsal bir konuda bu kadar birbirine zıt iki politik tutumun, hiç yokmuş gibi ve sırf hükümette olmak için bir araya gelmesi ne kadar ilkeli bir davranıştır?

Sayın Serdar Denktaş'ın bu konudaki açıklamaları da ilginçtir. Koalisyon değil, iktidar ortaklığı yapacakmış, yani hükümeti eşit ortak olarak bölüşmek istiyor. Ve ayrıca "Eroğlu dış politikadan anlamaz, bu işleri bilmez, eğer Cumhurbaşkanı seçilirse ben hükümette görev almayıp onun dış politika koordinatörü olacağım" diyor…

Yani Kıbrıs sorunu görüşme süreci Serdar Denktaş'a emanet edilecek! O Serdar Denktaş ki, "görüşme masasını terk edelim" diye Meclis'e öneri sundu… Bu konu, Kıbrıslı Türkler için herhangi bir konu değildir; Kıbrıs'ın geleceği için herhangi bir konu değildir; Türkiye için herhangi bir konu değildir. Ama tek derdi makama gelmek olanlar, Kıbrıslı Türklerin en hassas ve önemli konusunda bu kadar çelişkili ve ilkesiz davranabiliyorlar…

Değerli, Basın mensupları,

Cumhurbaşkanı seçilmek veya hükümet olmak uğruna, ülke demokrasisinin ve politika ilkelerinin erozyona uğradığı bir dönemden geçiyoruz… Buna geçit vermemek Kıbrıslı Türklerin elinde. Geleceğini kurtarmak ve kurmak Kıbrıslı Türklerin elinde. Kişisel politik gelecekler için Kıbrıslı Türklerin sosyal, ekonomik ve politik geleceğini feda edebilenlere karşı demokratik mücadele, Kıbrıslı Türklerin deneyimli olduğu, CTP-BG'nin her zaman öcüsü olduğu bir demokratik mücadele alanıdır.. Demokratik mücadele devam edecek…
Eroğlu bugün değilse yarın istifa edecek, kaçarı yok… Ve Kıbrıs sorunu görüşme süreci Serdar Denktaş istese de istemese de, Kıbrıslı Türkler 23 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Kıbrıs Rum lideri ile imzaladığı ve 1977-79 doruk antlaşmalarına da çerçeve sağlayan, Türkiye Cumhuriyetinin de bütün kurumları ile desteklediği temelde, BM şemsiyesinde süren görüşmelerde adil ve kapsamlı bir çözüm istediği için, devam edecek…

CTP-BG olarak bu konulardaki öncü siyasetimizi, aynı düşüncedeki diğer siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile birlikte sürdüreceğiz.
Teşekkür ediyorum…

CTP-BG

Genel Başkan

Ferdi Sabit Soyer

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.