Ali Çetin Amcaoğlu: "Sorun federal çözümde değil, Rumlarda"

'Can Sarvan'la Sabah Postası' programına bu sabah konuk olarak katılan Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa milletvekili ve UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Ali Çetin Amcaoğlu'nun Sarvan'ın sorularına verdiği cevaplar şöyle oldu:

'Yıllardır UBP içindeyim. Bu ülkenin en köklü siyasi partisi olarak UBP'de parti içi demokrasi çalıştırılır. Partimizin parti meclisi toplantılarında zaman zaman Sayın Eroğlu'nun ve bazı bakanların eleştirildiğine defalarca tanık oldum. Sayın Eroğlu'nun eleştirilere anlayışla yaklaştığını da gayet iyi biliyorum. Gerek Tahsin Ertuğruloğlu'nun gerek Talat'ın benzetmeleri son derece yakışıksızdır. UBP'de 'tek adam' vardıysa Tahsin Ertuğruloğlu idealist bir kişiliği varsayımından haraketle neden yıllarca hiçbir sorun yaşamadı ve partinin görevlerini kabul etti? Sayın Talat'ın IV. Murat benzetmesine cevaben asıl sayın Talat'ın tek adam rolünü oynayarak Saray'da ve ekibinde CTP görüşlerine hakim olan bir ekip kurduğunu söylemek isterim. UBP'nin % 44 oyla iktidarı kazanması sonrasında sayın Talat'ın durumu tekrar gözden geçirmesi ve görüşme heyetine UBP görüşüne hakim insanları da katması gerekiyordu.'

'Cumhurbaşkanı her kesimin ve her düşüncenin cumhurbaşkanı olmalıdır. Yeni oluşturulacak kadrolarda ve müzakere heyetinde CTP'ye yakın ya da CTP görüşlerine hakim görüşten birileri olabilir. Kurallar belirlenir, kurallarla uyumlu çalışabilecek nitelikte kişiler de heyete alınabilir.'

'Seçim dönemlerinde baskı asıl CTP döneminde yaşandı. Ben bizzat yaşadım. Kardeşim soyadından ötürü Toprak Ürünleri Ofisi'nden 2 yıllığına işten atıldı. Maliye Bakanlığı Bakanlık Müdürü olan abimin oğlu Olgun Amcaoğlu sürgün edildi. Resen vergilerle halk baskı altına alındı. Kıbrıs gazetesine 9 trilyon resen vergi kesildi. Bu tehdit değil mi? UBP evleri gözetliyormuş. Elbette gözleyecek. CTP'den birinin girdiği eve UBP'li biri giremez mi? Parti teşkilatı yaptığı çalışmalarda ikna süreçleri işler. Hükümet baskısı zaten yoktur. Parti teşkilatları bulundukları bölgelerde insanları oy vermeye ikna etmeye çalışır. Bunu yaparken tehdit etmez. Tehdit gören varsa çıksın açıklasın. Varsayımlarla, televizyonlara isimsiz bağlanarak konuşan kişilerin oynadığı oyunlar bunlar. Asıl bunları yapanlar IV. Murat'dır, VIII. Hasan'dir. IX. Hüseyin'dir!'

'Kıbrıs meselesi sadece Kıbrıslı Türkleri ve Rumların çözebileceği bir mesele değildir. Garantör ülkeler var. Biz elbette görüşmeleri Türkiye ile uyum içerisinde yürütmek zorundayız. Hem tanınmamış bir ülkeyiz hem ekonomik sıkıntılarımız var. Savunma konusunda Türkiye bize büyük katkıda bulunuyor. T.C. Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu son beyanatında yeni bir ortaklık devletinden bahsediyor. Hristofyas ise Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yeniden yapılandırmaktan söz ediyor. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki haklarımızda bile feragat etmemizi istiyor. Kıbrıslı Türkleri yama yapacak politikalar izliyor. Biz Rum tarafının tavrını eleştiridikçe anlaşma istemediğimiz sanılıyor. Sorun çözüm modelinde, federal çözümde değildir. Rum politikalarına güvenmiyoruz. Sorun budur. Masada toprak konusu görüşülecek, AİHM'e gidip dava açıyorlar. Rum Meclisi garantilere gerek yok diye bir karar alıyor. 60 Anayasası'nda da garantiler var halbuki. Sürekli bir şey talep ediyorlar.'

'Tahsin Bey doğru yapmadı. Ne talep ettiği haklı bir talepti ne de sonraki açıklamaları. Siz bir makam talep edeceksiniz ve onu alamayınca bunları yapacaksınız. Bunca yıl her şey güzeldi, istediğini alamayınca kötü oldu. Bu tür olaylar halkın siyasetçiye olan güvenini azaltıyor. Siyasete güven azaldıkça insanlar siyasetten uzaklaşıyor.'

'UBP'ninn seçim bütçesi araba piyangosu, düzenlenen balolardan elde edilen gelirlerden ve milletvekili sayısına göre devletin yaptığı katkıdan oluşuyor. UBP bugüne dek her seçimi borçla kapatmıştır. İlçe Başkanı olarak söylüyorum hiçbir poster ve pankart için para vermedik. Çünkü para isteyen olmadı. Binaların üzerinde gördüğünüz pankartlar halkın ve UBP'lilerin kendi isteği ve desteği ile asılmıştır. Sayın Talat'ın poster ve pankartları içinse 3 bin TL'den 10 bin TL'ye kadar para teklif edildiğini duyduk. Bizden kimse para istemedi. Lefkoşa genelinde 2-3 yeri ofis olarak kiraladık sadece.'

'Biz haddimizi ve yetkilerimizi biliriz. Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimlerden zaferle çıkacağız diye ne istersek yapacağız gibi bir anlayış söz konusu olamaz'.