Talat: KKTC`yi satmak ne kelime, ancak yüceltiriz

Talat, İskele bölgesi ziyaretinin son durağı olan Dipkarpaz köyüne büyük bir konvoy eşliğinde girdi. Köy halkı Talat'ı "Liderimiz Talat" sloganları, çiçekler ve bayraklarla coşku içinde karşıladı. Talat'ın seçim otobüsünden inişi sırasında adeta izdiham yaşandı. Talat'ı kucaklamak ve öpmek için birbiriyle yarışan Dipkarpazlılar nedeniyle, Cumhurbaşkanı konuşma yapacağı salona ilerlemekte zorlandı.

Demokrat Parti, Toplumcu Demokrasi Partisi, Özgürlük ve Reform Partisi ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Gençlik Kolları otobüsten inişinde Cumhurbaşkanı Talat'a birer buket takdim etti.

Cumhurbaşkanı Talat'ın konuşmasını dinlemek üzere spor kulübüne toplanan Dipkarpaz halkı, binaya sığmayarak dışarıya taştı.

Cumhurbaşkanı Talat, Dipkarpaz halkına hitaben yaptığı konuşmada, 18 Nisan seçimlerinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, KKTC vatandaşlarının ve Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinin kaderinin belirleneceği seçim olduğunu vurguladı.

Halkın, dün veya dünya arasında bir seçim yapması gerekeceğini belirten Cumhurbaşkanı Talat, "Dün çok ciddi sorunlarla yaşıyorduk. KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası alanda çok ciddi sorunlarla karşı karşıyaydı. Aleyhimize kararlar alınıyordu, aşağılamalarla, saldırılarla karşılaşıyorduk. Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliği eleştiriliyordu, Rum mallarının kullanım kayıpları Türkiye'nin boynuna asılıyordu. Avrupa Birliği Adalet Divanı KKTC'den AB'ye mal ihracını yasaklayan ambargo kararını almıştı. Rum tarafı tüm adayı temsilen AB'ye girmişti. Bu aşağılamalar ve baskılar yıllarca Kıbrıslı Türkleri canından bezdirdi, Türkiye'yi de uluslararası alanda etkin rol oynamaktan mahkum bıraktı," dedi.

Kaybettiğimiz Kıbrıs davasını çözüm politikalarıyla kazanmaya başladık

Talat, Rum tarafının tüm adayı temsilen AB'ye giriş anlaşmasını imzaladığı gün milli Kıbrıs davasının kaybedildiğinin altını çizdi. Kıbrıslı Türklerin kararlı ve istikrarlı bir şekilde çözüm ve barış politikalarını desteklemeleri sayesinde bu kötü gidişatın durdurulduğunu vurgulayan Talat, "Kaybettiğimiz Kıbrıs davasını Türkiye ile birlikte oluşturduğumuz çözüm politikalarıyla kazanmaya başladık. Bu politikalar, kaybedilmiş Kıbrıs davasını yeniden şekillendirip zafer yoluna soktu," dedi.

Türkiye ile büyük bir uyum içerisinde yürütülen çözüm ve barış politikaları sayesinde önemli ilerlemeler sağlandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Talat, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin mülkiyet ile ilgili son kararının önemine dikkat çekti ve bunların barışçı tezlerin uluslararası alanda kabulünü gösterdiğini söyledi.

Denktaş-Eroğlu ikilisi Rum tarafını nasıl tek başına AB'ye soktuysa, ticaret ambargosunu da başımıza onlar sardı

Talat, AİHM'in kararının, müzakerelerde mülkiyet konusu ele alınırken kendilerine ışık tutacağını ifade ederek, Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün Avrupa Parlamentosu'nda görüşülecek olmasının da, Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın ambargo kararını ortadan kaldırmaya yönelik bir adım olduğunu vurguladı.

Talat, "Denktaş-Eroğlu ikilisi Rum tarafını nasıl tek başına AB'ye soktuysa, ticaret ambargosunu da başımıza onlar sardı, Louizidou kararını da. Şimdi onların Kıbrıs Türk halkına kaybettirdiklerini birer birer geri alıyoruz. Bunu sağlayan sizlersiniz, sizin istikrarlı ve kararlı şekilde barış ve çözüm politikalarına verdiğiniz destektir," dedi.

Biz vatandaşlarımızı asla pazarlık konusu yapmadık

Cumhurbaşkanı Talat, Dipkarpaz köylülerinden, Kıbrıs sorununun çözümüyle Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarının geri gönderileceği yalanlarına inanmamalarını istedi. Talat, "Size yalan söylüyorlar. Biz vatandaşlarımızı asla pazarlık konusu yapmadık. Kıbrıs sorunu çözülünce Türkiye kökenli KKTC vatandaşları birleşik Kıbrıs'ın vatandaşları olarak burada kalacaklar, gitmeleri kesinlikle söz konusu değildir," dedi. Talat'ın bu sözleri alkışlarla karşılandı.

Kıbrıs Türk halkı baskıya, teröre asla geçit vermeyecek

Kıbrıs Türk halkına çok şey kaybettiren Denktaş-Eroğlu ikilisinin şimdi yine ittifak kurarak cumhurbaşkanlığına talip olduğunu belirten Talat, "Vatandaşlarımızı keyfi bir şekilde işten atmaya, adeta diktatörlük kurmak istercesine baskılara başladılar. Ama artık yağma yok. Kıbrıs Türk halkı bu sınavı başarıyla geçecek. Baskıya, teröre asla geçit vermeyecek," dedi.

Talat sözlerine şöyle devam etti:

"Düşünebilir misiniz? Cumhurbaşkanı'nın bir toplantısı için Boğaztepe'deki izci tesisini açmadılar. Baskıyı, pervasızlığı düşünün. Bir de maazallah cumhurbaşkanı olursa 4. Murat'ı geçer," dedi.

Cumhurbaşkanı Talat, bir Dipkarpaz köylüsünün"Gençliğimizin ekmek parasıyla oynuyorlar. 19 Nisan'da cumhurbaşkanı olduktan sonra bu baskılar için önlem alacak mısınız?" sorusuna, "Hep birlikte el ele, gönül gönüle bunlara karşı mücadele edeceğiz, bunlara geçit vermeyeceğiz," karşılığını verdi.

KKTC'yi satmak ne kelime, ancak yüceltiriz

Talat, KKTC'yi satacağı iddialarını da cevaplayarak, "Lafa bakın. KKTC'ye, Türkiye ile saptayıp yürüttüğü politikalarla görünürlük kazandıran, aşağılanmaktan kurtaran biz, KKTC'yi satmak ne kelime, ancak yüceltiriz," dedi.

Cumhurbaşkanı Talat, bilinçli Dipkarpaz halkının, KKTC yurttaşlarının, KKTC'nin ve Türkiye'nin aydınlık geleceği için 18 Nisan'da dünyayla bütünleşmeye devam diyeceğine inandığını vurguladı.

Talat, Eroğlu'na birlikte televizyona çıkma çağrısını Dipkarpaz'da da yineledi ve "Onu tekrar karşıma çıkmaya çağırıyorum, hodri meydan," dedi.

--
Mehmet Ali Talat Seçim Komitesi
Basın Bürosu