Talat: KKTC'yi lağvedecekmişim. Bu akıl dışı.

Cumhurbaşkanı Talat, Esentepe'de kendisini "Talat nerede biz oradayız" sloganları ve bayraklarla karşılayan coşkulu bir grup eşliğinde köyde yürüyüş yaptı ve yol üzerindeki vatandaşlara ve esnafa seslendi.

Gittiği tüm köylerde çiçeklerle karşılanan Talat'a ziyareti boyunca Emekli Tuğgeneral Salih Cengaver Cem de eşlik etti. Seçim otobüsünün geçtiği yerlerde ise insanların sevinçle otobüse el salladıkları gözlemlendi.

Seçimlerde Kıbrıslı Türklerin kaderi belirlenecek

Cumhurbaşkanı Talat, köylerde kendisini dinlemek üzere toplanan bölge halkına yaptığı konuşmalarda, 18 Nisan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir dönüm noktası olduğunu vurguladı ve önümüzdeki beş yılda Kıbrıslı Türklerin kaderinin belirleneceğini ifade etti. Talat, "Bu beş yılın nasıl şekilleneceği bu seçimlerde ortaya çıkacak. Ya eski, karanlık, tecrit edilmişlik yıllarına döneceğiz, ya da dünyaya doğru ilerlemeye devam edeceğiz," dedi.

Talat, son beş yılda elde edilen kazanımların, Türkiye ile oluşturulup yürütülen, dünya ile bütünleşme politikalarının armağanı olduğuna dikkat çekti. Talat, bu politikaların, Kıbrıs'ta çözüme ve geri döndürülemez kalıcı barışa ulaşana kadar devam edeceğinin altını çizdi.

AİHM'in kararı çözümsüzlük çözümdür politikalarına verilen cevaptı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin mülkiyet ile ilgili son kararına değinen Talat, bu kararın siyasi nedenlerle oluştuğunun altını çizdi. Talat, Annan Planı'nda sadece eşdeğerciler ve geliştirme yapanların hakları tanınırken, bu kararla birlikte kullanıcıların haklarının da tanındığını, ve mahkemenin, kullanıcının da mal sahibi kadar hak sahibi olduğuna karar verdiğini vurguladı. Talat, "Louizidou kararı bu kararın tam tersiydi. 12 yıl önce alınmış olan o karar, 12 yıl sonra alınan kararın tam tersiydi. Çünkü o zamanki politika, Denktaş ve Eroğlu'nun çözümsüzlük çözümdür politikasıydı. Ve Louizidou kararı AİHM'in o politikalara verdiği cevaptı. Bugün ise çözüm politikaları güttüğümüz için tam tersi bir karar çıktı. Evet, bunlar hukuki kararlardır, ama unutmayın, hukuku yapan da siyasettir," dedi.

AP doğru politikalarımızı onore etmek için Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nü ele aldı. Talat, Denktaş-Eroğlu ikilisinin uygulamalarıyla Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği'ne mal ihracatının imkansız hale getirildiğini, ancak bugünkü doğru politikaları onore etmek için Avrupa Parlamentosu'nun Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nü ele aldığını vurguladı. Talat, "Bu politikalardan vazgeçtiğimiz taktirde ve Denktaş-Eroğlu ikilisinin yarattığı şartları yeniden yarattığımız taktirde, kazanımlarımız ortadan kalkar," dedi. Talat, böyle bir durumun ceremesini ve bedelini sadece Kıbrıslı Türklerin değil Türkiye'nin de ödeyeceğinin altını çizdi ve Kıbrıs sorununun Türkiye'nin önüne ciddi bir engel olarak çıkacağını ifade etti. Talat, Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin birinci maddesi olmasına rağmen, Türkiye'nin çözüm istemesi ve bunu tüm dünyaya göstermesi nedeniyle, Güvenlik Konseyi üyesi olabildiğini hatırlattı.

Dünya ile bütünleşme politikalarına devam edersek, KKTC ve Türkiye'nin geleceği aydınlıktır

Talat, sözlerine şöyle devam etti:

"Kıbrıslı Türkler eskiyi de yaşadı, bugünü de. Dünya ile bütünleşme politikalarına devam edersek, KKTC ve Türkiye'nin geleceği aydınlıktır. Şu ana kadar elde ettiklerimizi kaybetmeden yola devam edeceğiz ve bu yolda yürürken dünya da bize doğru adım atmaya ve açılımlar yapmaya devam edecek."

Talat, çözüm politikalarının devam etmemesi halinde bunun Kıbrıs Türkünü felakete sürükleyeceğini çünkü Kıbrıslı Türklerin tanınmamış bir devletin halkı olduğunu vurguladı.

"KTC'yi lağvedecekmişim, satacakmışım... Bu akıl dışı iddialar sadece bugüne kadarki kazanımlarla bile sıfırla çarpılıyor. Bizi eleştirmek yerine teşekkür etmeleri, tebrik etmeleri lazım."

Talat kendi ile ilgili ortaya atılan bazı iddialara da yanıt verdi ve şöyle dedi:

"Talat, KKTC'yi benimsemez, yıkacak diyorlar. Bu kadar akıl izan dışı bir iddia nasıl olur? Ben sizin desteğiniz ve iradenizle, KKTC'yi ne noktadan alıp ne noktaya getirdiğimi her zaman herkesle tartışabilirim. Ben, halkımın iradesiyle, KKTC'yi Denktaş-Eroğlu politikaları yüzünden yerlerde sürünen, aşağılanan, kınanan bir noktadan aldım ve eleştirilmeyen, saygıyla karşılanan bir hale getirdim. Hiçbir zaman Kıbrıslı Türklerin meşru haklarından taviz vermedim, aksine tescil ettirdim. Dönüşümlü başkanlık bugüne kadar hiçbir Rum liderin kabul etmediği bir şeydi. Pratikte siyasi eşitlik bugüne kadar Rum tarafının kabul etmediği bir şeydi. Ben tüm bunları tescil ettirdim. Egemenliğimizin iki eşit halktan kaynaklanması gerektiğini ortaya koydum ve hiçbir tarafın diğerini hakimiyeti altına alamayacağını tescil ettirdim. Haklarımızı 1960'ın çok ötesine taşıdık. Kıbrıslı Türkler federal devletin eşit ortağı olmanın yanında, kendi kurucu devletlerinde de kendi yasama, yürütme ve yargı yetkilerine sahip olacaklar. Kendi kendilerini yönetme hakları uluslararası alanda tescil edilmiş olacaktır. Kıbrıs Türk devletinin Brüksel'de temsilciliği olacak örneğin. Ve ben KKTC'yi lağvedecekmişim, satacakmışım. Bu akıl dışı iddialar sadece bugüne kadarki kazanımlarla bile sıfırla çarpılıyor. Bizi eleştirmek yerine teşekkür etmeleri, tebrik etmeleri lazım."
--
Mehmet Ali Talat Seçim Komitesi
Basın Bürosu