Elcil: Maaş Mücadelesi Değil Direniş

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası'nın (KTÖS) üyeleri ile Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) öğrencileri, kendilerine destek veren sendika ve siyasi parti temsilcileri eşliğinde "AÖA Direniş Çadırı"ndan Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na yürüdü.

Basın açıklaması yapılarak tamamlanan eyleme Basın-Sen, Dev-İş, Emek-İş, Devrimci Genel-İş, Çağ-Sen, Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) ile Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) destek verdi.

Günlerdir birçok okulda grev uygulayan ve bu çerçevede bugün 52 okulda grev yapan KTÖS, "bir iyi niyet gösterisi" olarak yarın sadece Lefkoşa merkezdeki 5 okulda greve çıkacak.

YARIN GREV YAPILACAK OKULLAR

Sendika yarın 9 Eylül, Şehit Ertuğrul, Şehit Tuncer, Şehit Yalçın ile Çağlayan İlkokullarında gideceği grevi, 08.00-12.00 saatleri arasında gerçekleştirecek.

Eylemlere neden olan Yakın Doğu Üniversitesi'ne (YDÜ) Okul Öncesi Eğitimi Öğretmenliği Bölümü için "ön izin" verilmesiyle ilgili imza geri alınmadığı veya Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ), Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ)'de açılan aynı bölümlerde olduğu gibi bu bölüme Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) vatandaşı alınmaması kuralı getirilmediği sürece eylemlerin artarak devam edeceği bildirildi.

KTÖS Başkanı Güven Varoğlu, Hükümet'in yarın yapılacak iyi niyete karşılık vermemesi halinde Perşembe günü tüm okullarda bir günlük genel greve gidilip miting yapılacağını açıkladı. Varoğlu, mitingin saat ve yeri hakkında daha sonra açıklama yapılacağını belirtti.

Varoğlu, Bakanlık önünde yaptığı konuşmada, talepleri bir kez daha yineleyerek, bunlar yerine gelmeden eylemlerin durmayacağını söyledi. Güven Varoğlu, imza geri çekilene veya diğer üniversitelerdeki uygulamanın aynısı yaşama geçirilene kadar mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.

Eski adı Türk Öğretmen Kolejli yeni adıyla AÖA'nın kapatılmasına izin vermeyeceklerini anlatan Varoğlu, Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu'nun bakanın imzasından haberi olmadığını söylediğini ileri sürüp bunun kabul edilemez olduğunu anlattı.

"Nasıl haberiniz olmaz sayın Eroğlu, konuyu Mısır'daki sağır sultan duymuşken nasıl haberiniz olmaz" diyen Varoğlu, yapılanların Kıbrıs Türk toplumunun kimliği, kültürü ve geleneklerini ortadan kaldırmaya yönelik komplo olduğunu iddia etti.

Varoğlu, okullardaki öğrenci profilinin değiştirilmesinden sonra şimdi sıranın öğretmen profilinin değiştirilmesine geldiğini ifade ederek, "Buna boyun eğmeyeceğiz" dedi.

Genç öğretmen adaylarını gecenin soğuğunda çadırlara mahkum eden zihniyetin kabul edilemez olduğunu anlatan Güven Varoğlu, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst'e "Ya imzanızı geri alacaksınız ya da bu koltuğu işgal etmekten vazgeçeceksiniz" diye seslendi.

Daha sonra KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, hazırlanan basın açıklamasını okudu.

Basın açıklamasında, Kuzey Kıbrıs'ta rejimin bekçilerinin kamusal alanları devlet eliyle sermayeye peşkeş çekmeyi görev bildiği ileri sürülerek, bunu yapanların adanın bölünmüşlüğünden beslendiği savunuldu.

Açıklamada, özel okullara kaynak aktaran anlayışın, devlet okullarının finansmanı, öğretmen ve velilerin üzerine yıktığı savunularak, "Dağı, taşı, ovayı, denizi, sermayeye peşkeş çekenler, OTEM'i kapatanlar, Hemşirelik Yüksek Okulu'nu YDÜ'ye devrederek, parasız hemşirelik eğitimini halkın elinden aldılar" denildi.

Maliyle Bakanı Ersan Tatar'dan "Hükümet'in hangi özel bankadan 15 trilyon karşılığı kredi aldığı ve bu krediyle okul öncesi öğretmenliği ön izninin bağlantısının olup olmadığı" sorusunu yanıtlanması istenen açıklamada, "Bu izin AÖA'nın kapanmasına varacak sürecin başlangıcıdır" ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, dünyanın her ülkesinde ilkokul öğretmeninin devlet eliyle yetiştirildiği belirtilerek, Kemal Dürüst ve Başbakan Derviş Eroğlu biraz daha kitap okumaya davet edildi.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, basın açıklamasının okumasını tamamladıktan sonra yaptığı konuşmada, YDÜ Kurucu Rektörü Suat Günsel'in "üniversite baronu"; Milli, Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst'ün ise "üniversite baronu Sunat Günsel'in memuru" olduğunu iddia etti.

Elcil, eylemlerin maaş mücadelesi değil, toplumun, kimliği, kültürü ve geleneğine karşı sürdürülen saldırıya direniş olduğunu savunarak, yapılmak istenenin toplumsal mücadelenin öncüsü öğretmenin yapısını değiştirmek olduğunu ileri sürdü.

TAK