Nasıl iki devlet?

Yayın Tarihi: 14/01/08 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Nashua-N.H.-ABD
Artık karar vermek gerektiği anlaşılmalıdır. KKTC ne istiyor? KKTC adı ters gelmeye devam edecek mi? Yoksa bir yere dayanarak yüzmemiz gerektiğini kabullenecek miyiz? Atacağımız adım kapının arkaısnda gibi görünmektedir.

Bir yandan KKTC yetkilileri, öteki taraftan da Anavatan yetkilileri, Birleşmiş Milletlerden sürekli olarak görüşmelerin başlamasını istemektedirler. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD'de yaptığı temaslarda sürekli olarak ''Kıbrıs'ta görüşmelerin başlamasını'' gündemde tuttu. BM Genel Sekreteri ile yaptığı görüşmede ise Kıbrıs görüşmelerini hedef olarak aldı ve masaya getirdi. Oradan çıkan dolaylı koşul sonuç, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti'nndeki Başkanlık seçimlerinin sonuçlanması idi.

Anlaşılıyor ki Rum Halkı nerede ise seçimlerde kullanacağı oyu şimdiden belirledi. Rum kaynaklarına dayanılarak verilen haberlerde, Papadopulos-Hristofyas arasında sıkışıp kalan sonuç, bir yerde ikinci hafta seçmenlerinin peşinen karar verdiklerini bile göstermektadir. Yapılan anket doğruyu yansıtıyorsa, ciddi olatrak yapılmışsa, seçimi baskı altına alma nedenine dayanmıyorsa, AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas ikinci hafta, Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti Başkanlık seçimini kazanacak görünmektedir. Bu elbette son dakikada seçimi etkileyecek bir olayın yaşanmamasına bağlıdır.

İşte bu bağlamda KKTC'de kararlılık gerekmektedir. Ev ödevimizi tartışarak yapmaz, Annan plânında olduğu gibi büyük bir kesimi gelişmelerden bilgisiz kılar veya daha değişik anlamıyla gerçeklerden uzak tutarsak, başarı şansı ortadan kalkar. Çünkü KKTC ve Türkiye'de Kıbrıs konusunda taraf olanların, aynı safta olmadıkları artık bilinmektedir. Ankara'da Hükümet ve Meclis bile aynı safta görünmemektedir. Nerede kaldı ki KKTC'de parçalanmış durumda olduğumuzu saklamaya gerek yoktur. Ama dayatma yapılamayacağı da bellidir. Hele hele Ankara'da AK Parti'nin iktidara geldiğinde bugünkü politikaya karşı tavrı olduğunu anımsarsak...

Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, AKİS programındaki açıklamalara parlel olarak Türkiye'den dönüşünde ''İki devlet'' sözcüklerini de içeren açıklama yaptı. Buna paralel olarak Türkiye medyası temsilcileriyle görüşerek Kıbrıs konusundaki gelişmeler hakkında bilgi vermişti. ''İki Devlet'' son zamanlarda AK Parti Hükümetince sık sık kullanılmaktadır. Yetkililer KKTC ziyaretlerinde farklı açıdan olsa da ''İki Devletten'' söz etmişlerdir. Yani çözüm iki devlete dayanacaktır.Ama? İşte burada ama diyerek sorulacak bin soru vardır. Annan Planındaki iki devletten mi söz ediyoruz? Yoksa KKTC ve KRC'inden mi söz ediyoruz?Temelde iki bağımsız Cumhuriyet mi olacaktır? Yoksa eyalet sınırında yetkilerle donatılmış iki devletten mi söz edilecektir?

Tepkilere bir örnek alayım: Birleşik Kıbrıs Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Abdullah Korkmazhan, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın, Kıbrıs sorununa çözüm modeli olarak "Statüsü eşit iki devlet"ten bahsetmesinin, "Türkiye egemen çevreleri ile birlikte hareket ettiğinin açık bir ilânı olduğu" görüşünü ileri sürdü. Korkmazhan yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununun çözüm temelinin federasyon olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın, Ankara ziyaretinden sonra, çözüm için yeni bir tarif yaparak "Statüsü eşit iki devletten" bahsettiğini belirterek "Sayın Talat, iki devletten bahsederek, Kıbrıslı Türklerin federal çözüm yanlısı iradesini ayaklar altına almakla kalmamış, bu güne kadar söyledikleri ve yaptıkları ile de çelişir bir tutum sergilemiştir" ifadesini kullandı. Hatta daha ileri giderek, "Nihai bölünmenin olması ve Tayvanlaşmanın gerçekleşmesi için, bu tür söylemlerle Federal çözüm temelinin ortadan kaldırılmak istendiğini" savunan Korkmazhan, şubat ayından sonra başlayacak olan görüşme sürecini "şimdiden berhava edilmeye çalışıldığını" ekledi.

Öte yandan Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nden verilen bilgiye göre Başbakan Ferdi Sabit Soyer, Kanal T'de, Hükümetin Kıbrıs konusundaki görüşünü özetledi.Soyer, siyasal olayların değerlendirilirken esas ve asıl olan haklılığın sorgulanmadığını söyledi. Türk tarafının Kıbrıs sorununun çözümündeki politikasının, ''İki kurucu devletin'' eşitliğine, iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı bir ortaklık olduğunu ifade etti.

Ana muhalefet partisi Ulusal Birlik Partisi ise ''İki bağımsız devletten'' söz etmekte, sonuçta bu iki bağımsız egemen devletin bir araya gelebileceğini işaret etmektedir. Türkiye içinde de bu konuda iki kutup vardır.

Yukarıdan aşağıya kadar ''İki Devlet'' vardır ama herkesin kastı farklı görülmektedir. Onun için Kıbrıs görüşmelerinden önce bir karara vermek gerekir diyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.