Lütfen bu yazıyı içinize sindirerek okuyunuz ve kader demeyiniz

Yayın Tarihi: 08/02/08 00:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+

Haftayı kapatırken bugün köşemi değer verdiğim bir yazar dostumun yazısına ayırdım. HÜSEYİN MÜMTAZ, iyi bir Komutan olduğu kadarıyla, iyi de bir Yazar. Olanak olsa tüm yazılarını sizlere aktarmak isterdim. Ama Kıbrıs konusunu da kapsayan bu yazısını olsun sunmakta kararlıyım. Komutan-Yazar dostumun bu yazısının başlığı şöyle: "KIBRIS'I UYDURAMADIK;BATI TRAKYA VERELİM". İşte önem verdiğim bu yazı:

"Kıbrıs meselesinin "inceldiği" yer neresi biliyor musunuz? Annan Planı..

Annan Planı; Türkiye'de de, Kıbrıs'ın kuzey ve güneyinde de, Yunanistan'da da, AB ve ABD'de de eteklerdeki taşların dökülmesine, safların ayrışmasına yardımcı olmuş, bir tür turnusol kâğıdı görevi görmüştür.

Üç gün önce Karadeniz'in bir ilçe eczanesinde "KKTC vatandaşı bir Karadenizli ihtiyar" ile iki satır lâfladım. 74 sonrası oraya göçmüş ve KKTC vatandaşı olmuş.
"Referandum'da evet dedim" dedi.
"Neden?" dedim.
"AB vatandaşı olacaktık" dedi.
İhtiyar, bir hamlede KKTC'yi satmış, KKTC sırtından asıl TC'yi de satmış, Türkiye'nin alınmadığı, asla alınmayacağı bir AB'ye KKTC'nin sırtında kapağı atmak istiyordu.
Şimdi Çaykara'nın o dağ köyünde ne rüyası görüyor bilmiyorum..

Ama gördüğü rüyada yalnız olmadığını Mümtaz Soysal 4 Ocak 2007 günü yazdı.
"Halk yığınlarının anladığını devletin başında bulunan Talât niçin anlamaz?
Ağır basan, Türkiyesiz de olsa bir an önce AB'ye kapağı atmak mıdır?
Türkiye'den kopmak mıdır?
Askerden kurtulmak mıdır?"
Hiç kuşkunuz olmasın, evet öyledir..Tüyleriniz ürperse de öyledir.Yalnız çarıklı erkânı harp ihtiyarın bilmediği, Talât'ın ise ısrarla görmezden geldiği gerçeğin yüzü başka..

Yunanistan 25 yıldır AB üyesidir. Doğal olarak "Türk asıllı" Yunan vatandaşı Batı Trakyalılar da öyle..Aynen Annan Planının Kıbrıs Türklerine; AB üyesi Rum devletinin yanında sığıntı olarak biçtiği role uygun bir şekilde onlar da 25 yıldır güya "AB vatandaşıdırlar".Ama nasıl AB vatandaşıdır "Batı Trakya Müslümanları"?Hadi Yunanistan'ın batısı ile doğusu olan Batı Trakya'daki gelişmişlik ve fert başına düşen neredeyse beşte dört oranındaki farkı bir kenara bırakalım.

Fakat Ocak ayında İstanbul Kültür Üniversitesi'nin düzenlemiş olduğu "Balkan Konferansları Dizisi"ne katılmak için İstanbul'a gelen İskeçe'nin 38 yaşındaki genç milletvekili Çetin Mandacı'nın söylediklerine kulak asmamak olmaz.
Ne dedi aslen Kardiyolog doktor olan Milletvekili Mandacı?
"Geçmişte adında Türk sözcüğü geçtiği için birçok derneğimiz kapatıldı. Bugünse Müslüman olarak kendi dini liderimizi, müftümüzü seçemiyoruz. Yönetim, halkın seçtiğini tanımıyor."
Yunanistan'ın Türkiye gibi laik bir ülke olmadığının altını çizen Mandacı, "Azınlık olmamız dolayısıyla sahip olmamız gereken haklarımız vardır. Ancak zaman zaman bu haklar bize verilmiş zaman zamansa verilmemiştir. Şu anda 2008 yılı itibariyle her ne kadar geçmiş yıllara oranla temel vatandaşlık haklarımızdaki ilerlemenin dışında varolan azınlık haklarındaki sorunlar hala devam etmekte" diye konuşan Mandacı, "Bunların başında Türk kimliğini inkâr etme var. Bu bağlamda adlarında Türk kelimesi bulunan derneklerimiz, 1983 yılından itibaren kapatılmaya başlamıştır. Bunların örnekleri var" açıklamasını yaptı. Azınlıkların eğitim sorununun da hızla kanayan bir yara olmaya devam ettiğini vurgulayan genç milletvekili, 2008 yılında azınlık hakları konusunda en fazla üzerinde durulması gereken konunun eğitim olması gerektiğini söyledi. Mandacı, anaokullarında Türkçe ve Yunanca öğrenim verilmesi konusunda çalışmalarının devam ettiğini belirtti.

Batı Trakya Türkleri'nin atalarından devraldığı, doğup büyüdüğü topraklarda uzun yıllar ağır baskı ve ayrımcı muamelelere maruz kaldığını da açıklamalarında belirten Çetin Mandacı, "İnanılması güç olmakla beraber bu uygulamalar Yunanistan'ın AB'ye katıldığı 80'li yıllarda düzeleceğine daha da şiddetlendi. Türk-Yunan ilişkilerinin genel seyri ile Türkiye'nin tutumunun tarih boyunca Batı Trakya Türk Azınlığı'nın yaşamını yakından etkileyen en önemli faktör olduğunun altını çizen Mandacı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün Yunan tebaası olmamızın yanı sıra AB vatandaşı kimliğini de kazanmış bulunmamıza ve kâğıt üzerinde AB yasalarının da güvencesi altında görünmemize karşın, Yunanistan, Batı Trakya Türkleri'nin Türk kimliğinin ve azınlık haklarının tanınması konusundaki uzlaşmaz tutumunu maalesef en ufak bir yumuşama olmaksızın devam ettirmekte. İki ülke arasındaki gerginlik ve sorunlar tırmandığında Batı Trakya Türkleri'nin yaşamı zorlaşmakta, Türk-Yunan ilişkilerinde düzelme kaydedildiğinde bu durum, halkımızın günlük yaşantısına nispeten olumlu bir şekilde yansımaktadır."

Karamanlis'in bilmem kaç yıl sonra "tabu yıkarak" gerçekleştirdiği Ankara ziyaretinin romanı ileride mutlaka yazılacaktır da ben bu vesileyle Karamanlis'in hem de Ankara'da konu ile ilgili olarak sergilediği bir yaklaşımı aktarmak istiyorum.

Ankara'da "Türk toplumunun seçtiği müftülerin aile ilişkilerini, evlilikleri ve sosyal yaşamı hala şeriat hükümlerine göre yürüttüğünü" belirten Karamanlis, "Bu durum değişirse biz müftü atamaktan vazgeçeriz, seçilmişler müftü olur" dedi.Bir Yunan dışişleri yetkilisi de "AB'de şeriat uygulayan tek yer Batı Trakya, Buna izin veremeyiz" dedi. Peki bunu böyle söyleyen Yunanlıların, "laik" olduklarını, "şeriat uygulamadıklarını" mı zannediyorsunuz? Bakınız Yunan Anayasası nasıl bir anayasadır:
"II. BÖLÜM. Madde 3. Kilise-Devlet İlişkisi. Yunanistan'daki din, Hz.İsa'nın Doğu Ortodoks Kilisesi dinidir. Baş olarak efendimiz Hazreti İsa'yı tanıyan Yunanistan Ortodoks Kilisesi ile Konstantinopolis'deki büyük kilise ve aynı konumda olan bütün Hristiyan kiliseleri arasında inanç bakımından ayrılmaz bir bağ vardır. "
"III. FASIL. Madde 105. Aynaroz'un Statüsü. .. Aynaroz Evrensel patrikhane'nin doğrudan yetkisi altında bulunmaktadır….Aynaroz rejimlerinin detayları ile çalışma şekilleri…..Evrensel patrikhane ile Yunanlıların Meclisinin onayladığı Aynaroz Nizamnamesi ile belirlenir……Aynaroz'un Yönetim Nizamnamelerine tam olarak uyulup uyulmadığı, dini yönüyle Ekümenik patrikliğin yüksek murakabesi, idari yönüyle de ….Devlet'in gözetimi altındadır."

Ya işte böyle sevgili okuyucu..
Anayasası'nda "Konstantinopolis'teki büyük kilise"ye atıfta bulunan, Aynaroz'u "evrensel patrikhane"ye bağlayan Yunanistan Batı Trakya Türklerinin, kendi müftülerini Lozan'a göre seçmesinin şeriat uygulaması olduğundan bahisle "AB coğrafyası içinde izin verilemeyeceğinden" dem vurmaktadır.
Bu işin "Müslümanlık" bölümü.."Türklük" ile ilgili bölümü de yine bir Yunan Gazetesinden okuyalım., 31 Ocak 2008 tarihli Elefteros Tipos gazetesinde yayınlanan yorum şöyle:
"Başbakanımızın Türk meslektaşıyla kısa süre önce Ankara'da yaptığı görüşme sırasında, Türkiye Başbakanı, Yunanistan'da yaşayan 150 bin –soydaşlarından- söz etti. Özellikle Trakya'da yaşayan Müslümanları kastettiği açıkça ortadadır. Halbuki E. Pittard, N. Beldiceanu, B. Slot gibi bilim adamları, ülkemizdeki Müslümanların -İslamlaştırılan yerliler- olduğunu kanıtlıyorlar.

Ayrıca söz konusu nüfus, bugün kendilerini Roman olarak adlandıran Mısırlı ve Hindistanlı Çingeneler ile farklı dine ait Çingeneler olmak üzere üçe ayrılan kişilerden, Pomaklardan ve Türk olduklarını düşünenlerden ibarettir.
Yaklaşık olarak bir asır önce yaşayan Yorgos Skalieris, Roman ve Pomaklar dışındaki çok nüfuslu topluluğu -Türk olduklarını düşünenler- olduğunu söylemişti".
En basit bir şekilde izah edeyim.Kıbrıs'taki Türk futbol takımlarının adı "mücadele yıllarında" konulmuştur; TÜRK OCAĞI LİMASOL, BAF ÜLKÜ YURDU, MAGOSA TÜRK GÜCÜ..

Hiçbir şeyden değilse sevgili Kıbrıs Türkleri, önce bu isimlerden vaz geçeceksiniz. Örnek Şekil A: "İskeçe Türk Gençler Birliği'nin tabelası, içinde Türk ismi geçiyor diye indirildi ve izin verilmedi.
Bunu hazmederseniz sıradaki sorun, "zorla İslamlaştırılmış ve kendini Türk zanneden, hadi yumuşatarak söyleyelim, Romanlar olup olmayacağınızı kabule" gelecektir.
Ben demiyorum, Yunan gazetesi Elefteros Tipos diyor.
Bugün Elefteros Tipos böyle derse; yarın "müstakbel gazeteleriniz" Filelefteros, Haravgi ve Politis'in ne yazacağını varın siz düşünün. Râzı mısınız? Biliyorum biraz zor ve can sıkıcı ama Lozan'dan tam 85 yıl ve Yunanistan'ın AB'ye girişinden 25 yıl sonra "AB vatandaşı" Batı Trakya Türklerinin durumu ortadadır.

O halde hepin(m)ize iyi AB rüyaları.

"57'İNCİ ALAY HERYERDE..HEPİMİZ 57'İNCİ ALAY'IN NEFERİYİZ

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.