Papadopulos ve Hristofyas, al birini vur ötekine

Yayın Tarihi: 12/02/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Bu hafta Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti'nde başkanlık seçimi vardır. Aylardan beri gündemi işgâl eden bu seçime bulunan kulp, güya kazanana göre Kıbrıs sorununa çözüm bulunup bulunamayacağı belli olacakmış! Yani Thasos Papadopulos kazanırsa, eski EOKA tetikcisinden hayır gelmez, bunca zaman görüşmeye, anlaşmaya yanaşmadı; şimdi de yanaşmaz mı denecek? Ya da Komünist (Eğer o yanı kalmışsa) AKEL'in Genel Sekreteri Dimitri Hristofyas kazanırsa, masaya oturup, anlaşacak ve de adayı birleştirecek mi?...

Ona eklenti de var; Türk askerini adadan çıkaracak, Türkiye ile oturup anlaşma yapacak, kendine göre, ne murad ediyorsa "Yerleşikleri" adadan kovacak ve de Rumların eski yerlerine dönmelerini (Dikkat ediniz Türklerin değil) sağlayacakmış... İngiliz Üsleri şimdilik hedef alınmamış görünmektedir...

Bana sık sık soruldu,"Papadopulos ve Hristofyas arasında ne fark var?" diye...Bakıp görebiliyorsanız fark olmadığını saptarsınız. Her birinin kedine göre oyunu vardır. Her durumda bu oyun Türkü saf dışı bırakmayı öngörmektedir. Oyun, adanın "Rum Cumhuriyeti" yapılması ve Türkün de bu geminin arka tarafında bir yerlere hafifce oturtulmasıdır.

Ha anlaşma yapmazlarsa ne olacak? Hiçbir şey. Ne BM, ne AB ve ne de Anglo-Sakson kulübü, bunları suçlamayacak, "Türkiye ve Türkler, Rumlara yanaşmak için biraz daha ödün versinler denecek...Nereden biliyoruz? Tecrübe ile sabittir. Annan Plânından sonrasını unuttunuz mu?
İşte eski EOKA tetikcisi Thasos Papadopulos, Enosisi başarmakla görevli Yunan lobisinin Avrupadaki başı, Yunanlı armatör Costas Carras gibi uçuk görüşleri olanlardan yararlanarak, bu gemiyi kendi rotasında yürütmek istemektedir. Seçim önerisi olarak ortaya koydukları bu saçmalığa dayanmaktadır.Thasos ne diyor?

" Kıbrıslı Türklşerle görüşmem; ben Türkiye ile işgâlin kalkmasını görüşürüm. Kıbrıs'ta İki bölgeli, iki toplumlu federasyonun kendine göre 'doğru' olanını tarif ederek çerçeve ortaya koymuşmuş! Papadopulos; 15 Kasım 2006 Gambari mektubuna atıfta bulunarak 8 Temmuz'u araç prosedür; 3 doruk anlaşmasını, kararları ve Avrupa ilkelerini de müzakere zemini olarak ortaya koyuyor. Çözüm çerçevesi Kıbrıs(Rum) Cumhuriyeti'nin devamına, Avrupa müktesebatının; 'Kıbrıs vatandaşlarını(Rumları demek istiyor) ikinci sınıf Avrupa vatandaşı haline getirecek' daimi sapmalar olmaksızın, Kıbrıs'ın tamamında uygulanmasına dayandırıyor. Yani iki bölge değil eyalet bile olmayacak bir yapıyı savunuyor.

Ve de Thasos bir de seçim avantası istiyor. Anlaşma olmadan Maraş'ı kapmak istiyor. Önerisinde Maraş'ın Birleşmiş Milletler'e verilmesi ve eş zamanlı olarak, yeniden imarına başlanması yönündeki müzakerelerin başlaması gerektiğine işaret ediyor. 1974'ten hemen sonra federasyon çözümünün kabulünün Rum tarafı için hâlihazırda acılı bir taviz olduğunu söyleyen Papadopulos "iki bölgeli iki kesimli, ancak içeriği doğru bir çözümü hedeflediğini" savundu ama Kıbrıslı Türklerle değil, Türkiye ile görüşmekte kararlı olduğunu öne çıkardı.İşte o savunması:

"Kıbrıs Cumhuriyeti başkanlığı kurumunu; hiçbir şekilde küçümsemiyorum, Kıbrıs Türk toplumu lideriyle görüştüğüm için şâibe altına da sokmuyorum. Kıbrıs Cumhuriyeti başkanı, aynı zamanda Kıbrıs Rum toplumu lideridir ve Kıbrıs Türk toplumu lideriyle Kıbrıs Rum toplumu lideri olarak görüşüyorum. Dahası, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin; uluslararası boyutları olan bir konuda Kıbrıs Türk toplumuyla görüşmesi de yanlış olurdu, çünkü bu şekilde Kıbrıs sorununu bir iç mesele haline getireceğiz ki bu Türkiye'nin değişmez hedefidir. Biz, Kıbrıs sorununun toplumlar arası bir sorun veya Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kıbrıslı Türkler arasındaki bir sorun olduğunu kabul etmiyoruz. Kıbrıs sorunu, her zaman bir istila ve işgal sorunudur ve bunun sorumlusu da Türkiye'dir".

Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yıkmak için Akridas Plânını hazırlayıp uygulayanların başında gelen Papadopulos, kurşunlanıp kuyulara atılan Türklerin kemikleri daha yeni yeni su yüzüne çıkarılırken bile yüzünden utanmıyor ve 44 yıllık Rum Yunan işgalini görmezden gelerek eksik kalanı da şöyle tamamlıyor: " İstilanın bir sonucu olarak Kıbrıs'ta işgal ordusu bulunduğu andan itibaren Millî Muhafız Ordusu'nu işgalciye karşı caydırıcı bir güç olarak elimizde tutmaktan ve güçlendirmekten başka bir seçeneğimiz yoktur. Vatanımızın önemli bir bölümünü 34 yıl işgali altında bulunduran ve bu bölümde saldırı pozisyonunda ve tam teçhizatlı 40 binden fazla asker bulunduran bir ülkeye güvenemeyiz. Çözümle birlikte tam askersizleşmiş bir Kıbrıs istiyoruz. Güvenlik meselesinin seçim kampanyaları dâhilinde konuşulmaması gerektiği görüşüne sahibim."

Karşı tarafta sahne alacakalır iyi tanıyınız diye söylediklerini seçerek buraya aktarıyorum.Bu özettir. Yoksa atılan nutuklar, toprağı kaldırmaktadır.İşte Papadopulos'un öteki incileri:

1.İki topluma güven verecek ve Üçüncü ülkelere (Yani Türkiye demek istiyor), müdahale hakkı öngörmeyecek yeni bir güvenlik sistemi.
2.-Üçüncü ülkelere egemenlik hakları (hava sahası, münhasır ekonomik bölge, karasuları) verilmemesi;
3. Uluslararası hukuk ve Avrupa hukuku uyarınca göçmenlerin geri dönüş haklarının tanınması. Göçmenlerle ve mülkiyetle ilgili herhangi bir pratik çözümün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun olması.
4. Ekonominin birleşmesi.,ara düzenlemelerin süresinin kısa olması; Kıbrıs Cumhuriyeti'nin mevcut anayasal rejiminden federasyon rejimine geçiş; yeni yapılar hazır olduğunda ve sonuç getirici şekilde işlemelerinin güvence altına alınmasından sonra gerçekleşecek.
5.Belirli bir süre sonra, "Karma İki Toplumlu Anayasa Meclisi'nin", çözümün hayata geçirilmesinin ilk yılında edindiği tecrübeler ışığı altında anayasal değerlendirme yapmasına dair bir anlaşma gerekir."

İşte eski EOKA tetikcisi, Samsonla Küçük Kaymaklıyı basıp, büyük küçük demeden kurşunlayan ve evlerinden yerlerinden eden kahramanın gerçek yüzü...Hayırlı seçimler... (Daha sonraki yazımda Hristofyas'ın yuzünü sunarım).

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.