Papadopulos'un şapkası Hristofyas'a çok yakıştı!

Yayın Tarihi: 06/03/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Bu satırların yazıldığı sırada henüz Ankara'dan istediğimiz açıklama KKTC'ye ulaşmamıştı.Bu nedenle geniş bilgi elde edip değerlendirmeyi öyle yapmayı zorunlu gördüm. Çünkü son zamanlarda Ankara ile KKTC'de Kıbrıs konusunda yapılan açıklamalarla örtüşmemektedir.Bu nedenle dünkü toplantı son derecede önemli idi.

Resmi açıklamlar ve onların arka plânını yakından izleyip değerlendireceğiz. Çünkü Kıbrıs sorunu bir ''Lokmacı barikatının açılmasına'' hapsedilemez. Böyle ayak oyunlarının bedelinin de çok pahalı olacağını bugünkü iktidar da görebilmelidir.

Kaldı ki Ankara ile ortak saptanmayacak bir politikanın uygulanma olasılığı düşünülemez. Nitekim Atina ile Güney Lefkoşa arasındaki bağı da aynı şekilde değerlenirmek gerekmektedir.

Ankara'nın perde gerisini öğreneninceye kadar ben Atina cephesini değerlendirmek istiyorum. Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti Başkanı ve AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas, başkanlığının sapamayacağı temel hedefinin; Kıbrıs'ta insan haklarının tesisi ve iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde adil ve işleyebilir bir çözüm bulunması olduğunu söyledi ama ''İki Toplumlu'' yapının nerelere kadar geriye taşınacağını burada görmek gerekmektedir.Çünkü daha sonra buna yapılan eklenti çok net olarak eski alışkanlıklardan vazgeçilmediğini göstermektedir. Bu da ''Papadopulos'un şapkasını giyen Hristofyas'ın'' söylemleri demektir.

1.Türk halkını Ermeni ve Maronit ile bir tutan kafa yapısı.

2.Barikatları kaldırarak çözüm ummak.

3.Kıbrıs'ta herkesin eşit doğduğunu söyleyerek eşitliği böyle anlamak ve yormak.

4.Askersizleşme diyerek Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesini koşul olarak ortaya koymak.

5.İki devletin varlığını görmezden gelerek,''Toplum'' yapısının ardına saklanmak ve Türk Halkını Maronitlerin düzeyine itmek.

Elbette bu, Atina'nın koyduğu kırmızı çizgilerdir. Orada hedef AB yoluyla kuzeyi işgâl ve de adayı AB yoluyla hazmetmektir. Bu politika

Makarios'tan beri süre gelen politikanın AB ile sulandırılmış şeklidir.

Hristofyas, Kıbrıs sorununun ne olduğunu ört bas etmek için 8 Temmuz "Anlaşması"nın hayata geçirilmesini; temel ve başlıca amacının ise Kıbrıs'ın yeniden birleştirilmesi, yabancı işgâlden kurtulması, bütün Kıbrıslıların insan haklarının tesis edilmesi olduğunu ileri sürdü."İşleyebilir ve adil, yaşayabilir şartlar altında iki bölgeli, iki toplumu bir federasyon şemsiyesi altındaki çok kültürlülüğün başarılı olması; sapma yapamayacağımız bir hedeftir" dedi ve üniter devlete sığındı.Doruk anlaşmalarının geçerliğini irdeledi.

Oysa Hristofyas, doruk anlaşmalarından sonra Kipriyanu'nun BM'ye giderek, Genel Kuruldan KKTC topraklarında egemenliği olduğuna dair karar çıkarttığını ve buna tepki olarak da KKTC'nin ilân edildiğini görmezden gelmektedir. Bağımsız KKTC, elbette doruk anlaşmalarını ortadan kaldırmıştır.Bunu koşal olarak ortaya koymak abesle iştigâldir.

Yunan Meclis Başkanının konuşması ise Atina'nın salladığı ilk tokattır. ''Avrupa toprağında kalan en son bölücü duvarı yıkacak, Büyükada'yı (Yani enosis çizgisine sokulan Kıbrıs'ı) yeniden birleştirecek'' adım istemektedir. Bunun enosise kadar dayanan andı unutulmadı. Yunanlılar bakımından ''Büyük ada'' tanımı enosisle eşdeğerdir.

Son söz: Hristofyas iyi başlamadı.Ama Yunan politikasına tam uyum gösterdi. Barikatları Sayın Talat'la görüşecek, Kıbrıs sorununu Türkiye ile tartışacak... Makarios, Kipriyanu, Kleridis, Vasliliu ve Papadopulos'un şapkasını giyerek atılan adımlar sırıtıyor.

&&&

AMERİKA BAŞKANLIK ÖNSEÇİMİ

Dün son rakip olan Mike Huckabee'nin yarıştan çekilmesi ile Cumhuriyetci Parti'de yarışı John McCain'in kazandığını duyurdum. Demokrat Parti'deki önseçim yarışının sürmekte olduğunu aktardım. Son dört eyaletteki seçim sonuçlarını da işaret ettim. Bugün özet vermek istiyorum.

Cumhuriyetci Parti'de yarışın başarısı için toplam delege sayısı 2380'den en az 1191 delegenin kazanılması gerekiyordu. Bu Partide atanmış delege sayısı ise 579'dur. John McCain, 1210 seçilmiş delege ve 106 atanmış delegenin oyunu aldı. Çekilen rakipleri içinde en iddialı olan Mitt Romney 251 seçilmiş ve 1 atanmış delege oyu ; son anda çekilen Mike Huckabee ise 271 seçilmiş ve 5 de atanmış delege sağlamıştı. Huckabee ve benzerlerinin yarışı kaybetmeleri, ABD'de hâlâ lâiklik yanlısı halkın ezici çoğuınlukta olduğunu göstermektedir. Bazı adaylar İncile ve İsa'ya sığınmışlardı. Ancak nefesleri yarışı götürmeye yetmedi.

Cumhuriyetçi Parti Başkan adaylığını kazanan Senatör John McCain, Washington'da Başkan Bush tarafından kabul edildi.Ajanslara göre yarışın başında McCain'i görmek bile istemeyen Başkan Bush'un, onunla birlikte Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, Arizona senatörünün 2004 yılında kendisine yaptığı yardımı unutmadığını ve adına kampanya yapmayı plânladığını açıkladı.

Demokrat Parti cephesinde durum farklıdır. Yarış kıran kırana sürmektedir. AP ajansına göre saptadığım sonuçları bugün sunuyorum. Son dört eyaleyin üçünü kazanan Hillary Clinton, başkanlık adayı yarışındaki delege farkını 70'e indirdi ve şansı olduğunu kanıtladı.

AP ajansına göre iki adayın sayısal durumu şöyledir: Demokrat Parti'de 4048 delege seçimle gelmektedir. 795 delege ise süper delege olarak adlandırılmakta ve bunlar da Partinin çeşitli yöneticileri,Partili Vali, Partili Belediye Başkanları ile Senatör ve milletvekillerinden oluşmaktadır. Demokrat Parti'de Başkanlık adaylığını kazanma sınırı 2025'dir. Geriye kalan 12 eyalet de eklendiğinde, hiçbir adayın Kurultaya kadar bu sayıya ulaşamayacağı anlaşılmaktadır.

Son durum ise şudur: Barack Hüseyin Obama 1551 delege ve 198 süper delege desteğine yani toplam olarak 1749 sayısına ulaşmıştır. Hillary Clinton ise 1448 delege ve 231 süper delege desteğine sahiptir. Yani 70 delege farkı vardır.Bu da yarıştan çekilmek için neden olamaz. Çünkü geride 12 eyalet daha bulunmaktadır.
Demokratlarda bu yarışın Ağustos'taki Kurultaya sarkacağı anlaşılmaktadır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.