''Annan olmazsa Gambariye de razıyız!''

Yayın Tarihi: 14/03/08 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Hafta sonunda ''Annan Plânından vazgeçildiği'' ve de 8 Temmuz Gambari mutabakatı ile yetinileceği anlaşıldı. Rum Dışişleri Bakanı ile öteki Rum sözcülerinin veya bizzat Hristofyas'ın dayatmaları görmezlikten gelindi. Perde gerisinde ise Türkiye'yi saf dışı yapacak Anayasal hazırlığın nerede ise tüm Kıbrıs anlaşmasını kapsayabileceği haberleri etrafa döküldü saçıldı...Yeter ki ''Lokmacı barikatı açılsın; yeter ki Talât ve Hristofyas bir araya gelsin...Kırmızı, turuncu,sarı çizgiler hak getire...Dikiş atılmasına gerek yok;söküklerin dikilmesi de zorunlu değil!...

21 Mart Cuma günü Talat-Hristofyas görüşmesinin yer alacağı artık kesinleşti. Üstüne üstlük masaya oturmadan KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat'ın bizzat ve de sözcüsü Erçakıca aracılığıyla açıkladığı koşullar erozyona uğradı, masada Rumların isteklerine uygun olan 8 Temmuz Gambari mutabakatı kalıverdi...Onun da başı ve sonu belli. Zamanında aynı koşulu koyan Papadopulos'u niye reddettiklerini anlamak olası değil. O farklı koşul koyup konuşmamıştı ki!


8 Temmuz-Gambari mutabakatı olarak bilinen ve de Türk tarafının kırmızı çizgilerini yok sayan,Garanti antlaşmasına yer vermeyen anlaşma metnini, burada yazmak ve de sizleri bilgilendirmek istiyorum. Çünkü bu ''Gambari mutabakatı'' belki de gelecek iki yılda çok konuşulacaktır.

2006 da BM Genel Sekreterinin özel temcilcisi Gambari'nin girişimi ile Talât ve Papadopulos arasında imzalanan o söz konusu anlaşma şöyle:

Temmuz ayı sonuna kadar insanların günlük hayatını etkileyen konularda,Teknik komiteler oluşturulacak, ve aynı zamanda iki lider arasında özlü konular ile ilgili listeler karşılıklı olarak değiştirilecek ve bunların içerikleri iki toplumlu uzman çalışma grupları tarafından incelenecek ve liderler tarafından sonuçlandırılacak.

Her iki lider,iki toplumlu uzman çalışma gruplarına yön vermek ve teknik komitelerin çalışmaların gözden geçirmek için uygun görüldüğü zamanlarda yeniden görüşecek.

İlkeler dizisi ise;şöyle sıralanıyordu.

''1.İlgili Güvenlik Konseyi kararlarında belirtilmiş olduğu üzere,Kıbrıs ta iki toplumlu ve iki bölgeli bir federasyona ve siyasi eşitliğe dayalı bir çözüme bağlılık.

2.Statüko'nun kabul edilemez olduğunun ve devamının, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar için olumsuz sonuçlar doğuracağının kabulü.
3.Kapsamlı bir çözümün hem arzu edilir hemde mümkün olduğu ve daha fazla gecikmemesi Gerektiği önerilerine bağlılık

4.İnsanların günlük yaşamlarını etkileyen olaylar hakkında iki toplumlu görüşmelerin hemen başlatılması,aynı zamanda özlü konuların da görülmesi. Bunlar,kapsamlı çözüme katkıda bulunacaktır.

5.Bu sürecin başarılı olması için "doğru ortamın" devam etmesini sağlamaya bağlılık.Bu bağlamda,hem ortamın iyileştirilmesi,hem de tüm Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar' ın
Hayatlarının daha iyi olması için güven artırıcı önlemler elzemdir. Yine bu bağlamda,
Taraflar birbirini suçlamaya son vermelidir''.

Dün de belirttiğim gibi Rum Dışişleri Bakanı öfke ile masada 8 Temmuz Gambari mutabakatından başka metnin olmadığını, Annan Plânının asla ele alınamayacağını ileri sürdü. Yunan Dışişleri Bakanı Bakoyanni de Atina'da ve daha sonra Ankara'da aynı konumu açıkladı. Hristofyas bu şekilde Papadopulos'un mevzisine boylu boyunca girdi ama KKTC'de yandaşlar, bunun önemli olmadığını, yeter ki bunu Hristofyas ileri sürmüş olsun havası estirilmektedir. Bazı cazgırlar da hayali müzakere ve sonuç çıkarmayı sürdürmektedirler.

Anımsamak için Rum dayatmasını yineliyorum. Hristofyas'ın Dışişleri Bakanı Kiprianu; Rum hükümetinin kırmızı çizgilerini şu şekilde sıraladı:
1. Annan Plânı müzakere masasında değildir.
2. Rum hükümeti "partenojenez"i (Bakir doğumu) kabul etmemektedir.(Yani Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'ne yama olmaya geliniz diyorlar.)
3. Sıkı takvimler, hakemlik ve genel olarak Annan Plânı'nın görüşülmesi sırasında oluşturulan ortamın yeniden yaratılması kabul edilemez.
4. 8 Temmuz Anlaşması, "Türk tarafının istediği gibi" sadece sürece ilişkin değil, öze ilişkin müzakerelerin de yeniden başlamasına götürecek araç olmalıdır".

İsviçre'de ise aramızdan kaçıp da gizli saklı o toplantılara katılanlar, bizlere Annan Plânından da geride, daracık bir gömlek biçmektedirler. Bilgiye ulaşınca gizlilik maskelerini düşürdük; yakında masada Ruma verdikleri ödünleri de sayıp dökecek konuma geleceğiz. Çünkü orada Türkiye devreden çıkarılmaktadır. Rumların baskın konumunda oluşturulacak ''Meclis'' yeni Anayasa hazırlayarak ''Yeni Federal Cumhurlyet'' oluşması ortadan kaldırılmakta, Ruma yama olmanın yolları açılmaktadır.

KKTC, Hristofyas görüşmesine acemi kaptan misali yaklaşmaktadır. Önüne gelen, birileri ile görüşme yapmakta ve açıklamaktadır. Bu da Kıbrıs üzerindeki haklarımızın eroyona uğramasına neden olmaktadır. Dağınıklık, kayıp demektir. Belki de bu bilinçli olarak yapılmaktadır.Onu bilemem; ama tablo ortada...

8 Temmuz Gambari sürecini anlatan zamanın görüşmecisi Sayın Raşit Pertev, bunun ne denli hata olduğunu bugün itiraf etmektedir. Onun açıklamaları bana göre son derece önemlidir. Olayları bağlayarak değerlendirelim...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.