Hristofyas'ın oyun içinde oyunu

Yayın Tarihi: 07/04/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Bizimkiler lokma dağıtıp,davul zurna çalar, havai fişenk gösterisi yaparken, daha önceden tezgâhlandığı anlaşılan oyun, AKEL'den gelme ve bu işlerin eğitimini Rusya'da gören Hristofyas'ın emri ile Lokmacı Kapısında uygulandı ve kısa bir kriz yaratıldı. Bahane önceden hazırdı ve bunu tahrik edecek militanlar çoktan yaftalarla ve ellerindeki odunlarla yola çıkmışlardı.

Olay son derece ilginçtir. Bunun için başından sonuna kadar olan gelişmeleri ve aktörlerini değerlendirmek isterim. Bu işlerin AKEL'ci, CTP'ci havalarda, solcu ayaklarına yatılarak sonuçlandırılacağını sanmak gaflettir. Hele Komitelerde her alınan kararı uygulamaya koymak gibi bir hareket, KKTC kanadının büyük kaybına yol açar.

Son günlerde o tarafta ve bu tarafta nerede ise aynı çanaktan yemek yeyip, aynı destiden su içenler, ağız birliği etmişcesine, Yunan Ordusuna aldırmadan, "Türk askerine" karşı bir yıpratma kampanyası başlattılar. İşin büyütülmesi, AB'ye ve BM'ye taşınması için her kozu kullanmaya kalktılar.Önce bunu saptayalım. Basın, radyo ve televizyonların bazılarına baktığımızda bu oyuncuları ve arkalarında duranları görürürüz.

Oysa Rum seçimlerinden hemen sonra, İngiliz Elçisinin hareketlendiğine ve hemen hemen her makamı ziyaret ederek havayı kokladığına bakarak iyi değerlendirme yapılmalıydı. İngiltere, iki tarafın, üçüncü taraflara gereksinim duymadan biraraya geleceklerinden tedirgin olduğu için erken davranmıştı. Son açıklamalar, ana amacı ortaya koydu. İngiliz Yüksek Komiseri Millet, İngiltere'nin askeri varlığını savundu ve "Kıbrıs'taki İngiliz askeri varlığı İngiltere ve AB'nin güvenliği için gereklidir" dedi. Bu konuya ileride yeniden döneceğim ama şunu araya sıkıştırayım. Acaba binlerce kilometre uzaklıktaki İngiltere ve AB için güvenlik sorunu olan Kıbrıs adası, Türkiye'nin 40 millik yakınında ve sıcak karnında bulunduğuna göre, Türkiye için stratejik önem taşımıyor mu? İngiliz üsleri ve İngiliz askerinin burada kalması için neden yaratanlar, Uluslararası antlaşmalarla burada bulunan Türk askerinin derhâl çekilmesini hangi nedene dayayabilirler?

Atina toplantısında saptandığı gibi Hristofyas ve Atina'nın hedefinde Türk askeri vardır. Şimdi bu noktadan sonra Lokmacı barikatında ilk günden Hristofyasın emri ile yaratılan kesintiyi değerlendirelim. Kutlamalar yapılırken, Esnaflar Birliği Başkanı Tulga'nın gözlerinin içine bakarak, onunla Kıbrıslı Türk ve Rumlar olarak oluşturdukları, "Lidra için inisiyatif" örgütünün lideri Valentina, kapının açılması ile cibiliyetini gösterdi. Herkes kapıda coşkulu kutlama yaparken, ortalıktan sıvışan Valentina, solcu ayaklarına yatanların yaptıkları gibi önceden hazırlanan ve Türk Ordusuna karşı ağza alınmayacak sözler içeren yaftaları yüklenen arkadaşları ile Lokmacı barikatına yürüdü. Amaç engellemelerin Türk Ordusundan geldiğini yaymak ve de işgâl konusunu gündeme taşınmak ve dünya ajansları aracılığıyla dışa yansıtmak idi.Bu olay Hristofyas'ın uçağa bineceği ana denk getirilmişti. O da kapatma kararını orada kahramanca(!) verdi ve uçtu...

İlkin inkâr edildi ama sonra itiraf edildi. Oyun Valentina hanımın takımı tarafından nümayişle başlatıldı. Hristofyas'ın ajanslara açıklaması ile sürdürüldü. Hristofyas, "Polis kılığındaki askerlerin sınırı ihlâl ettiğini ileri sürerek, kapının kapatılmasını" emretti. Sözde Türk dostu Valentina'dan başalayan hareket, Hristyofyas'ın kararı ile amacına ulaştı. Kapı kapandı. İşgâl sözleri etrafa savruldu.Polisin ihlâl yaptığı ajansların haber bültenlerine yansıdı.

Bu olayın Hristofyas'la ilişkisi önce yalanlandı. Sonra Hristofyas kahraman edası ile ortaya atıldı.Çünkü Yunanistan'a, ne kadar "Yunancı" olduğunu göstermeli idi!... Ve de açıklamalarının devamını getirdi: "Kapatma olayı, münferit bir olay değildir.Türk Polisi ve askeri işgâlcidir ve Türkiye sahte devleti ayakta tutmak istemektedir. Polis ve asker ara bölgeyi ihlâl etti. Oysa bu BM'ye aittir"...

Bunun başından sonuna yalan olduğunu, KKTC'ye ait toprağın hiçbir anlaşma ile ne BM'ye, ne de Hristofyasın eli yaftalılarına teslim edilmediği açıktır. Ama ana amaç, o bölge bahane edilerek Türk askerinin gündeme sokulması idi. Bunu da başardılar...

İşte bu noktada, KKTC'de bugün iktidarı elinde tutan ve güya barışa ulaşmak için masaya oturmuş görünenlere anımsatmak istiyorum. AKEL-CTP, ya da eski yoldaş söylemleri bir anlam ifade etmez. Hristofyas artık Yunanistan'ın işgâlindeki Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'nin başıdır. Atina artık Makarios-Kipriyanu-Vasiliu-Kleridis ve Papadopulos'a nasıl davranışmışsa, Hristofyas'a da öyle davmaktadır.Kırmızı çizgileri oradadır ve Hristofyas bu oyunu ötekiler gibi Atina'nın çizgileri içinde kalmak koşulu ile oynayabilir. Değilse akibetinin ne olacağını kendisi bilir. Çünkü daha önce teşebbüs edenlerin başına nelerin geldiği bilinmektedir.

Onun için ham hayâl peşinde koşarak KKTC'yi küçültmek veya tasfiye etmek, bazı gizli ellerin oluşturduğu yaygara ile Türk Ordusuna karşı aleni tavır koymak, bindiğimiz dalı kesmek demektişr... Bu iş başkaca sonuç vermez.

Hristofyas da, KKTC içinde Türk Ordusuna dil uzanatanlar da bilsinler ki Kıbrıs, en az İngiltere kadar Türkiye'ye gereklidir ve startejik önem taşımaktadır. Kaldı ki burada KKTC vardır. Kıbrıs Türk Halkı yaşamaktadır...

Sonuç ; Lopmacı kapısının kapanması Hristofyas'ın, Valentina ve tayfaları ile tezgâhladığı bir oyundu. O kadar. Bundan sonraki oyunlara dikkat etmek gerekir. Hristofyas'a güven konusunda açık kart vermek çılgınlık olur. Adam cibiliyetini kanıtlamadı mı?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.