Bakir doğumu da reddettiler

Yayın Tarihi: 08/04/08 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Seçime kadar palavra sıkan, Türklere gülücükler gönderen Hristofyas, seçimden sonra gittiği Atina'da kalıba sokuldu, suyu çıkarılana kadar sıkıldı ve öyle gönderildi. Yanakları biraz daha kızardı. Atina, "Annan Plânını tartışmak istemiyordu". Atina, "Garanti antlaşmasının iptâlini istiyordu". Atina, "Türk askerini adada istemiyordu"(Elbette sadece Yunan askerini adada istiyordu). Atina "Rum göçmenlerin tümünün kuzeye geri dönüşünü istiyordu".

Atina ona göre yerleşikler(?) dediği 33 yıldan beri bu topraklarda yaşayan insanımızın "Geri gidişinde ısrarlı" idi. Ama Rum ve Yunan ambargoları yüzünden bu adayı terketmek zorunda kalan ve bugün dünyanın her yanına dağılan, nufusu 400 bine ulaşan Kıbrıslı Türklerin dönüşünden söz etmiyor o Atina...

Ha geriye ne kalıyordu? Gözden kaçırılmak istenen, "Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti" de devam edecekti. Atina bunu "Bakir doğumu red (Virgin birth)" yoluyla ifade etmeyi gerekli gördü. Ve de baba Kipriyanu'dan daha aşırı olarak bilinen Hristofyas'ın (salata demek daha gerçekçi olur)Koalisyon Hükümetinin Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu'ya söyletti. Kipriyanu şöyle dedi: "Var olan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin geliştirilmesini kabul ederiz. Partenojenezi(bakir doğum) ve BM ile AB'ye katılmak için başvuruda bulunacak yeni bir Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kabul edemeyeceğiz.

Bu gelecekte taksime yol açacak örtülü yöntemdir". Ama enosis yolu Yunan askeri sayesinde açık kalmalıdır(!)...

Buna destek atışı Hristofyas'tan geldi. O da şunları ileri sürdü: " İşgâlin ve ülkedeki kolonizasyonun sonlandırılması ve Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için her türlü çabayı taahhüt ediyorum" dedi...

Alınız ve tepe tepe kullanınız. Bu Yunan ve Rum Plânıdır.İşte o plânın içeriği: Federal yapı ortada yok. İki devletin egemenliğine dayanılması söz konusu değil. Eşitlik kaldırıldı ve haklar nufus oranına bağlandı. Türk Halkı, Ermeni ve Maronitle eşitlendi. Garanti antlaşması kaldırıldı.Türk askeri adadan çıkarıldı.Yeni devlet saf dışı bırakıldı...İsteyen "Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'ne gelip yama olabilir..."

Bunu benimseyecek bir CTP varsa, çıkıp söylesin. Partinin ötesinde üyelerin sokakta yaptıkları savunmalar da bu işin aynasıdır. Tavşana kaç,tazıya tut politikası gizli kalmaz...

Rum ve Yunan Plânını benimseyen bir KKTC Cumhurbaşkanı varsa açıklama yapsın, halk da öğrensin. Komşu ziyaretleri ile Kıbrıs davası çözümlenemez. Orada "Türk Kahvesinin" bile "Greek Kofi" yapıldığının farkındayız!... Bunu kabul eden Komisyon kahramanları varsa halk içine çıkacak yüzleri varsa boy göstersinler. Sayın Nami de "Komitelerde anlaşılan uygulanır" diyerek pot kırdığını ve bunun kabul edilemeyeceğini görmelidir. "Anlaşma bir bütündür; parçalarda anlaşma olsa da uygulanamaz,ta ki bütün üzerinde de anlaşılsın" diyen tarihi yaşayarak denetim kazanan Denktaş'ın sözlerini ve de bu altın kuralı göz ardı edip Rumun kucağına oturacak varsa söylesinler bilelim...

İşte tablo budur. Ha eksiğini, de Cenevre'de Türk, Rum, Ermeni,Maronitlerden oluşacak (Belki Ruslar,Araplar,Jamaikalılar ve Pontuslular da yer alacak) Kurucu Meclisle, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına makyaj yapılacaktır. Makyajı İsviçre'ye halktan gizlice ggiden Türk,Rum ve ötekiler hazırladılar. Şimdi sıra baskı ve tehditle, Annan Plânında olduğu gibi bunu KKTC Halkına kabul ettirmeye geldi...Lokmacı davulları çalacak, Havai fişenkler atılacak, cepler para görecek, Karen Foggcular, Soroscular ve Brüksel besemeleri, ortaya çıkıp bizlere vbe halka tehdit sallayacaklar... Ha bir de bugünlerde AB davetlisi basıncılar ve Istanbulda Wilton Park toplantısında buluşanlar da vardır ... Ondan sonra buyurunuz cenaze namazına...Bir de ABD Başkanı Bush kalkıp Başbakan RT Erdoğan'a telefon edip Annan plânında olduğu gibi "Kıbrıs Türk Halkının kabul etmesi için emrederse" seyrediniz KKTC'ye olacak akını ve halka yapılacak baskıyı...

Birer birer oyunlar ortaya çıkıyor. Haydi UBP, haydi DP, haydi davaya bağlı ULUSAL GÜÇLER güçler. Neredesiniz? Derin uyku ölümdür. Kalkınız, silkininiz. Geç kalırsanız tarihin tokatını yersiniz...

&&&

TEŞEKKÜRLER SAYIN ROMMEL WOLFKAN

Dün sabah "Genç Tv'de değerli dost Hüseyin'in programında, çok değerli iki konuk vardı.Prof. Şûle Aker ve Emine Sütçü. İkisi ve Atatürk'ün kızı, ikisi de davadan yana. Ansızın bir telefon bağlantısı yapıldı ve Türk dostu bir Alman, Sayın Rommel Wolfkan bağlandı. Hepimize ders verdi.Adada turist olarak bulunduğunu, Batı Tarkya'da Türklere nasıl müslüman mumelesi yapıldığını, Kıbrıs'ta bizlerin haklarımıza sahip çıkmazsak ne duruma düşeceğimizi, lokmacının açılması ile Ruma nasıl hızmet edildğini, bizden daha iyi anlattı...Bizi utandırdı.Uyanmamızı diledi...

Teşekkürler Sayın Wolfkan...Mesaj alınmıştır. Herkes de payına düşeni alsın...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.