Şimdi de Ruma su kıyağı(3)

Yayın Tarihi: 01/05/08 00:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Türkiye'den borularla Kıbrıs'a su sevki, kullanım şekli ve yolları konusunda yapılan çalışmaları irdelemeye devam ediyorum. Bu konuda Projenin bugüne kadar gerçekleşmemesinin sorumlularını da bu yolla teşhir etmiş oluyorum. Çünkü KKTC, bunlar sayesinde belki de elli yıllık üretimini kaybetti.

Şimdi de Rumun kucağına oturarak, Ruma su sağlamak,Trodos dağlaırnda depo etmek ve gıdım gıdım Ruma muhtaç olmayı "Peroje" diye "Barış suyu" diye bize satmaya kalkıyorlar. Rumlar önce 1963 sonrasında Trodos'tan akan suların üzerine yaptığı barajlarla, suyun KKTC topraklarına geçişine koydukları "amrbagoyu" kaldırsınlar! Yıllarca o Türk köyleri susuzluk çekmişlerdi. Konu BM'ye yansıtılmış ama her konuda olduğu gibi hiçbir ilerleme olmamış,Rum insanlık dışı girişimini sürdürmüştür..

Şimdi de AB oyunu ile "Türkün suyunu" alacaklar ve de bize ileride santajı açıktan yapacalar... Neymiş, AB kredisini sağlayacakmış, neymiş bununla Rumla barışık olacakmışız...Yine Ruma verilecek ödün bulundu.Kendi suyumuzu, kendimiz buraya nakletmekten aciz miyiz? Önce sen suyunu KKTC olarak naklet; sonra Ruma mı, Israil'e mi; Libya'ya mı satacağına karar verirsin. Parayı bastıran alır. Su altın dönemini yaşıyor. Petrol kadar değer buldu.

&&&

Önceki yazılarımda anlatmata başladığım çalışmalara devam edeyim. Türkiye Manavgat'tan ihracat için gereken alt yapıyı inşa etti. Servise hazır duruma soktu. İsteyene su satacaktı. Ne var ki bu kez Arap ve Israil kavgası, olayın terazisini bozdu. Yükleme terminâlleri inşa edildiği hâlde, bahanelerle ihracat ertelendi. Libya bile suya talipti.

Sonuçta Cumhurbaşkanı Demirel'in desteği ile Türkiye ilk hamleyi kendi yaptı ve DSİ'nin Gaziveran yakınlarında inşa ettiği depolara, öncelikle balonlarla su taşınmasına karar verdi. Milyonlarca dolarlık kontrat imazalandı. O firma uzun süre bu suyu oraya taşıdı. Borularla KKTC' de bunu gereken yerlere dağıttı.Sonuçta bu yol, denizin durumu ile ilgili olduğundan kışın sorun yaşandı. Ve de astarı yüzünden pahalı olan bu yol terkedildi.

Borularla su taşınması Projesine ilişkin çalışmalar sürdürüldü. Bu uğurda Alarko firması zengin edildi. Şimdiki gibi "Alarko" ortaya atılan ve pastayı kapan firma olmuştu. Yoksa ALARKO'nun projeyi ortaya atması, Garih'in buluşu, hep palavradır. Şu haberi yazmak ve yayınlamak ayıptır: Habere bakınız: "Kıbrıs'a su projesi 1995'te Alarko Holding'in kurucularından Üzeyir Garih'in önerisiyle ortaya çıkmıştır"...Türk medyası bu hâle geldiyse öteki haberler de sorgulanmalıdır.Bu haberin başı da, sonu da yalana ve reklâma dayanmaktadır. Amaç bu kez de Türkü ve Rumu kullanarak yeni projenin üstüne yalın kılıç atlamaktır...

Kıbrıs İşleri Müsteşarlığı olaya "Alarko Firmasını" dahil etti. İnceleme yapacaklar, nereden su sağlanması gerektiğini saptayacaklar, borularla nasıl nakledileceğini proje ile kanıtlayacaklar ve daha sonra ikincil adımlar atılacaktı. Artık Manavgat veya Göksu Irmağı değil Dragon çayından söz edilmekte idi.

Alarko ile birçok kez kontrat imzalandı. Güya Dragon Çayının debisi ölçülecek, bu suyun üzerine baraj yeri saptanacak, sonra baraj yapılacak ve de sonra borular döşenerek adaya su ulaştırılacaktı. Oldu mu? Olmadı; ama Alarko'ya onca yıl yapılan milyonlarca doların hesabı açıklansın da bizler de öğrenelim. Birileri çıkıp da hesaplasın ve de bunu halka açıklasın..."Kıbrıs" diye diye Türkiye'de milyonlar böyle harcanmakta, havaya atılmakta, sonra sorumlusu Kıbrıs Türk Halkı olmaktadır. Harcarken sormazlar ama hesap vermek geretiğinde bizleri suçlarlar...

Onca zamandan beri Dragon çayı masalı ile zaman harcandı. Şimdi de hedef Türkün suyunu kâr etmek uğruna Ruma peşkeş çekerek finansmanı AB'den sağlamak ve vurgun yapmaktır. Bu uğurda KKTC yerlere serilecekmiş, Türkiye su kozunu elinden kaçıracakmış kimin umurunda!...Soran var mı? Bu su Rumun elinde olsa size koklatır mıydı?

&&&

Manavgat'tan borularla Kıbrıs'a su taşınması Kıbrıs Türkünün en büyük projesidir.Bari bunu yüzünüze gözünüze bulaştırmadan, KKTC olarak ihaleye çıkıp, adam gibi başarınız. Rumun parası varsa ona da, Israil'e de, isteyen başkasına da varsa suyu satarız o zaman. Su zenginliğimizi bazı firmalaırn kâr hırsı yüzünden Ruma ve AB'ye kaptırmayalım.Türkiye'den Kıbrıs'a su taşınması, KKTC'nin Anavatanla yeniden buluşması yewniden kucaklaşmasıdır.Oyuna gelmeyelim...

İşte suyun öyküsü...Yalan varsa söyleyen beri gelsin...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.