Rumun hedefi Türkiye'ye baskı ile "Enosis" yolunu açmak

Yayın Tarihi: 03/05/08 00:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

1 Mayıs KKTC'de kimsenin tekelinde değildir. Hele 1 Mayıs'ı Bayram yapan, şimdiki iktidar veya meydanda Ulusal davaya pala sallayanlar da değildi. 1 Mayıs'ı Bayram yapan bizlerdik. Ayrısız, gayrısız, oy çıkarı düşünmeden,emeğe saygı duyarak...Sosyal Sigortalar Yasasını, İhtiyat Sandığı Yasasını, Asgari Ücretin endekslere göre hesaplanmasını da yasal hale sokan, işçiye Ödenekli Yıllık İzin hakkı tanıyan yasayı da yapan bizleriz. 1 Mayıs'larda kavgasız gürültüsüz "Bayram" olanağı hazırlayan ve bunu başlatan da bizleriz...

Bunu niye yazdım? Kıpkırmızı gömleklerle, Che Guevera bayrakları ve pozlerı ile AKEL'cileri yanbaşına alarak Türkün davasına ve Anavatan Türkiye'ye dil uzatarak, ne işçi olunur, ne de işçi bayramı kutlanır...Çünkü o meydanlarda bizler, Türkün hakkını, Rumdan çeke çeke almanın, Rumun saldırılarına göğüs germenin gururunu yaşadık. AKEL'ciyi sövdürürken bari sizler bunu düşünmüş olsaydınız...Yazık...Onca Şehidin kemikleri sızlıyor...

&&&

Görüşmeler,Komiteler,halka hava atmalar ve de dağın fare doğurması. Birilerinin, onların ardından koşarak yalvar yakar olması ve de Rumu memnun etmek için her türlü belgeyi daha da yumuşatmak için sıraya dizilmesi..."Gerekirse Annan Plânında Rumun beğenmediklerini de ele alarak Rumu memnun etmek" gibi tutumlarla nereye varılacağı belli değil mi? Kaldı ki Rum ve Yunanlı sadece Türkiye'ye baskı uygulanmasını beklemektedir. Bunu saklamıyorlar. Hristofyas da ikide bir dile getiriyor. Türkiye'ye baskı yapılmalı, "Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti'nin" varlığı kabul ettirilmelidir.

İşte buna bakarak Rum basınını taradım. Gerçek oradadır. Orada uyduruk iddia değil, Rumun kendi tezinden kıl payı ödün vermemesini görürsünüz. Kolunuzu kaptırmışken, boynunuzu istemektedirler. Okuyunuz.

SİMERİNİ gazetesinde Kostakis ANTONİU imzasıyla yayınlanan "Başarısızlıklarla nasıl mücadele edeceğiz?" başlıklı yorumdan kısa notlar aldım.İşte bizi nasıl gördükleri:

"16 Nisan tarihinde, bu sütunda yeni diyaloglarda çözüm olacağını görenlerin ihtiyatsız olduğunu yazdık ve bunu kanıtladık. Günler geçtikçe, değerlendirmelerimiz haklı çıkıyor. Türk tezleri en küçük bir görüşmenin başarıya ulaşacağı perspektifi yaratmıyorlar. Türk tezleri uç noktanın da ötesindedir. Tartışılır bile değil. Annan planından, partenojenezden(Bakir doğum), iki devletli, iki toplumlu çözümden, Türkiye'nin müdahaleci haklarının korunmasından söz ediyorlar. Hangi liderin böyle çözümleri görüşmeye cesareti var?

Aynı zamanda Türk tarafınca ve Türkiye'nin en resmi kurulu yani Milli Güvenlik Kurulu tarafından bu uç tezler açıklanırken; uluslararası faktör sadece laflarla ve yaratılan 'olumlu havanın' aşırı bir şekilde vurgulanmasıyla yetiniyor. Tutumunu değiştirmesi için Türkiye'ye baskı yapma gereksinimi bile duymuyor.

Cumhurbaşkanı Hristofyas soğukkanlılıkla, şekillenen karanlık perspektif ile mücadele ediyor. Türkiye'ye ve uluslararası topluluğa mesajlar gönderiyor, aynı zamanda yarattığı ılımlı profili korumaya ve sürdürmeye çalışıyor. Kıbrıs Rum tarafının çözüme gidilmesine yönelik çabaları umutsuzdur. Ne Türk tarafının tezlerini değiştirmesi, ne de İngiliz-Amerikan faktöründen yardım elinin gelmesi beklenmelidir. Sonuçta olaylar çıkmaza doğru gidiyor ve çıkmazın gelmesini ve ondan sonra müdahale çizgileri saptamak için acele etmemiz değil, alternatif stratejiler için önceden hazırlanmamız gerekiyor".

Bunun için Hristofyas'ı, Rum Dışişleri Bakanı Kipriyanu tamamlıyor ve "Türkiye iyi niyet jestinde bulunmalı" diyor.Ya Yunanistan? Ya işgâlci Rum çeteleri? Onlar ne yapmalı? Onlar 45 yıllık işgâli unutturmak ve "enosis" yolunu açmak peşinde değiller mi?

Türk mallarını har vurup harman savuruyorlar. Vakıf malları çiğneniyor, Türk köyleri yağmalanıyor, Camilerimiz, hayvan barınağı yapılıyor ve de UNESCO'dan aldıkları milyonları, Kilislerin ve Rum okullarına harcanıyor. Sonra da 45 yılın sonunda dönüp, KKTC topraklarında Kilise tamiri yapmadığımız için bizi suçlamaya kalkıyorlar. Parasını verdiniz de yapılmadı mı? Ruma oluk oluk para akıtırken nerede idiniz? Ambargo altında olan Türke el uzatacağınıza, çocuklarımızın hakkından kesip Kilise mi tamir edecektik?

Bu iş gerçekten saçma sapan bir hâl aldı. Suçlu olan işgâlci nerede ise haklı bulunacak, bizi ambargo altında inleten Rum ve Yunanlı el üstünde tutulacaktır. Ulusal dava bu ellere mi emanet edildi? Bunu gören ve de ayağa kalkan yok mu? Gidiş "Enosis" yolunu açmaktır...Kanıtları ortada.Ne verseler gerisini istiyorlar...Uyanınız...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.