Kimse bizi aldatmaya kalkmasın: İşte üç belge

Yayın Tarihi: 26/05/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

23 Mayıs tarihinde KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat ile Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti Başkanı Dimitris Hristofyas arasında yapılan görüşmeden sonra BM temsilcisinin resmi belge diye açıkladığı "Mutabakat belgesi", Kıbrıs Türkünün vermekte olduğu Milli Mücadeleye kesin bir darbe indiren bir geri dönüş belgesidir. Bu suretle Hristofyas'ın Yunanistan adına yaptığı, sonuçta "Enosise" giden plânının önünü açmak olmuştur.

Bu politikanın önü alınmadığı takdirde, içtekiler, dış güçlerle Türk Ulusuna Kıbrıs konusunda unulmayacak bir yenilgiyi taddıracaklardır. Türkiye kendi iç sorunları ile uğraşırken, Kıbrıs adası, Girit gibi (yeni) Sadrazam Kâmil Paşaların sayesinde elden kayacaktır.

Bu Milli Güvenlik Kurulu kararına rağmen yürüyen bir işlev olmuştur. MGK kararına uyulmayacaksa, çöp gibi bir yana atılacak ve de KKTC'deki iktidarı paylaşanlar bu karara dudak bükerek bildiklerini okuyacaklarsa, herkes artık kendine çeki düzen vermelidir. MGK kararları yasak savma mıdır? O zaman da MGK kararlarına ne gerek vardır? Uyulmayacaksa oraya niye yazılıyor? Kim kiminle oynuyor?

Son durumu belgelerle yeniden ele almak istiyorum. Çünkü bu oyun öncelikle Türkiye'ye oynanıyor. Bir sabah KKTC'de iktidar elinde bulunduranların AB veya genelde yabancı ülke temsilcileri ile kolkola girerek, Türkiye'ye uzaktan el salladıklarına tanık olunacaktır.Hristofyas'ın ayağına kadar giderek yüzsuyu dökenlere bakarak bu gidişin iyi olmadığı kabul edilmelidir. Bizden uyarması...

23 Mayıs sürecinin öncesinde ve sonrasında ortaya konan belgelere yeniden bakmak ve bu süreçte dayanak olan "Üç Belgeyi" yazıma yeniden almak istiyorum.

BİRİNCİ BELGE: Görüşme öncesinde Ankara'da toplanan Milli Güvenlik Kurulu rutin toplantılarının sonuncusunda (ve yine Talât-Hristofiyas buluşması öncesinde) 24 Nisan 2008 tarihinde Kıbrıs'la ilgili şu açıklamayı yapmıştı. İşte o MGK açıklaması:
"Kıbrıs'ta 21 Mart 2008 tarihinde başlayan yeni süreç ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu çerçevede, Türkiye'nin Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması çabalarını içtenlikle desteklediği, çözümün ada'daki gerçekler temelinde iki ayrı halkın ve iki demokrasinin varlığına dayanacağı, iki kesimliliğin, iki tarafın siyasi eşitliğinin, iki kurucu devletin eşit statüsünün ve yeni ortaklık devleti parametrelerinin korunmasının esas olduğu, garanti ve ittifak antlaşmaları'nın yürürlükte kalacağı vurgulanmıştır".

Sayın Talat,bu karara uydu mu? Hayır.
&&&
Kıbrıs Türkünün silâhla koruduğu "Egemenlik,eşitlik ve devlet hakkını" masada bırakan M.A.Talat'ın kabul ettiği ortaklık açıklamasını "Teslimetin tarihi belgesi" olarak buraya ikinci belge olarak almak istiyorum. İleride bu belge çok konuşulacaktır.işte BM yetkilisinin okuduğu metin:

İKİNCİ BELGE: "Kıbrıslı Rum Lider Dimitris Hristofyas ile Kıbrıslı Türk Lider Mehmet Ali Talat'ın ortak açıklaması: Bugün Liderler,samimi ve faydalı bir görüşme gerçekleştirmiş ve 21 Mart mutabakatına uygun olarak alınan sonuçları gözden geçirmişlerdir.

İki kesimli,iki toplumlu ve ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle, siyasi eşitlik temelinde bir federasyona bağlı olduklarını yeniden teyit etmişlerdir. Bu ortaklığın,TEK ULUSLARARASI KİMLİĞE sahip bir Federal Hükümetinin yanısıra, eşit statüye sahip bir Kıbrıs Türk Kurucu ve bir Kıbrıs Rum Kurucu Devleti olacaktır.

Temsilcilerini 15 gün içerisinde teknik komitelerin sonuçlarını gözden geçirmeleri yönünden görevlendirmişlerdir.Temsilciler, sivil ve askeri güven yaratıcı önlemleri değerlendireceklerdir. Aynı zamanda Limnidi/Yeşilırmak ve diğer geçiş noktalarının açılması konularını ele alacaklardır.

Liderler Haziran ayının ikinci yarısında tekrar bir araya gelerek, yeni bir değerlendirme yapma konusunda karar vermişlerdir".

M.A.Talat bu teslimiyet kararına imza attıktan sonra arkası sıvazlanmak üzere Brüksel'e davet edilmiştir. Önceki yazılarımda eksikleri ve eleştirimi ortaya koydum. Önemli olan Kıbrıs Türkünün Self determinasyon hakkını kullanarak, "egemelik hakkına dayalı" olarak ilân ettiği KKTC ortadan kaldırılmaktadır. Bunu da yapan, KKTC Cumhurbaşkanının bizzat kendisidir. Ve de bunu yetkisiz olarak yapmaktadır. Bana göre bu mutabakatın Anayasa'ya aykırılığı açıktır ve geçerliği yoktur. Bu mutabakat sadece Talat'ı bağlamaktadır; KKTC'yi değil...
&&&
ÜÇÜNCÜ BELGE: Türkiye'nin gelişmelerden memnun olduğu şeklindeki haberler balondur. Yalandır. Yayınlanan bildirinin içeriği bunu yansıtmaktadır. Yapılan açıklamayı tersten okuyarak haber başlığı yapanlar halkı yanıltmaktadırlar. İşte Türkiye'nin tavrı:
"Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı M.A.Talat ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hrşstofyas'ın BM'nin Kıbrıs'taki Özel Temsilcisinin ev sahipliğinde görüşmesini memnuniyetle karşılamıştır.Türkiye, adada 21 Mart 2008 tarihinde başlayan hazırlık sürecini desteklemekte ve Kıbrıs'ta yerleşmiş BM parametreleri olan İKİ KESİMLİLİK, SİYASİ EŞİTLİK VE İKİ KURUCU DEVLETİN eşit statüsüne dayanan YENİ ORTAKLIK DEVLETİ kurulması amacıyla, kapsamlı ve adil bir çözüme ulaşılması için iki Liderin, BM Genel Sekreterinin iyi niyet misyonu çerçevesinde, en kısa zamanda, doğrudan müzakerelere başlamasını beklemektedir."

İki belge Türkiye'den; teslimiyet belgesi de M.A.Talat'tan. "Anlaşma olmadı" santajının ardından ortaya çıkarılan bu teslimiyet bayrağı,yapılmak istenenin aynasıdır. UYAN KIBRIS TÜKÜ; MEZARIN KAZILMAKTA...YARIN GEÇ OLACAKTIR.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.