Grev furyası ve vardiya sistemi

Yayın Tarihi: 27/05/08 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Sendikacılık santaja dönüşüp de Toplumun büyük kesimlerini zora sokarsa, halk desteğini kaybeder. Bugün gelinen nokta budur.Üzerine titrediğimiz çalışan-çalıştıran dengesi, devletin rahatlığı içinde örgütlenen Sendikalar tarafından bozulmuştur. Kural tanımazsanız,size de kurallar uygulanmaz ve de bundan üyeleriniz zarar görür. KKTC bunca yıl, bu kadar başıboş Sendikacılık görmemiştir.

Üstüne üstlük "Muhalefetteyim" diyen bazı Partilerin yöneticileri, haklı veya haksız olduklarına bakmadan Sendikaların yaptıklarına destek çıkmaları karşısında, halk desteğinin de onların ardından kayıp gittiğini anlamalıdırlar.

Sendika Yöneticilerin elindeki "Grev" silâhı, atom bombası gibidir. Yanlış zamanda ve yanlış yerde kullandığınızda sizi de yok eder. Şimdi KKTC'de yapılan gibi...Önce okullar felç edildi. Sonra incir çekirdeğini doldurmayan nedenlerle bazı dairelerde grev yapıldı. Üniversiteleri kapatmak pahasına grev uygulandı. Şimdi de KKTC Merkez Bankasında çalışma saatleri bahane edilerek grev uygulanmaktadır. Daha önce Hastahanelerde Hemşire ve Hekim grevini de gördük.

1976 yılından başlayarak KKTC'de Akdeniz'de birçok ülkenin uygulamakta olduğu yaz mesai saatlerine geçildi. Elbette bundan murad edilen "Vardiya usulü" ile çalışması gereken iş yerleri değildi. Yine Devlet dairelerinin dışındaki özel ve kamu işletmeleri de bunun dışında kalıyordu.Yani siz özel sektöre "Öğleyin tatil yap, yarım gün çalış" diyemezsiniz. Bankalar da hassas iş yapan, özel sektör tabanlı işyerleridir.

KKTC Merkez Bankası ise elbette Bankalarla işlemektedir ve de "Bankadır". Özel Yasası vardır. Bunların kendi iş saatlerini Bankalara bakarak ve kendi koşullarını hesaplayarak saptamaları doğaldır.Özel iş yerlerinde,şirketlerde ,bankalarda ve kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar, özel çalışma koşullarına sahiptirler. Bazılarında "vardiya" zorunluktur.Aksi takdirde Hastaneyi, liman ve havaalanını, Polisi,Yangın örgütünü nasıl çalıştıuracaksınız? Bu özel durum ücretlerde özel uygulama getirdiği gibi disiplin,sosyal hak ve de elbette tatil konusunda da, o kuruluşun özel konumunun gereği saptanan hususlardır.

1976'de devlet dairelerinde çalışma saatleri ayarlanırken, vardiya usulü ile çalışan yerler konusunda özel karar alındı. Yani hızmete göre düzenleme de yapılacaktı.

Ne var ki GaziMağusa limanında uzun yıllar uygulanmakta olan saat ve usulller, bir anda "Genelleme" ile yıkıldı. Gümrük ve Rıhtım gardiyanları ile Gümrük memurları, yarım gün çalışmaya geçince liman felç oldu. Öğleden sonra limana girmek üzere gelen gemiler limana giremediler veya sabah yükünü alan veya boşaltan gemiler limandan çıkamaz oldular. İthalatcı öğleden sonra malını kurtaramayarak sıkıntıya düştü. Ek mesai ağırlıkllı olarak gündeme oturdu, maliyet arttı.Yolcu gemileri ek mesai topuzu yediler.

Burada tümünü saymak istemediğim hızmetlerde, "vardiya" görevlendirilmesi yapıldı. Yapmayanlar direndiler ama sonradan onlar da hizaya geldiler. Gelmeyenler vardır.

İşte şimdi her yaz girişinde olduğu gibi aynı olayları yaşıyoruz. Devlet daireleri çalışmıyorlar. Bu hastalık gibi ötekilerine de yayılıyor. Ancak geçmişte olmayan lüks, şimdilerde dairelerde ve öteki işyerlerinde bol bol mevcuttur. Soğutma cihazları her yana yayıldı ama devlet buna rağmen kapısını kapattı. "Siesta" uyguladı. Hızmetin bağlantılı olarak sürdürürülmesi gereken yerlerde kopukluk olmaktadır. Özel Sektör devletle işini sonuçlandıramamaktadır. Bankalar elbette KKTC Merkez Bankası ile çalışmak zorundadırlar. Kaldı ki her Kurum ve Kuruluşun kendi yasaları hızmet ve çalışma koşullarını belirlemektedir. Nimette ve külfette denge oluşturulmuşsa, bunu sadace çalışma saati olarak algılamak hatadır.O zaman hızmetler durur, felç olur.

Buradan "Okullar" konusuna geçebiliriz. Ya açılışta ya da sınav ve tatile doğru yapılan grevlerden gına geldi. Halkın bıktığını sokağa çıkarak ilk rastlayacağınız kişiye sorarak öğrenebilirsiniz. Sendikacılar ne söylerlerse söylesinler, "Ağaılık" yetkilerini kullandıklarını herkes kabul etmektedir. Bu arada da "Öğretmenlik" mesleğine zarar verilmektedir. Öğretmen,sıradan fabrika teknisyeni değildir.Öğretmen,mezara kadar anılacak, ana veya babadır.O öğrenciye anımsayacağı bir "Öğretmen" imajı bırakmak zorundasınz. Yoksa bu öğrenciler hayatları boyunca grev yapmış "Öğretmeni" anımsayacaklardır
.

Sendikacılık da kurallar içinde olduğu takdirde olumlu sonuç getiren yapıya sahiptir. Hislerle, politik oyunlarla, görüşerek çözülecek konuları, greve kadar sarkıtmakla bir yere varılamaz.Sendika ağaları hem kendilerine, hem üyelerine, hem de halka ve devlete zarar verdiklerini anlamalıdırlar. Olay hak aramaktan çıkmıştır. Her hızmeti saboteye dayanmıştır. Olay iktidara zarar vermekle sınırlı olamaz. Esas zarar gören öğrencidir, hızmet bekleyen halktır... Gerekçeniz kabul edilebilir değilse, arkanızda halk desteği kalmaz...Siyasi Partiler de sırf iktidarı zora ve dara sokmak için haksız greve destek verdiklerinde arkalarına halkı alamazlar.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.