Rum katliamları ve Pontusun soykırım törenleri!

Yayın Tarihi: 30/05/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

"EFRASYAP" Internet sitesinde Türklük Dünyasının haberleri ve ilgili yazarların yorumları yayınlanmaktadır. Avrasya ülkeler coğrafasından sunulan seçkin haberler, bir yerde Türklük Dünyasının uyanmakta olduğunu göstermektedir. Son gelen haberlerden biri beni çok ilgilendirdi. Ve de aynı zamanda Kıbnrıs'ta kıyıma uığrayan kardeşlerimiz hakkındaki davaların Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti mahkemlerinde reddedilmeleri ile karşılaştırdım. Meğer dünya, sesini yükseltenlerin dünyasıymış!

Bakınız Yunanistan'daki ünlü Pontus derneklerinin haftasonu marifetlerine. İşte haber: "Düzenledikleri "Üç Soykırım Tek Strateji" adlı toplantı, Batı Trakya'nın Gümülcine kentindeki Arcadia otelinde gerçekleşti. Toplantıda, Batı Trakyalı Türk gazeteciler ölümle tehdit edildi. "Üç Soykırım Tek Strateji" adlı toplantıya Batı Trakya Türklerine karşı yürütülen faaliyetlere destek vermesiyle bilinen işadamı Prodromos Enfiyecioğlu, eski Meclis Başkanı Apostolos Kaklamanis, Şapçı Belediye Başkanı G. Pililiçis, Pontus dernek başkanları, Ermeni ve Ortodoks kilisesi temsilcileri ile yaklaşık 500 kişi katıldı. Etkinliğe Günülcine, İskeçe, Drama ve Dedeağaç bölgelerinden Pontuslular da katıldı.
Toplantıya gergin bir hava hâkim oldu. Yapılan bütün konuşmalarda Türkiye'nin Ermeni, Pontus ve Süryanilere uyguladığı sözde soykırımın uluslararası alanda tanınması ve Türkiye'nin tazminat ödemesi istendi.

Bazı konuşmacıların Hitlerin yaptığı katliamları Atatürk'e çamur atmak için kullandıkları görüldü. Bu reziller utanmadan Atatürk'ün soykırım yaptığın ı söyleyecek kadar küstahlaştılar. Etkinliğin sonlarına doğru salonda bulunan Türk gazeteciler TRT muhabiri İlhan Tahsin, Ahmet Davut ve İbrahim Baltalı hedef gösterildi. Bazı kişilerin parmakla göstermesinden sonra kameralar Türk gazetecilere çevrildi. Gazeteciler fişlenircesine hepsinin tek tek fotoğrafları çekildi. Soykırım günü kabul ettikleri, 19 Mayıs dolayısıyla bastırılan yaka kartları tahrik edercesine Türk gazetecilere verildi. Etkinliğe katılan bazı davetliler gazetecilere, "Bu fotoğrafları yayınlarsanız sizi öldürürüz. Yeter artık fotoğraf çekmeyin, ses almayın!" türünden ölüm tehditleri yağdırdı, basın mensuplarını taciz ettiler.

Gümülcine'de yayımlanan aylık Rodop Rüzgarı Dergisi'nin sahibi ve gelen yayın yönetmeni İbrahim Baltalı, yaptığı açıklamada, "Demokratik bir ülkede sadece kendi geçmişlerini düşünen, kendi ülkelerindeki insanlara yapılanları görmek istemeyen bir zihniyetin, azınlık basınına gösterdiği bu tehditkar tavrı şiddetle kınıyoruz." dedi.

İşte tam bu sırada da Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'nde o çook çook barışçı Hristofyas Lârnaka'da Ermenilerin icat ettikleri sahte soykırım(?)anıtını açtı ve Türk Ulusuna küfretti. Yani bu hiddetli ve şiddetli Hristofyas, Papadopulos'tan daha hızlı ve öfkeli çıktı. "Rumlarla Errmenilerin güzergâhının aynı olduğunu" ilân etti ve Larnaka'daki bu anıtın dünyaya referans olarak gösterileceğini işaret etti...

Yani pislik ve rezillik. İşte bu Hristosyas, KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın "Yoldaşı" ve de o çok barış ve çözüm yanlısı olan efsanesidir...Maşallah! Hristofyas,Kıbrıs Türkünü ve de AKEL'in Rum üyelerini katledenlerden niye hesap sormaz?
&&&
GELELİM KIBRIS'A

Yukarıdaki haberden sonra , 11 yılda verdiğimiz 2800 Şehidin bir kısmının hesabını sormak üzere, Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti mahkemelerinde açılan davalarda, Rum Yargıçın nasıl öfke kustuğunu öğrendik. Yani 1960 "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin" Cumhurbaşkanı ve de Kilisenin başı Makarios, Meclis Başkanı Kleridis ve Bakanları, oturup Türkün imha plânı, "Akridas Plânını" hazırladılar ve 21 Aralık 1963'de uyguladılar. Türklere kıyım yaptılar. Türkleri devlet makamlarından ve Meclisten silâh zoruyla attılar. Adanıon her tarafında kundaktaki bebeklere kadar kıyıma uğrattılar.Toplu mezarlara gömdüler. Şimdi o Toplu mezarlar yanın da Toplu Kuyu mezarlar ortaya çıkmaktadır...Ama utanan, sıkılan, suçu üstlenen veya suçluyu arayan yok...

İşte bu kıyımı, bu cinayetleri, Rumun Mahkemesine taşıyanlar reddedildiler. Taşkent ve Terazi'de katledilenlerin ailerinin Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti aleyhine Rum Yüksek Mahkesinde açtıkları dava, "Konunun yetkisine girmediği" gerekçesi ile reddedildi. Yani Türkü kıyıma uğrattılar; Ama iş yargıda hesap vermeye gelince duvar oldular...

Hangisi soykırım? Dohni, Alaminyo, Ayvasıl, Muratağa, Sandallar, Atlılar ve binlerce kişinin Şehit edildiği kent ve köylerimin hesabını kim verecek? AB bu katilleri mi uygar diye arasına alarak ortaklık kurdu? Bunun için mi Kıbrıs Türkünü ambargo altında tutuyor? Bunlar için mi Türkiye'ye tanıma baskısı yapıyor? ABD ve İngiltere mi bunlara kol kanat germektedir? İnsanlık hakkını korumakla yükümlü, BM veya Uluslararası İnsan Hakları Mahkemeleri veya Örgütleri bunlara niye kalkan olmaktadırlar?

Utanmazlar, sıkılmazlar, bir de Dünyanın tepesinde yeri olan Yüce Atatürk'e dil uzatacak kadar küçülmekte ve Pontus çığırtlkanlığı, Ermeni yobazlığı yapmaktadırlar ... Utanınız... Kıbrıs'ta kıyıma uğrayan kardeşlerimizin hesabını,suçlular dünyanın öbür ucunda da olsa sormak zorundayız. Herkes buna destek olmalıdır. Devlet eliyle işlenen cinayetler bedelsiz kalmamalıdır. Makarios bir din adamı mıydı? Din adamı cinayet plânı mı yapar? Binlerce Türkün katili kim Ortaya dökülmelidir...Akridas Plânına imza atanlar, bunun hesabını vermelidirler...Hadi "Yoldaş"(!) Hristofyas, kıyıma uğratılan Türkler için de anıt dik ve katillerden hesap sormak üzere Rum Mahkemelerinin elini kolunu serbest bırak..

NOT: Dünkü yazımın başlığı bilgisayarın azizliğine uğradı ve bir gün önceki başlık yinelendi. Dünkü yazımın başılığı "S.O.S.mi? YOKSA?" olacaktı.Özür dilerim.İ.K.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.