"Türkiye bizi Kıbrıslı Türklerden ayırdı"!

Oyun üstüne oyun izliyoruz.Bizi aptal yerine koydular;"Yoldaşlar" bir o yana, bir bu yana atıp tutuyorlar.Hristofyas, Rum ve Yunanlının "Enosis" yolunu açmakla görevlendirildi. Masaya yağan haberleri, ard arda koyunca, dehşete düşmemek olası değil. Herşey Hristofyas'ın seçiminden sonra, Atina'da yapılan toplantıda saptanmıştı. Orada "Enosis" yolunun AKEL üstünden "Yoldaşlık" ayaklarına yatılarak açılması öngörülmekteydi. "Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti", bir dakika için de olsa feshedilmeyecek, her türlü baskıya rağmen sürdürülecek,Türkler için bulunacak çözüm, onları varolan "Cumhuriyetin" bir parçası yapacaktı. Bunu sağlamak üzere Türkiye'nin etkisi sıfırlanacak, suçlanacak, Türk Ordusunun adadan çıkışı sağlanacak ve garantiler reddedilerek AB garantileri ile yetinilecekti.

Şimdi haberler içinde yüzüyoruz. En vurucu değerlendirme ise KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat'ın eşi Oya Talat'ın ziyaret ettiği Hristofyas'ın eşi Elsi Hristofyas tarafından yapıldı. Bayan Elsi Hristofyas, Şehitlerimiz kuyulardan çıkarılırken, "Türkiye bizi Kıbrıslı Türklerden ayırdı" diye buyurmuş...Elsi Hristofyas, bu tarafta Oya Talat'ın yaptığı gibi o tarafta örgütler silsilesinin Sekreterliğini yapıyor. Malûm Oya Talat da "Kadın hakları" falan diyerek görüşmelerin sonunda ihtiyaç duyacağı için tüm Kadınları en tepede yönetmenin formülünü uydurdu. Elsi Hristofyas da Sekreterliğini yaptığı o taraftaki örgütler adına bakınız neler dedi: "Kıbrıs sorununun ilkeler zemininde çözümlenmesi ve görüşmelerin başarıyla sonuçlanması için yeni Hükümete (Sevgili eşinin Hülkümetine demek istiyor) destek vermekteyiz. Kıbrıslı Türklerle iletişim sağlanması için her fırsatı değerlendireceğiz. Ayrıca uzun yıllar Türkiye, bizleri Kıbrıslı Türklerle ayırdı. Bu ayrımın tüm yabancı müdahaleler olduğuna inanmaktayız"...

İşte Rum sahtekârlığı. Akridas Plânını hazırlayan Makarios ve şürekası; Türkü imha plânını uygulan ise Yunan ordusu ve Rum milisiler. Komutanları ise 1960 Cumhuriyeti'nin Devlet Başkanı,Meclis Başkanı ve Hükümetin Bakanları.Tümü Rum kanadı. 11 yılda 2800 Şehit verdik. Bu sayı 1955 Eoka gününe taşınırsa Şehit sayısı kabarır. Bunu görmeyen görmek istemeyen Papadopulos" 11 yılda tek Türkün burnu kanamadı" demişti. Şimdi de yoldaş Hristofyas'ın yoldaş eşi, Kıbrıslı Türkleri kendilerinden Türkiye'nin(?) ayırdığını söyleyecek kadar gaflet içinde...Oysa Makarios'un BM Güvenlik Konseyinde yaptığı konuşma kendilerinin ateşle oynadıklarını, Rus ruletinin kendilerine cehennemi sunduğunu, adayı her türlü belâdan, Uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan tek başına müdahale yetkisini kullanan Türk Ordusunun kurtardığı tarihi bir gerçek. Bu kurtulanlar arasında, AKEL'ciler başı çekmekte idiler. O günlerde Kıbrıs Türk Yönetimine sığınınların listesi hâlâ elimizdedir...

&&&

ORTAK SEÇİM VE ORTAK LİSTE

Oyun sürmektedir. AKEL sadece Türk Ordusunun adadan çıkarılması ile uğraşmamaktadır. Atina'da alınan kararları aynen uygulamanın peşindedir. Komitelerde, ortak seçim yapılması ve oy pusulalarının da ortak olması kararlaştırılmış... Bu formül aslında "Enosisi" gerçekleştirme lobisinin başında bulunan Yunanlı Armatör Costas Carras tarafından geliştirilmiştir.Oyunu değerlendirelim:
1."Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti", Başkanlığının dönüşümlü olması lâf ola masaya kondu. Amaç anlaşmalı olarak reddedilmesi ve Başkanlığın her zaman Rumlarda olması idi. Bunu sınadılar ve sağlama bağladılar.Seçimi için de ortak liste ve karşı "Toplumdan" %25 oy alma koşulu gelmektedir.
2.Ayrıca Milletvekili seçiminde Türk ve Rum Partilerinin ortak liste çıkarmaları da mümkün olacaktır.Yoldaşlar, kolkola seçime gireceklerdir.

&&&

TÜRK ASKERİ ÇEKİLSİN
Atina toplantısında saptandığı gibi Yunan Dışişleri Bakanı Bakoyanni, sık sık Türk askerinin adadan çekilmesini gündeme taşımaktadır. Önce Kıbrıs (Rum)Cumhuriyeti'ni emrivaki ile AB üyesi yaptılar.AKP Hükümeti Türkiye'nin üyeliği ele alınacağına inanarak, buna itiraz bile etmedi.Şimdi Bakoyanni, "Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesidir.Buna dayanarak bütünlüklü çözüm gerekmektedir. Müzakereler elbette BM çatısı altında yapılacaktır ama AB'nin de kendi rolünü üstleneceğini bilmek gerekmektedir. Artık Kıbrıs'ta Kıbrıslı bir çözüm gerekir".

Yani Yunanistan mücadele edecek, koşullar koyacak, Kıbrıs'a müdahale edecek ama iş Türkiye'ye gelince bunun adı Kıbrıslı olmayan çözüm olacak...Tam bir Bizans kurnazlığı...Ve de "Türk askeri Kıbrtıs'tan çekilmeli" buyuruyor Bizans kökenli Bakoyanni...

Yani Yunan müdahale edecek;koşullaırnı kabul ettirecek, Yunan Ordusu adaya egemen olacak; Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Rum Cumhuriyeti'ne dönüştürülmesi sağlanacaktır. Federal yapı ise palavra.Hele yoldaşlar anlaşsınlar gerisi kolay!...Oyun sürmektedir.

&&&

VE BAKİR DOĞUM
Bu formül de doğmadan öldü. Çünkü KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat, inanamdığı bu koşulu lâf ola masaya sürdü. Gizli görüşmelerde de Hristofyas'la aralarında işi hâllettiler. Bunu AKEL sözcüsü Kipriyanu açıkladı. Nitekim Yunanistan'ın koyduğu koşulların tümü Talat tarafından kabul edildi. Nedir bunlar?
1.İki Devletin varlığına değil; iki Topluma dayalı yapılanma olacak
2.Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti anayasası değiştirilip kabul edilecek; zaten Hristofyas ve Talat'ın temsilcileri İsviçre'de, bu Anayasa için çalışma yaptılar.
3.Tek Uluslararası kimlik oyunu ise erken maya tuttu.Yani Türkün egemenlik hakkı genelde Self determinasyon hakkı pas pas yapıldı;Talat bağımsızlık ilânında Partisinin kerhen onay verdiği KKTC'nin yıkımına omuz verdi.
4.Talat, Garantiler bahsinde şimdiden "Anlaşma hâlinde adada pek az bir kuvvet kalacak" diyerek, Türk Ordusunun adada etkin güç bulundurmayacağını peşinen kabul etti.
5.Ortak seçmen listeleri ile de yoldaşlığın süreceği üzerinde de anlaşma olduğu anlaşılmaktadır.

&&&

Bu gelişmelere bakarak UBP ve DP'nin nerede olduğunu sormak gerekmektedir.İçte uyduruk Sendikal kavgalara kendini kaptıran bu iki Parti,başka Partilere yama olanların davalarını savunarak, halka şirin görünmek için çırpınmaktadırlar. Halk ise Sendikaların karşısında...

Ulusal dava, bu Partilerin, bu tutumu ile yara almaktadır. İşte gelinen nokta ve işte bu iki Partinin tutumu. Vatan elden gidiyor bitmedi hâlâ sen ben!...