İngiltere,aynayı yüzünüze tuttu!

Yayın Tarihi: 09/06/08 00:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Elbette ayna benim,ya da sizin yüzünüze değil, KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat ve CTP yetkililerin yüzüne tutuldu. Çünkü İngiltere'nin Hristofyas'la "Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı" olarak imzaladığı "Memorandum", 23 Mayıs'ta, önünü-ardını hesaplamadan ayak üstü kararla ortaya çıkan tablonun yansımasıdır.

CTP'nin , geçmişten günümüze, Kıbrıs'ta "İki Halk" veya "İki Devlet" yapısını kabul etmediği ve de "Yoldaş" AKEL'in dediği gibi "Tek Halk, iki Toplum" yapısına sarıldığını anımsamayan var mı? Çünkü bu, Moskova'da üzerinde görüş birliği sağlanan bir yapıdır. Kökünde ideolojik neden vardır. CTP, bu yüzden zamanın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf R.Denktaş'ın Kıbrıs politikasına, hep bu noktadan hareket ederek muhalefet yaptı. Hatta KKTC ilânının karşısına bu yuzden çıktı ama son anda "Kerhen kabul ettik " diyerek KKTC konusunda kabul oyu verdi. Sonra da "Uçak kalkmıştı; biz de içinde bulunduk" savunması yapıldı.

CTP, 8 Temmuz, 21 Mart ve 23 Mayıs görüşmelerinde bu noktadan ödün vermedi ve gidip AKEL'le uyum sergiledi. Burada ortak payda "İki Toplum arasında anlaşma" yapılması ve "Federasyonun iki toplumdan hareket edilerek" bina edilmesi vardır. CTP, Kıbrıs Türkünün "Egemen eşitliğini" dikkate almamaktadır. Böyle bir politikası yoktur. Hatta Annan plânında kabul ettiği "Devletin yeniden doğuşu" da CTP için önem ifade etmemektedir. CTP, varolan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Anayasasında ve de Uluslararası antlaşmalarda yapılacak düzenlemeler sonucunda, "Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'ni" kabul edeceğini ortaya koymuştur. Hatta CTP, Hristofyas'ı "Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı" olarak algıladığını ziyaretler ve özelde yapılan görüşmelerle ortaya koymuştur.

CTP'nin "Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanlığına" itiraz etmediği Hristofyas'la, İngiltere Başbakanı Brown arasında imzalanan ve açıklanan "Memorandum", temelde CTP'nin de savunduğu, hatta kabul ettiği koşullar içermekte, hedefler göstermektedir. Hristofyas'ın Londra girişiminden, CTP'nin önceden haberdar olmaması olası değil. İki Partinin "Üst organları" tek parti gibi sık sık buluştuklarına ve hatta görüşmelerdeki tıkanıklığı karşılıklı görüşme ile giderdiklerine göre, AKEL'in bu girişimini CTP'lilerden sakladığı kabul edilemez. Zaten ortaya konan hedefler CTP'nin reddettiği hedefler değildir.

Bu nedenle, İngiliz-Rum Memorandumuna karşı çıkan, Milli Güçler oldu. Çünkü bu Memorandum, Kıbrıs Türkünün, egemen eşitliğini, eşit ortaklığını, iki devletli yapısını, bakir devlet kuralını, Türkiye'nin etkin ve vazgeçilmez Garantörlük hakkını içermemektedir. Kaldı ki başta Hristofyas olmak üzere tüm güçler, Türkiye'yi hedef alarak, karışmamasını, askerini çekmesini vurgulayarak, dışta bırakmak istedikleri tek ülkenin Türkiye olduğu bilinmektedir. Buna ek olarak İngiltere, arka kapıdan dolanarak kendi Üslerinin korunmasını, sağlama peşindedir.Bunu Moskova bağı sürmekte olan AKEL iktidarında bile erken başarma istemi olduğu anlaşılmaktadır.

Memorandumda "İki ülkenin 1960 antlaşmalarına bağlılık ve yükümlülük" belirtmeleri belki de bugüne kadar Kıbrıs Türküne ve Türkiye'ye yapılmış en büyük hakarettir. İngiltere , "Red devil" dediği kızıl kepli askerleri ile 1963-1964'de, ada Rum Polisi, EOKA ve Yunan askerleri tarafından kana bulanırken olaylara müdahale yaptığını ancak "Devletin Rum işgâline girmesini" önlemediğini anımsamıyor mu? Ve de 1960 antlaşmaları adada "Kıbrıs Rum Cumhuriyeti mi oluşmasını öngörüyordu? Bugün adada 1960 rejimi mi vardır? Kim kimi aldatıyor? Bu Memorandumla sağlanmak istenen sadece İngiliz ve Rum çıkarlarının korunması ve birlikte dayanışmadır.Bu fırsatı onlara veren de "Masadan kalkmayacağı" müjdesini, erken açıklayan KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat ve AKEL'e destek veren ve kolaylık sağladığını ilân eden CTP'dir.

Memorandum bize KKTC'de işlerin hiçbir yönden iyi gitmediğini gösterdi.UBP ve DP artık vijdanlarına danışarak, harekete geçmek zorunda olduklarını anlamalıdır...Kıbrıs bilinçli veya bilinçsiz elden çıkmak üzeredir...
_____________________________
NOT: 8 Haziran-Pazar günkü YENİDÜZEN'de KKTC Cumhurb aşknaı M.A.Talat'ın Memorandum konusunda yaptığı tepki açıklamasının yer almadığını yazdım.Sayın Mutluyakalı telefon edip söz konusu haberin bir önceki gün,Sayın Talat'ın, İngiltere'nin ve Hristofyas'ın açıklamalarının birlikte kullanıldığını işaret etti. Haberi öteki gazetelerin tümü Pazar gün yayınladıkları için gözlem hatası yapmış oluyorum.Özür dilerim

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.