Şu Hrisostomos'un kulağına fısıldananlar bize de fısıldansa!

Yayın Tarihi: 05/08/08 00:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Yoldaş Hristofyas yine devri aleme başlıyor. 3 Eylül'de KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat ile yapacağı görüşme arefesinde ve görüşme sonrasında, "Cerre çıkacağı" şimdiden ilân edildi. Önceki ziyaretlerde isteklerine destek sağlamak amacı idi. Görüşme sonrasında da masada alamadıklarını gittiği ülkelere aktararak baskı sağlamak peşindedir.

Bu oyunun uzmanı Kleridis'ti. Masada "İki Lider" olarak Sayın Rauf Denktaş'la görüşür; masadan kalkar "Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti Başkanı" olarak dokuz düveli ziyaret ederek bizi akadan hançerlerdi. Bunu Makarios,Kipriyanu,Vasiliu,Papadopulos da aynen uyguladı. Şimdilerde bir zamanlar Atina'nın güvenilmezi olan AKEL'in başı ve Moskova bağımlısı Hristofyas, aynı senaryoyu uygulamaktadır. Önce Atina'ya boyun eğdi. "Anavatanlarımız bu işe karışmasınlar biz anlaşırız" diyerek oyunu başlattı. Amaç dış dünyaya Kıbrıs'ta özgür konumda olduğu mesajını vermekti.Ama yine de Karamanlis ve Bakoyanni'nin koltuk değnekleri ile yürüdü.Onlar açıktan atış yapmayı sürdürdüler. İngiltere,ABD ve AB desteği sağladılar.

Şimdi de Kilise desteği sağlandı. Haber son derece ilginçtir.Kaynak Rum basını. Yoldaş Hristofyas ile seçimde can düşmanı Başpapaz Hrisostomos buluştular ve Talat'la yapılan görüşmeleri konuştular. Rum kaynaklarına göre Başpapaza bilgi verildi. Başpapaz da "Beni fazlasıyla memnun etti" dedi. Neymiş bu memnuniyetin kaynağı? Onu da açıkladı. "Başkan sonuna kadar bu ilkelere sadık kalacağını söyledi. Ben de kendisine katıldım. Başkan Hristofyas, kendisine saklaması, başka kimseye söylememesi gereken şeyleri de bana söyledi".

İşte iki düşman bir yerde Talat-Hristofyas görüşmesinde ortaya konanlara bakarak anlaştılar. Başpapaz üstüne üstlük memnun da oldu…Hem de derecesiz…İşte ben de diyorum ki Sayın Talat da bizim kulağımıza fısıldasın Hristofyas'la arasındaki gizli konuşmayı…Çünkü Başpapaz memnunsa, eminim biz kaybetmekteyiz…Bari Talat da bizim kulağımıza fısıldasın gizli anlaşmaları…Günün sonunda kavga etmeyelim herkesle.

&&&
ÜÇÜNCÜ KANTON

Bosna katliamlarından sonra, oraya adım atan üçüncü güçler, kendi ülkelerinde hazırladıkları harita ve anayasayı Müslüman halka dayatmışlardı. Holbrooke bunun başını çekmişti. Hatta katil Karadziç ile de anlaşma yaptığı kendisine uzun zaman dokunmama sözü verdiği de ortaya çıktı.

Buraya niye atladım? Tıpkı Bosna'da oynanan yeni Rum ve Yunanlı oyunu ile karşı karşıyayız. Adamlar, Zati Sungur gibi şapkalarından tavşan çıkarıyorlar. Bu kez de şapkadan Karpaz çıktı. Malûm Sayın Talat "Rumlara ait malların üzerine inşaat yapılmamasına çaba harcıyorum" demişti. Sonra da bazı kuruluşlar sahaya sürülmüştü. Kimi ilginç olarak, kimi ötekilerin ardından sürüklenerek…Karpaz'a elektrik götürülmeyecek, gelişme olmayacaktı! Olursa doğa tahrip edilecekti…Pis oyun buydu.

İşin aslı yeni anlaşıldı. Rum ve Yunanlıların istekleri basit: Geçitkale-Tatlısu hattının Kuzeyi "Karpaz" olarak addolunacak ve Zafer Burnuna kadar "Rum Kantonu ya da Rum Eyaleti" olarak tanımlanacaktır. Hem sahil şeridi alınmış olacak hem de Türkiye'ye boylu boyunca yaklaşılacak.

Yani Bosna'da olduğu gibi Bosna-Hersek olan yapıya "Sırp Cumhuriyeti" eklendi ve Saraybosna'ya boyun gibi girip katliam bölgesi Sreprenica'ya uzatıldı. Orada Bosna ve Hersek olarak ikili yapı yerine yerine buna Sırp Cumhuriyeti eklenerek üçlü yapı oluşturuldu. Her 6 ayda Başkan değişeceği için iki kez Hristiyan, 12 ayda bir de Müslüman başkan göreve gelebildi.

Şimdi de Kıbrıs'ta "Kuzey-Güney" diye iki bölgeli iki toplumlu" diye diye aldattılar,etkin ayrı kimlikli bölge olamaz dediler ve de Karpaz Cumhuriyeti'ni dayattılar.Yani Güneyde geniş toprağı olan ve Rumlardan oluşan "Güney Eyaleti"; Kuzeydeyse daraltılmış "Kuzey Eyaleti" olacaktır. Şimdi buna Rum egemenliğinde "Karpaz Eyaleti" eklenmektedir. Dönüşümlü Başkanlık mı? Al sana dönüşüm. Hükümet mi? Al sana üçte bir temsiliyet…Hükümette,Mecliste,memuriyette,kalkınmada…Her yerde…
Kıbrıs Rumuyla "Şimdi hemen barış " diyenlere duyurulur.Hele hele Türkün tarihine damga vuran Türk-sen'i bile Ruma teslimiyet kordonunda gördüğümüze göre vay halimize…

&&&
VE DE TALAT'IN DERDİ

KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat, her görüşmeden önce ağladı ve Hristofyas'tan şikâyet etti. Şimdilerde Hristofyas'tan değil, lâf ola kendisinden uzaklaşmış görünen ve Rum Liderlerle hâlvet olanlardan şikâyet ediyor. Hatta kendisine tam destek verdiğini bildiğimiz kuruluşların başındakilerden de şikâyeti sürdürmüştü. Ta ki görüşme masasında başta egemenlik hakkımız olmak üzere, temel haklarımızı teslim edinceye kadar.

Şimdi geniş bir söyleşi yayınlandı. Baktık; Sayın Talat 3 Eylül görüşmesi öncesinde yine ağlıyor. Bu kez de Rum yetkilileri ziyaret edenlerden…Neymiş? "Toplumda çözülme,devlete inançsızlık ve güvensizlik ile kimlik sorunlarına özellikle vurgu yapmış. Pasaport almak,güneyle alış veriş ve Rum Liderlerle özel görüşmeden şikâyet etti Sayın Talat…

Oysa Milli Lider Denktaş görevde iken, başta kendisi olmak üzere, Rum yanlısı politika güdenler, "Türk Liderliği bizi Rumlarla temas etmekten alakoymakta" diyerek Liderliği Uluslararası örgütlere şikâyet ediyorlardı. BM, AB ve öteki kuruluşların dosyaları bunların imzalı şikâyetleri ile doludur. Şimdi ne oldu da kendileri aynı durumdan şikâyet ediyorlar?Yoksa sadece kendilerine danışmaları mı istenmektedir?

Hele Pasaport olayına kensisinin şikâyeti olamaz. Rumun Pasaportuna tenezzül etmeyen bizler bunu söyleme hakkına sahibiz. Bizim buna yüzde yüz hakkımız vardır. Çünkü söz konusu Pasaport, "Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'nden" alınıyor. Kıbrıs Cumhuriyeti'nden değil…Buna rağmen Talat ve takımı tarafından halk özendirildi. CTP'liler ilk gün kuyruk oluşturdular. Hatta Türkiye'ye bile bunun kabul ettirilmesi için baskı yapmaya kalkan aymazlar türedi…

Bence Tâlat zor durumdadır. Hristofyas'la, Başpapazın da açıklamasına bakarak Rumları son derece memnun eden ve son derece gizli ve ileri anlaşması vardır. Ortaya dökülünce bunu savunacak durumda olmayacaktır…Hatta Türkiye'nin son açıklamalarının da dışına düşen ödünler verdiği için zor durumdadır. Onun için şimdiden yer yapmaktadır.

Oysa KKTC'de en akıllı karar, erken seçim yaparak halka gitmektir. Çünkü Rum Plânı "enosise" kadar açıktır. Bunu Tâlat'ın ödünleri tetikledi. Bu açıktır. Hesap verme günü geldğinde bu hesabı, ne o, ne de kadrosu veremeyecektir.

Bu halk da ödünlere,Ruma teslimiyete, oy vermeyecektir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.