İhtiyaç ve hızmet hesabı

Yayın Tarihi: 23/08/08 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

"AB" yoluyla dünyaya açılma "Birleşik Kıbrıs'cıların" ana sloganıdır.Dün ne söyleyip,neyi savunduklarını bir yana koyarsak,artık "Sosyalist yapılanmadan" yana olmadıklarını;hatta demokrasi içinde "Devletci" yapıyı savunmadıkları sonucuna varırız. AB standartı, devletci yapıyı değil, "Özel sektörcü" kapitalist ama sosyal devlete de açık bir projedir. Yumurtanın ve portakalın boyutlarını hesaplayacak,ambalajına sınırlama getirecek, taşımacalığına kurallar koyacak kadar da bürokrasi ağırlıklıdır. Ama "Devletci" olmadığı kesindir.

Şimdi Sosyalist yapı ile AB yapısı arasında bocalayan bir iktidarın varlığına bakarak, başta enerji ve haberleşme olmak üzere, birçok temel sektörü değerlendirmek gerekmektedir.Elektrik kavgası sürmektedir. Haberleşmede kargaşa yaşanmaktadır. Ne biri, ne de öteki, halkın istemine,ekonominin gereğine yanıt verecek durumda değildir.Yani taşlar yerli yerine oturtulamamıştır. AB yolunda özel sektörcü bir iktidar, "Enerjide" anlaşılmaz "Devletci" uygulamadan yanadır . Sendikaların arkasında sürüklenmektedir. Ve de bunu kıramamaktadır.

Aynı durumu haberleşmede de görürüz. Türkiye,yabancı işletmeciye verilemez denilen "Haberleşme" ağını, ihale yoluyla Arap karteline teslim etti. Ama bir gerçek ortaya çıktı ki, yeniden yapılanma başarıldı ve hızmet halkın ayağına taşındı. Hata dünyada görüntülü telefon yayılmadan Türkiye ilklerin arasına girmek üzeredir. Hatların yenilendiği, çağdaş aygıtlara kavuşulduğu gözle görülmektedir.Hatta GSM ile yarışılmaktadır.KKTC'de ise durum fecidir. Devletci kafa kendinin başaramadığını,artık Yasasız,temelsiz de olsa "Özelin" yapmasına göz yummaktadır."Wireless" olayı böyle yaratıldı. Fena mı oldu? Aksine artık "Telefon alma" umudurnu kesenler, buna sarıldılar. Devletin temsilcilerinin ise boynu bükük size "Biz iki üç yıldan önce size telefon veremeyiz" demek zorunda bırakılmaktadırlar.Yani yaşasın Cep telefonları! O hâlde adam gibi KKTC'nin tümünü niye ihâle edip adam gibi bir şirkete teslim etmiyorsunuz? Türkiye bunu başardı.

KKTC bir avuçluk bir ülkedir.Bazı yazar arkadaşların yazdıkları gibi Uluslararası Havalanı Ercan'da bile çağdaş yapılanma yapılamadı. Şu cihaz, bu cihaz ya da maliyet unsuru denilerek gelişmeden uzak duruldu. Elbette Ercan ve halen çalışmayan Geçitkale kârlı bir yatırım olmadığı için TAV gibi ciddi firmalar bunlarla ilgili değiller.Burada havacılığın ya Devlet eliyle doğrudan veya Kamu Kuruluşları aracılığıyla yerine getirilmesi gerekmektedir. Ancak kafalar özel sektör kafası ve kararlar özel sektör yapılanması ile alınmalıdır. Değilse, o kontrol, bu kontrol, o kural, bu kural denecekse işte şimdiki rezillik kalır geride.

Projeler dışa açılırsa ilgili firmalar kendi finanslarını birlikte getirirler. Bunu koşul koyarsınız. "Güneş enerjisi", sadece ihtiyacı karşılamamalı, Kent, köy ve ara yolları ve tüm sokakların aydınlatılmasına kadar yaygınlaştırılmalıdır. Bunun için Uluslararası ihâle gerekmektedir. Bakanlık bu alanda deneme ihâle yapacağına 100-200 Megawattlık Güneş santralları için ihalelere girmekten niçin çekinmemelidir.Bizim kaybedecek zamanımız yoktur.Elektrik enerjisini özel üretmeli, Devlet dağıtım ağını yenilemelidir.

Aynı şekilde "Telekomünikasyon" da özel-devlet bağı ile yenilenmelidir. Devlet sadece yardımcı rolü oynamalı,üretim ve halka ulaşım özelde olmalıdır. Devlet de denge unsuru görevini yüklenmelidir.

Hava ve deniz limanlarının durumu yürekler acısıdır. Yapamıyorsanız parçalar, kiralarsınız. Ama yatırım yapana…Devletin kiralayacağı araziyi tümden özele vermek ve onun aracı kiracı olmasını beklemek anlamsızdır. Özel sektör adam gibi yatırım yapmak üzere devreye sokulabilmelidir.

Gelelim pahalılığa; Yılradan beri Türkiye ile KKTC arasında vergi-resim ve harçların kaldırılmasını yazar dururuz.Konuşuruz,tartışırız. Oysa Gümrük vergisi ve fonlar saçma sapan noktalardadır. Bunca yıldan sonra bütçeden para ayırıp yapılacak hızmetler için "Fon" kurmak ve halkın yoğaltımına yük yüklemek akıl kârı değildir. Fonlar tümden kalkmalıdır.Fon ekonomi için zararlıdır. Devlet küçülecek derken büyütmek ve "Yerel giderleri kaşılamak hayâli kurmak" affedilecek bir konu değildir. Yatırıma olan engelleri kaldır ve yatırım yapılmasını sağla, KKTC'yi dışa aç, iş alanı yaratılmasına katkı koy ve de devlet kapısına başvurmayı sıfırla…Memur olmazsa öğretmen sayısını arttırmak ve istihdam kapısını sürekli açık tutmak kimseye yarar sağlamaz.

Burada kök konulara işaret etim. Ama devlet dairelerinde kimlerin neyle meşgûl olduklarına tanık olunca, gerçekten moralimizin bozulduğunu söylemem gerek. Beyler, kurtulunuz bu ıvır zıvırdan. Herkese de, "Merak etmeyiniz Kıbrıs sorunu antlaşma ile sonuçlanacak ve sorunlar bitecek" demekle kimse kimseyi aldatmasın…Rumun kapısında köle olmak sorun çözmek demek değildir. KKTC'de başımız dik, kaynaklarımıza en verimli şekilde sahip olmak ve halka ucuz hızmet taşımak gerek.Yol ve yöntem doğru olursa başarı da olur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.