Türk görüşü hangisi ?

Yayın Tarihi: 15/10/08 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat'ın özel temsilcisi ve de görüşmecisi, CTP Milletvekili Ödil Nami, geçen gün bir açıklama yaptı ve ne kadar üzerine titrediğimiz kırmızı çizgimiz varsa alay etti ve dışladı.Kıbrıs davasının geçirdiği evreleri bilememenin veridiği yanılgı deyip geçme lüksümüz olamaz.Çünkü Nami,KKTC Cumhurbaşkanının temsilcisidir, Milletvekilidir; görüşmecidir ve ağzından çıkan sözcüklerin nereye kadar uzanacağını bilmek zorundadır. Elbette o bunu bilmektedir. Bizler de onun bunu bildiğini ve bilerek konuştuğunu bilmektreyiz. Yani oyun açık açık oynanmaktadır. Birleşik Kıbrıs'ı yaratmaya and içenler, bunun uğruna Türkün davasını kurban etmeye kalkmaktadırlar.

Bu tutum dış kaynaklı onca masraf yapılarak Türkler ve Rumlar arasında, her yaşta düzenlenen ortak etkinlik ve aydınlatma toplantılarında söylenenlere tamı tamamına uymaktadır. Hele sık sık Yunanistan'da, Türk ve Rum gençlerini toplayarak söylenen sözlerin aynısının tıpkısıdır.

Ama işte o ama farklıdır. "Ankara destek vermektedir" diyenler, başta Cumhurbaşkanı ve de onun sözcü ve temsilcilerinin söylediklerinin aynını söylememektedirler.Yüzde yüz biim görüşümüz bağdaşmasa da, işte Türk Dışişleri Bakanlığının Kıbrıs politkası. Söcünün açıklamasını aynen sunuyorum:

"Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Burak Özügergin, doğrudan görüşmelerin
başlamasından sonra ilk kez Rum tarafını eleştirerek, "Kıbrıs sorunuyla
ilgili görüşmeler sonsuza kadar devam edemez" dedi. Sözcü, Rum tarafının Türk tarafına haksız suçlamalarda bulunduğunu söyleyerek, Rum tarafının beklenildiği gibi ve Türk tarafının umduğu gibi hareket etmediğini belirtti.
Sözcü Özügergin, "Suçlamaların, çözüm felsefesine karşı olduğuna
inanıyoruz" dedi ve "önemli bir fırsat doğduğunda, değerlendirilmesi gerekir"
diye ekledi. Özügergin, Ankara'nın devam eden yapıcı tutumu desteklediğini belirterek, KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat'a tam destek verdi. Ve son noktayı şöyle oturttu: " İki ayrı halka, iki ayrı yönetime, iki bölgeye ve iki eşit
devlete dayanan yeni bir ortaklığın olması gerekmektedir. Çözüm,
Türkiye garantilerinin devam edeceği bir çerçevede gerçekleşecektir".

İşte son tablo bu.Bu tarafta Talat ve Nami, karşıda Türk Dışişleri Bakanlığı. Acaba destek bunun neresinde?Bir taraf Ruma tavla teslim,öte taraf biz yeterli bulmasak da, kırmızı çizgilerini ortaya sürüyor. Ankara gidişte yeri olmadığını görüyor mu ? Görmüyor mu? Yoldaşlar emrivaki için cesaretlenirlerse buna hazır mı?

Ha bir de Namilerin ötesindeki Kıbrıs Türkü vardır ki KKTC'ye toz kondurmamakta kararlıdır. Devletin yok edilmesinin tam karşısındadır. Türk Ordusunun ebediyete kadar bu adada tam güçüyle bulunacağını savunmaktadır. Egemenlikten kıl payı ödün vermemekte kararlıdır. Acaba Ankara'daki iktidar hangi kulvardadır?
&&&
CARRAS FORMÜLÜ MASADA

Ilk kez 1980'li yıllarda Londra'da Türk Parti temcilcilerinin de katıldığı Rum parmağı ile oluşturulan "Friends of Cyprus " toplantısında, Enosis görevlisi, Armatör kılığı ile dolaşan ama Rum-Yunan lobisinin baş görevlisi ve Yunan istihbaratının önemli elemanlarından,şimdiki zırhı ile İlter Türkmenle birlikte Türk-Yunan Formu EşBaşkanı Costas Carras tarafından önerilmişti.

Uzunca bir inceleme yazısı hazırlayan Carras,baklayı ağzından orada attı."Kıbrıs'ta Birleşik Kıbrıs oluşturulacak,Devlet Başkanı ve Yardımcısı dönüşümlü olsa da, bu iki kişi Türk ve Rum seçmenler tarafından ortak oyla seçileceklerdir". Carras'a göre seçilmek için öteki halkın seçmeninden en az %25 oranında oy alma koşulu olacaktır.Yani karma oylamada Rum kimi başa getirmek isterse o Türk Halkına ikram edilecek!Yeter ki Rum-Yunan rahlesinden geçmiş olsun!

Orada bunu hayretle izledim. Costas Carras ilk kez bizlerin de bulunduğu sahneye çıkıyordu. Artık oyununu açık oynayacaktı. O günden bugüne hâlâ sahnededir. Bol haneli bütçe ile gidişe şekil vermektedir.O gün birlikte resim çekip o günlerde yayınlamakta olduğum "KIBRIS POSTASI" gazetesinde yayınladım. Türk kamu oyu ilk kez onu orada gördü.

Onun teine orada karşı çıktım. Toplantı sonrasında da Carras'la tartıştım. "Batı Trakya'da Halkın kendi müftüsünü seçme hakkı olmadığını ve Müftü olarak başında görmek istediğini seçemediğini,Yunan makamlarının istediği kişiyi atadığını ileri sürdüm ve şimdi de Kıbrıs Türk Halkının "Lider "konumundaki kişiyi de Rum oyları ile başımıza belâ mı etmeyi planlıyorsunuz?" dedim…Adam pişkin pişkin güldü…

Sonra bunu Annan Plânına serpiştirdiler uygun formüle. Şimdi de altın tepsi içinde Talat'ın önüne koydular…Yoldaş Yoldal işi pişirip kotarmak için…

İşte gidilmekte olan yol. Okul kitaplarının aynı ellerle değiştirilmesi, aramızda bazılarının Euroya olan düşkünlükleri, gençlerin toplama kamplarına alınarak beyin yıkanması da işin abası…

UYAN KIBRIS TÜRKÜ UYAN…Teslimiyeti silkinip sen atabilirsin…1955'lerde her türlü yokluğa karşın yaptığın gibi… Önce SEN silkin !…Sonra destek ara… Gidiş uçuruma doğru sürmektedir.Aktörler meydanda…Türkiye'deki ne iktidar ne de muhalefet Partilerinin Kıbrıs davasına aldırdıkları yok…Onlar aralarında boğuşmakla meşgûl…GİRİT böyle gitti. Tarih yalan yanlış yazmaz…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.