İlticacılar ve seçim

Geçen haftaki yazımda yaklaşan Birleşik Krallık Genel Seçiminden bahsetmiştim.

Seçim kampanyaları hızla sürmekte. Her seçim kampanyası için partiler günah keçileri ararlar.

Ezici çoğunluğu sağ görüşte olan medya, özellikle yazılı basın ve bazı gerici radyo sunucuları, ve tabi ki siyasetçiler yalan, yanlış bilgiler vererek seçim sonuçlarını etkilemeye çalışırlar.

Göçmen toplumlar, özellikle ilticacılar öcü olarak gösterilirler ve ülkenin karşılaştığı sorunlardan sorumlu tutulurlar.

"Mülteciler Meclisi" isimli kilit örgütün web sitesinden ald?ğ?m aşağ?daki bilgiler çok yayg?n olan baz? yanl?ş bilgileri düzeltmesi aç?s?ndan çok önemlidir.

- Dünya çapında ilticacıların dörtte üçü az gelişmiş ülkelere sığınır. Avrupa sadece yüzde 18 ilticacı barındırır.
- Son beş yılda iltica başvurularında büyük düşüş kaydedildi.
- Bircok ilticacilar yerli halktan daha fazla academic diploma sahibidirler.
Aralarında çok sayıda doktor ve öğretmen bulunmaktadır. Doktor bir
ilticacıyı yeniden eğitmek £10 bin sterlin, baslangıçtan bir doctor eğitmek £250 bin sterline malolur.
- Göçmen toplumlar, ilticacılar da dahil, bütçeye yerli toplumlardan daha fazla katkı yapar.
- İltica başvurusu yapanlar ancak bir yıl bekledikten sonra yasal olarak çalışabilirler. Bu zaman zarfında normal sosyal yardım parasının sadece yüzde yetmişini alabilirler.

Tüm yukarıdaki bilgiler Muhacerat Dairesi, Göçmen Meclisi, Oxfam, Tıp Kurumu gibi kurumar tarafından sağlanmıştır.

İnsanın doğup büyüdüğü diyarları bırakıp hiç bilmediği yerlere göç etmesi çok zor verilen bir karardır. Çoğu kişiler savaşlardan, açlık ve sefaletten, işsizlikten kurtulmak icin iltica ederler.

Ben iltica sebeblerinin siyasi ve ekonomik olarak ikiye ayrılmasını kabul etmiyorum. Avrupa ve ABD ilticayı yaratan unsurların başında gelir. Afrika ve diğer az gelişmiş ülkelerde despotik kukla rejimler yaratarak, onlara silah satıp destekleyerek, ekonomik sebebler yüzünden Irak gibi ülkelere saldırarak dünya çapında milyonlarca insanın evsiz, barksız kalmasina yolaçan, milyonlarca çocuğun gıdasızlık ve ilaçsızlıktan ölmesine sebebolan batılı ülkelerdir.

Canlarını tehlikeye sokarak kamyonlarda saklı, derme çatma sandallarda okyanuslara açılıp batının sebeb oldugu durumlardan kaçmaya çalışan insanları ülkelerine vardıklarında uluslarası hukuka aykırı olarak hapishanelerde aylarca tutan ve onları her fırsatta günah keçisi olarak kullanan Avrupa ülkeleridir.

Kendi toplumumuz içerisinde de ilticacılara karşı yanlış bilgilenmeden kaynaklanan çok büyük bir antipati olduğu malum. Bizim ülkelerimizden de zamanında çok sayıda ilticacı geldi. Çok sayıda genç, öğrenci, emekçi düşünceleri yüzünden işkenceye tabi tutuldular ve canlarını kaçıp bu ülkeye gelmekle kurtardılar. Bu insanlar vatan haini olarak gösterildi. İşkencecilere değil, işkence edilenlere diş biledi birçokları.

Geçmiş TUC (Sendikalar Meclisi) bir raporlarına göre göçmen toplumlar ekonomik gelişime önemli ölçüde katkı sağlamakta ve zannedildiği gibi maaşların aşağıya çekilmesine ve yerli halk arasında işsizliğin artmasına sebeb olmamaktadırlar.

Üstelik göçmen toplumlar aldıkları hizmetlere göre yerli toplumlardan çok daha fazla vergi odemektedirler. Haberi atın ağzından duydunuz. Yine de oy avına çıkan siyasilere inanmak isterseniz siz bilirsiniz.